Aile bozuksa, toplum da bozuktur. Bundan kaynaklanan çöküş hemen her alana sirayet eder. Böyle bir toplum korkunç boyutlarda güven bunalımı girdabına girer, kendine gelemez ve kurtulma azmini kaybeder. Güvensizlikten dolayı kişiliksizliğe maruz kalır.
Allah Teâlâ her şeyi en iyi bilendir. Ailenin bozulmaması için aile kurumunu korumayı emreder; “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun” diye buyurur. (Tahrim:66/6) Bu korumanın alt yapsını tahkim eder; Ey Resûlum! Rabbin, “Kendinden başkasına kulluk etmeyin, Ana babaya iyi davranın” diye kesin emir verdi. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlığa ererlerse onlara “öf” bile deme. Onları azarlama. Onlara gönül alıcı söz söyle. Ve ikisi için merhametten tevazu kanadını ser. Ve de ki: “Ya Rabbi! Onlar beni, ben çocuk iken koruyup kolladıkları gibi şimdi ikisine de merhamet eyle. (İsrâ:17/23,24) Rabbimiz bunu emreder ve devam eder.
Biz insana, ana babasını tavsiye ettik. Onun anası kendisini za’f üstüne za’f ile taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıldır. “Bana ve ana babana şükret. Dönüşün ancak banadır.” “Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim.” (Lokman:31/14,15) Ayette görüldüğü gibi ana baba müşrikte olsa, ailenin temel değerleri oldukları için evladın görevi değişmez. Onlara dünya hayatında sahiplenmesi ve onlara hizmet etmesi emredilir. Evlat ana babaya hizmet etme ve bakma zorundadır.
İnsanların daha açık ve net anlamaları için Allah Teâlâ, aile bireylerini birbirine nasıl kenetlediğini, gelen ayette şöyle anlatır; Allah size kendilerinizden zevceler yarattı ve size zevcelerinizden oğullar ve torunlar verdi ve sizi çok hoş nı’metlerden rızıklandırdı. Şimdi bâtıla inanıyorlar da Allahın nı’metine nankörlük mü ediyorlar? (Nahl:16/72) Bunuda nasıl gerçekleştirdiğini bir başka ayet ile beyan ediyor; Yine O Allah’ın alâmetlerindendir ki, kendilerine meyil edip sükünete eresiniz diye, sizin için, kendi cinsinizden zevceler yarattı ve aranıza aşk ve merhamet yerleştirdi. Şüphesiz ki bunda, düşünecek kavim için ibret alacak alâmetler vardır. (Rum:30/21) Bu alametler, ancak ahlâkî ilkelerimizle güç kazanır.
Allah Teâlâ, halis kullarını, bozguncu yaratıklardan daha çok sever. Kullarının hem dünyada ve hemde ebedi hayatta sonsuz mutluluklarla karşılaşmalarının sebebini belirler. Hangi kulunun hangi muameleye layık olduğunuda en net O bilir. Ciddi meseleleri anlama özürlüsü olan bozguncuları da O bilir. Onun yaratıp çok önemli bir işlevle donattığı çok önemli ve çok değerli insan olan kadınları, fıtratlarının zıddına inandırıp İslam toplumunu aileden vurma ve müslümanları yok etme emellerini gizleyerek vahşice saldırılarına devam eden “haçlı zihniyet” “şiddeti” sebep göstererek yıkıma ağırlık vermektedirler.
Allah Teâlâ çok anlamlı uyarı sinyalleri veriyor. Onun yaptığı uyarıları istismar etmeye kalkışıp ortalığı bulandıran “haçlı zihniyet” diğer tarafta şiddet üretip ve şiddeti de cinnete dönüştürmeyi başarıyorlar. İnsanları biribirine kırdırtıyorlar. Kadını fıtratından soyutluyor ve erkeğinin karşısına tahammül edilmez saldırgan bir yaratık olarak dikiyorlar. Sonrada “tavşana kaç, tazıya tut” komutu veriyorlar. Türkiyede bir yılda beş yüz elli bin erkeğe evden uzaklaştırma cezası veren bir mevzuatı olan devlet, bunca mağduru hangi gerekçe ile cezalandırıyor ve karı kocayı bibirine düşman etmekle ne kazanıyor, bilinmiyor.
Ciddiyet ve dürüstçe değerlendirmek gerekir. Bir ülkenin nüfusunun yüzde doksan sekizinin Müslüman olduğunu savunacaksın fakat dinin temel değerlerini de yasaklayacak ve onları İslam esasları ile değil, ne anlam içerdiği belli olmayan “laiklik” ile yöneteceksin! Ahlâkî değerlerine ambargo koyup laik eğitim ile merhametten, muhabbetten, adaletten soyutlayıp kalp âlemini harabeye çevireceksin sonra getirip “Kadınlara Yönelik Şiddet ve
Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” denilen ucube metni dikte edip aileyi dahada tahrip ederek bütün değerlerine çullanacaksın!İnsan olan önce kendine bakmasını bilmelidir. Esselamu aleykum.
İlhan ORAL
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi