Aile yaşam döngülerine bakıldığında 8 ayrı bölüm bizleri karşılamaktadır. Evlilikle başlayan bu döngü çocuk, okula başlama, ergenlik gibi süreçlerle devam eder. Aileler en sancılı dönemlerini hastalık ve okula başlama döneminde yaşarlar. Özellikle aileden biri hastalandığında –bu anne olduğunda büyük sorunlar ortaya çıkabilir- roller değişir, yapılması gereken işler birbirine atılır ve yapılmaz. Bu durum çatışmaları, aksaklıkları ortaya çıkardığı gibi hastalığın getirdiği stres ortamı buna meydan hazırlar. Bundan dolayı bu süreçler ailelere hem bir şeyler kazandıran hem de tabiri caizse bitse de kurtulsak dedirten dönemlerdir. Bu dönemin bir diğeri ise okula başlangıç zamanı yaşanmaktadır. Çocuğa bakıldığında farklı bir dünyaya girmekten dolayı yaşadığı şaşkınlık ve gerginlik, aile de yapılması gereken sorumlulukların artışıyla devam eder. Hepsinin birleşmesi zor günleri getirir. Günümüzde gördüğümüz kadarıyla çocuğun okulunun sadece çocuğa ait bir sorumluluk olarak görülmemesi bu dönemi zorlaştırmaktadır. Aileler, çocuklarının benliğine bürünerek, kendilerini unutarak hareket ettiği müddetçe bu durum kötüye gitmeye devam edecektir. Özellikle yeni annelerde gördüğümüz ‘biz’ kalıbı tehlikeli bir hal almıştır. Çocuğa ait olan sorumluluğun ondan alınarak “bize” atfedilmesi, gelişim döneminde olan bireyin öğrenmesi gereken şeyleri yanlış ya da eksik öğrenmesine sebep olur. Sorumluluklarının ve bunları yapmadığı takdirde karşılaşacağı yaptırımların kendisine ait olduğunun farkında olmadan büyüyen bir çocuk, bu gerçekle er geç yüzleşecektir. Bu yüzleşme sonrasında kendisine yardımcı olmaya çalışan ailesine “görevlerini” yapmadıkları gerekçesiyle kızma hakkını elinde bulunduracak, belki de geri dönüşü olmayacak sorunlara yol açacaktır. Bu sancılı dönemlerin en zararsız şekilde atlatılması için ne yapılması gerekir?
– İlk olarak hem hastalık hem de bu okul döneminin her ailede aynı özellikleri göstermese de benzer olmasını kabul etmek, çıkabilecek sorunlara karşı hazırlıklı olmak gereklidir. Bu bir sorun değil, olağan bir süreçtir.
– Rol paylaşımlarında hastalık dolayısıyla bir aksama yaşandığında yaşanan sorunun neyden kaynaklandığı bulunmaya çalışılmalı ve kısa süreli olarak çözüm odaklı yaklaşılmalıdır. Neden bunu yapmıyorsun diye tartışmanın değil, bunu nasıl yaparız diye sorulması gereken zamanlardır.
– Okul dönemi hem aile hem çocuk için yeni bir dönemdir. Herkesin alışma döneminde olduğu unutulmamalıdır. Özellikle çocuklar iyi takip edilmeli, okulda yaşanılan sorunlardan bahseden çocuk iyi dinlenmelidir.
– Sorunlar, mücadeleler ve sorumluluklar çocuğun olduğu unutulmamalı, çocuğa her an yanında ve destekçi olunduğu yansıtılarak yaşanan durumu aşmasına yardımcı olunmalıdır. Çocuğa birey olduğu hissiyatı kazandırılmalıdır. “Sen küçüksün, sus” kullanılmaması gereken ana kalıplardandır. Fikri saçma gelse dahi sorulmalı, mutlaka cevabı dinlenmeli ve neden onun yapılamayacağı anlatılmalıdır. “Ödevimiz, babamız, biz” kalıplarından uzak durularak, çocuğa ait özellikler ve sorumluluklar kendi üzerine alınmamalıdır.
Aile döngüleri birçok sorunu beraberinde getirmekle birlikte aynı zamanda olması gereken, olgunlaştıran bir süreçtir. Bundan dolayı yapılması ve yapılaması gerekenlere dikkat edilmelidir ki; geri dönülmez tahribatlara sebep olmasın… Unutulmamalıdır ki, bir insan ailesinde dünyanın en mutlu insanı olabileceği gibi, ailesinden kaynaklı olarak patolojik sorunlarla karşılaşabilir. Aile çoğu zaman her şeydir.
ASLINUR ŞAHİN
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
View Comments