islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5498
EURO
36,4662
ALTIN
2.962,01
BIST
9.146,35
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

AL-İ ŞAN PEYGAMBERİMİZ (SAV) VE EĞİTİM

AL-İ ŞAN PEYGAMBERİMİZ (SAV) VE EĞİTİM
25 Eylül 2022 09:00
A+
A-

Allah’a ve Peygamberine iman eden ve ahlaklı bir toplum inşa etmek için; Aziz Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), 23 yıllık vahiyle yoğrulmuş Peygamberlik görevi boyunca; putperestliğin yerine tevhidi, zulmün yerine adaleti, düşmanlığın yerine kardeşliği, cehaletin yerine ilmi, çatışmanın yerine kaynaşmayı ikame etmiş; doğruluk, güvenirlik, nezaket, zarafet, merhamet ve cömertlik gibi ahlaki davranışlarıyla insanlığa örnek olmuştur.

Fert ve toplumun huzurunu bozan davranışlarla mücadele etmiş ve toplumsal hayat için gerekli olan temel dinamikleri inşa etmiş ve bu bağlamda değişiklikleri, tedrici olarak gerçekleştirmiştir. Bütün bu faaliyetlerinin sonucu olarak; vahyin ışığında, mükemmel örnekliğinde, devlet idaresinde, eğitimde, aile reisliğinde, yargıda, kullukta, ekonomik, sosyal, kültürel ve ahlaki alanlarda gerçekleştirdiği uygulamaları sayesinde “cahiliyye” olarak nitelendirilen ve temel özellikleri bilgisizlik, putperestlik, kabile asabiyeti, zorbalık, zulüm, haksızlık, başıbozukluk, adaletsizlik, barış ve nizamdan uzak bir hayat dönemini kapatarak, yerine sulh ve sükûnun, adaletin, huzurun ve kardeşliğin hâkim olduğu yepyeni bir toplum oluşturmuştur.

Hz. Peygamberimiz (sav) ilme, eğitim ve öğretime büyük önem vermiştir. Hadis literatüründe ilme teşvik eden yüzlerce hadis-i şerif mevcuttur. Öte yandan cehaleti de yeren çok sayıda hadis-i şerifler bulunmaktadır. Nitekim Hz. Peygamberimiz (sav)’e indirilen ilk emir, ilk vahiy, “Yaratan Rabbinin adıyla OKU”(1) emridir/vahyidir. Dolayısıyla okumak, Efendimiz (sav)’e ve ümmetine Allah Tealanın ilk emridir. Öncelikle okuma yani eğitim ve öğretim, öğretici/mürebbi ve eğitim araçlarının, İslam’ın ilk ve temel bir değeri olarak ortaya konulduğu görülmektedir. Alak Suresi’nin ilk beş ayetinden sonra inen Kalem Suresi’nde de; “Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına…” (2) şeklinde başlayan ayetle eğitimin ve yazılı bilginin değeri hatırlatıldıktan sonra, “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin” (3)  ayetiyle de toplumda güzel ahlakın önemine işaret edilmektedir. Bunun yanında Kerim Kitabımız Kuran’da ilme teşvik eden ve âlimi öven birçok ayeti kerimeler mevcuttur. Hz. Muhammed (sav)‘in ilahi tebliğ görevinin en önemli kısmının eğitim ve öğretim olduğunu görmekteyiz. Nitekim bir ayette; “Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Hâlbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.”(4) buyurmuştur. Hz. Peygamberimiz (sav)’de bir hadisinde kendi görevinin mahiyetini şöyle açıklamıştır: “Allah beni muallim (öğretmen) olarak göndermiş bulunuyor.” (5)

Hz. Peygamberimiz (sav) Mekke döneminin ilk yıllarında kendisine vahyedilen ayetlerin yazılmasına ve bu suretle korunmasına önem vermiş ve Darü’l-Erkam’ı bir eğitim ve öğretim merkezi olarak kullanmış olup; burada Kur’an ayetleri okunuyor, yazılıyor, dini bilgiler öğretiliyor ve bu bilgilerin pratik uygulaması yapılıyordu. Hz. Peygamberimiz (sav) hicretten iki yıl önce Mekke’ye gelip Akabe mevkiinde Müslüman olan Medinelilerin eğitimi ile de ilgilenmiş, onların isteği üzerine Kur’anı ve İslam’ın prensiplerini öğretmek için Medine’ye öğretmen göndermiştir. Hicretten sonra Medine-i Münevvere’de Hz. Peygamberimiz (sav)’in önemli faaliyetlerinden biri, Mescid-i Nebeviyi inşa etmiş olması ve Mescidin bitişiğinde “Suffa” isimli İlk İslam Üniversitesini kurmasıdır. Bizzat Resulullah (sav) burada ders veriyordu; fakat henüz tedrisata yeni başlayanlara okuma-yazmayı ve Kur’an-ı Kerim öğretmek üzere diğer bazı öğretmenler de vazife görüyorlardı. Ubade b. Samit adlı sahabi, burada yazı ve Kur’an öğretenlerden biridir. Hz. Peygamberimiz (sav), Mescid-i Nebeviye ilim öğrenmek için gelenleri, Allah yolunda cihad edenlerle bir tutmuştur.(6) Hz. Enes (ra)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “İlim tahsil etmek için yolculuğa çıkan kimse, evine dönünceye kadar Allah yolundadır.” (7) Bu hadis-i şerif, ilmin bir nevi cihad olduğuna işaret etmektedir. Cihadın gayelerinden biri de insanlara İslâm’ı duyurup ulaştırmaktır. Bunun en önemli vasıtası ilimdir. İlim tahsilinin ve bunun için yola çıkmanın faziletinden bahseden pek çok hadis-i şerifler vardır. Allah yolunda cihada çıkan kimseye, evine dönünceye kadar her adım için sevap yazıldığı gibi, ilim tahsili için yola çıkana da evine ve yurduna dönünceye kadar aynı şekilde sevap yazılacağına ve bunun bir nevi Allah yolunda cihad sayılacağına bu hadis-i şerif bir kere daha şahitlik etmektedir.

Hz. Peygamberimiz (sav) ilim öğrenmede kadın ve erkek ayırımı gözetmemiş, erkeklerin yanı sıra kadınların eğitimiyle de ilgilenmiştir. Bir hadis-i şeriflerinde: “Kadın ve erkek her Müslüman’a ilim öğrenmek farzdır.”(8) buyurmuşlardır. Onlara, özel gün ayırarak konuşmalar yapmıştır. O’nun zamanında kadın öğretmenlerde vardı. Şifa (Ümmü Süleyman b. Hayseme), Hz. Peygamberimiz (sav)’in hanımlarından, Hz. Hafsa’ya yazı yazmayı öğretmiştir. Efendimiz (sav)’in hanımları, kızların eğitim ve öğretimi ile ilgilenirdi. Onlar, evlerine gelen genç kızlara bildiklerini anlatırlardı. Bu kızlar da öğrendikleri bilgileri başkalarına aktarırlardı. Müminlerin Annesi Hz. Aişe ve Ümmü Seleme (Allah onlardan razı olsun) başta olmak üzere, Efendimiz (sav)’in hanımlarının ve daha başka kadınların eğitim ve öğretime büyük katkıları olmuştur. Hz. Aişe (ra) annemiz öğrenme konusunda çekinmeyen Ensar kadınlarını övmüştür.

Hz. Peygamberimiz (sav), eğitimde kolaylaştırıcı metotlar takip etmiş, sabır ve tahammülü teşvik ve tavsiye etmiş; öfkeye ve şiddete yer verilmemesini istemiştir. Nitekim bir hadisi şeriflerinde: “Öğretin, kolaylaştırın, zorlaştırmayın, öfkelendiğiniz zaman susun!” buyurmuş ve “öfkelendiğiniz zaman susun!” sözünü üç defa tekrar etmiştir. (9)

Hz. Peygamberimiz (sav)’in faaliyetlerinde yazıya verdiği ehemmiyet, Bedir savaşında esir düşen müşrik düşman askerleri için fidye-i necat olarak adam başına dört bin dirhem biçildiği halde bunlar arasında okuma yazması olanların, Medineli on Müslüman’a bunu öğretmek suretiyle serbest bırakılmasını emretmesinde görülür. (10)

Hz. Peygamberimiz (sav) yabancı dil eğitimine de ehemmiyet göstermiştir. Bir gün Zeyd b. Sabite: “Sen Süryanice biliyor musun? Bana mektuplar geliyor” demiştir. Zeyd b. Sabit’in “Bilmiyorum” demesi üzerine Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) “onu öğren” buyurmuştur. Bunun üzerine Zeyd, kısa zamanda İbranice ve Süryanice öğrenmiştir. (11) Sahabe arasında Farsça, Rumca, Kıpti’ce, Habeşce, İbranice ve Süryanice bilenler vardı. Hz. Peygamberimiz (sav) bilginin yaygınlaşmasını teşvik etmiş; insanlardan bildiklerini başkalarına aktarmalarını istemiştir. (12)

Al-i Şan Peygamber Efendimiz (sav)’in eğitim ve öğretim konusunda her zaman geçerliliğini koruyabilecek evrensel nitelikteki uygulamaları, bizim için büyük önem arz etmektedir. Bu hususları şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Okumaya, yazmaya önem vermesi,
  • Eğitimde şiddete yer vermemesi,
  • Şayet öğrettiği konular pratiğe yönelik ise, söylediğini önce kendisinin uygulaması veya uygulamalı bir şekilde öğretmesi,
  • Bir konuyu iyice hazmetmeden diğerine geçmemesi (on ayeti iyice hazmettirmeden diğer on ayete geçmediği rivayet edilmektedir) (13),
  • Öğrencileri bıktırmaması, usandırmaması,
  • Öğrettiği kimselerin yaşını, kapasitesini, bilgi ve kültür seviyelerini dikkate alması,
  • Ortaya soru atarak dikkatleri toplaması ve daha sonra da cevaplaması,
  • Zekâ geliştirme yoluna gitmesi (bilinen bir hususu bilmece tarzında sorması gibi),
  • Topluma arz ettiği bir hükmü daha iyi anlaşılabilmesi için gerekli gördüğü durumlarda    sebep ve gerekçesiyle birlikte anlatması,
  • Konuyu örneklerle ve benzetmelerle, gerekirse jest ve mimiklerini de kullanarak ve hatta şekil çizerek sunması,
  • Sırf tartışmak, çekişmek, inat için ve gereksiz şeyleri sormak dışında, soruya teşvik etmesi ve soruları ikna edici bir şekilde cevaplaması,
  • Sahabeyi alıştırmak için bazı soruları ve meselelerin çözümünü, hatta bazen kendi huzurunda bile onlara havale etmesi; bu suretle onlara değer verdiğini ortaya koyması, kişiliklerinin ve sorumluluk bilinçlerinin gelişmesine katkıda bulunarak geleceğe hazırlaması,
  • Sorduğu soruya doğru cevap alınca teşvik ve taltif için, takdirlerini açıkça belirtmesi,
  • Lüzumu halinde tekrardan kaçınmaması,
  • Bazen anlatacağı konunun özetini verip daha sonra açıklamaya geçmesi,
  • Gerekli durumlarda yazdırarak öğretmesi vb. (14)

 Yükselişin kaynağı eğitim ve ilimdir. En yüksek rütbe ilim rütbesidir. Bilgili insan, güçlü insandır ve yönetendir. Kaçınmamız gereken en büyük düşman cehalettir. Bütün terakki ve tekâmüllerin engeli, tedenni ve süfliliklerin kaynağı cehalettir. Gözlerin aydınlık ufuklara ve geleceğe açılması, ruhların karanlık bir dünyadan sıyrılarak aydınlığa kavuşması, aklın güç kazanması, düşüncenin en güzel ve en doğru yolda gelişmesi, insanlığa huzur, güven ve mutluluk kapılarının açılması Vahyin/Kur’an ve sahih sünnetin ışığında yalnız ilimle, eğitimle mümkündür. Aziz Peygamberimiz (sav) insanlığın en büyük eğitimcisi ve öğretmenidir. O’nu Yüce Allah yetiştirdi ve insanlara en güzel örnek, insanların kurtarıcısı ve önderi olsun diye özel olarak terbiye etti. Bu konuda Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: “Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi ne güzel yaptı”. (15) Eğitici olarak onun hakkında sahabede oluşan imaj son derece mükemmeldir. Muaviye b. Hakem es-Sülemi adlı sahabe, bu hususta şunları söylemiştir: “Ben Resulullah’tan daha güzel eğitim veren bir öğretmen görmedim. Beni ne azarladı, ne dövdü ve ne de hakaret etti.” (16)

Ne mutlu O Cihad ve Rahmet Peygamberine tabi olanlara!

KAYNAKÇA

1-Alak Suresi, Ayet 1.

2-Kalem Suresi, ayet 2.

3-Kalem Suresi, Ayet 4.

4- Al-i İmran Suresi Ayet 164.

5- İbn Mâce, I, 17.

6- İbn Hanbel, II, 418.

7- Tirmizî, İlim 2.

8- İbn Mace, Mukaddime, 17.

9İbn Hanbel, I, 239, 283, 365.

10- İslam Peygamberi Prof. Dr. M. Hamidullah.

11- İbn Hanbel, V, 182; Tirmizi, IV, 67-68.

12- Müslim, III, 2156; Dârimî, 62.

13- İbn Hanbel, V, 410.

14- Bu hususlarla ilgili ayrıntılı bilgi ve örnekler için bk. Ebû Gudde, Hz. Muhammed ve Öğretim Metodları, çev. Enbiya Yıldırım, İstanbul 1998.

15- Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 12).

16- İbn Hanbel, V, 447-448; Müslim, I, 381; Dârimî, s. 353-354.

Yorumlar
  1. Recep Okumuş dedi ki:

    الحقيقة لا تأتي إليك
    إنما أنت من تذهب إلى الحقيقة اللهم صل وسلم وبارك علي سيدنا محمد وآله عدد خلقك ورضا نفسك وزنة عرشك ومداد كلماتك

  2. Halil Kendir dedi ki:

    Hocam elinize sağlık. Müslümanlar olarak (hatta insalık olarak) Hz. Peygamberin eğitim ve öğretim metoduna öyle muhtacız ki….

  3. Aytekin özpınar dedi ki:

    Eksik olan yönlermizi bulmada ve bilgilerimizi tazelememizde bunun yanı sıra dini akidemizin gelişiminde bu güzel ve peygamberimizin ilime. bilgiye. eğitime verdiği önemi bizlere bu yazımla ve ayetlerle tekrar gösterdiğiniz .hatırlatığnız için Allah sizden ve emeği geçenlerden razı olsun saygı ve hürmetle. Alaha emanet olun

  4. Abdulkadir Şehitoğlu dedi ki:

    Sa. Kısa ama çok özetleyici bilgilerle donanmış bir yazı. Ayetler ve hadisi şerifler ışığında hazırlanmış, hazreti rasulüllahın nübüvvetinde peygamberi hizmet alanlarını, akıllarda kalıcı, okunduğunda bıktırıcı olmayan saf Türkçe ile kaleme alınmış bir yazı. Tebrik ve teşekkür ediyorum.