Uluslararası bir jüri kasım 2020’de, UNESCO’nun antik kent rehabilitasyonuna yönelik iddialı projesi “Ruhu Canlandırma Projesi”nin bir bileşeni olarak Irak’ın Musul kentindeki tarihi Al-Nouri Camii kompleksinin yeniden inşası için uluslararası bir yarışma düzenlemiştir. Yarışmanın birincisi sekiz adet Mısırlı mimarın oluşturduğu grup olmuştur.
123 başvuru arasından kazanan proje “Courtyards Dialogue” adıyla tasarlanmıştır. Kazananlar, miras rehabilitasyonu, şehir planlaması ve iklim temelli alanlarda kayda değer bir geçmişe sahip deneyimli mimarlardır. Mimarlar; 2021 sonbaharının sonlarında inşaatına başlamak amacıyla Al-Nouri kompleksinin yeniden inşası için tasarımlarını geliştirerek ayrıntılı şekilde projelendirmektedirler.
Proje, Al-Nouri’nin tarihi ibadethanesinin yeniden inşasını ve Musul’un Eski Şehri’ndeki en büyük kamusal alan olan kompleksin, çevresindeki sokaklardan beş giriş noktası olan açık kamusal alanlar aracılığıyla kentsel çevresine organik entegrasyonunu öngörmektedir.
İbadethane; Al-Nouri Camii’nin 2017’deki yıkımından önceki gibi görünecek olsa da, doğal ışık kullanımında kayda değer iyileştirmeler ile kadınlar ve ileri gelenler için genişletilmiş alanlar içermektedir. Yapı aynı zamanda dua için açık bir alan olarak da hizmet edebilecektedir.
Kazanan proje ayrıca, 1944 yılında yeniden yapılanmadan önce ibadethanenin çevresinde bulunan tarihi evleri ve bahçeleri çağrıştıran kapalı bahçelerin yeniden yapılmalarını da öngörmektedir.
Ekip amaçlarını; öncelikle sosyal uyum ve ruhların canlanması ihtiyacını ele almak olarak açıklamıştır.
Bir okul, bir müze, bir sanat enstitüsü ve bir toplum merkezini kapsayan cami kompleksi, bölgedeki Osmanlı döneminden kalma evlerden hem maddi ilham hem de tipoloji alarak, basit çizgiler ve yerel tuğla, kaymaktaşı ve mermerden oluşan bir paleti kullanıyor.
Oldukça emsal teşkil eden bu tasarım hareketinde, ibadet salonunun dışındaki ana meydan, gerektiğinde açılıp kapatılabilen katlanabilir beyaz kanvas çadırlarla (Suudi Arabistan, Medine’deki Mescid-i Nebevi’ye atıf ile) bir kamusal meydan haline gelecek. Çeşmeler ve yerel bitkiler, mekanı İslami bir cennetin çağdaş bir versiyonuna dönüştürecek – ancak mimarlar tarafından alıntılanan ilham verici Kuran ayetlerine uygun olarak hem Müslüman hem de gayrimüslim ziyaretçileri ağırlayacak.
Mimarlar; bir zamanlar kültürel bir kavşak olan şehirde temel altyapı ve mezhep çatışması ile devam eden zorlukları kabul ederken, mimarlığın hala barış ve uzlaşmayı kolaylaştırabileceğini umuyor.