İlahi öğütten (zikr) kaçanların bedbaht (el-eşka) olacaklarını ve ateşin en şiddetlisiyle karşılaşacakları;
Rabbın isminden öğüt alanlar(zikr) ve yaşamı boyunca Rabbin tarafında yer almayı ve yaptıkları hatalardan arınmayı becerenlerin kurtulacağı;
İnsan kendisinin yaratılıştaki güzelliğini ve sahip olduğu nimetlerin ne denli hayatiyet arz ettiğini, etrafında ki bitki,hayvanat,sinek,arı,böcek gördüğü zaman; Allah’ın kudretini,azametini ve rahmetini anarak aklına getirebiliyorsa Allah’ın okutup unutturmadıkları arasında yer alabileceği;
Bizleri mutlu veya mutsuz eden yaşantımızın her anında ve sonunda Allah’ın cc büyüklüğünü, yaratıcılığını anmalıyız. Ondan samimi bir duygu ve düşünceyle yardım dilemeliyiz. Başarılı olduğumuz hususlarda “Ben” dememeliyiz. Başarısız kaldığımız işlerde de “kader” deyip Allah’a havale ederek tembellik yapmamalıyız. Kendi ellerimizle yaptıklarımızdan kendimizin sorumlu olacağımızın bilinciyle bizlere hayat hakkı tanıyan Allah’a karşı ciddi ve dürüst olmalıyız.
Her yıl mevsimleri yaşayışta bitkilerin yeniden yeşerip kuruyuşunu gözlemleyen insanoğlu bu tabiat olayından öğüt almazsa bedbaht olacağını, öldükten sonra ateşin en şiddetlisi ile karşılaşacağını ve o ateşte ne ölebilecek ne de yaşayabileceği;
A’la Suresinde bahse konu olan bedbahtların Kur’an ayetlerini ezberleyip de unutanlar olabileceği hususunda Müslümanlarda bir anlayış vardır. Aslında A’la Suresinde konu edilen bedbahtların, bir ömür boyu her yıl tekrarlanan tabiatın yeşermesi ve kuruması olaylarının çok kolay bir şekilde akılda kalabilecek,unutulmasına imkân olmayan ve bu tabiat olaylarının Yüce Allah’ı anmanın ve tesbih etmenin en kolay yolu olmasına rağmen bundan kaçınan ve unutan insanların olacağını vurguladığı;
Vahyi anlamanın en kolay yolu, yeryüzünde ki tüm bitki örtüsünün her yıl baharda tekrarlanan yeniden yeşermesi-canlanması, kış mevsiminde ise kuruması-ölmesine bakıp düşünmektir. Bizler için gizli olan toprak altında ki tohumları ve o topraktan yeryüzüne açığa çıkanları da çok iyi bilen Allah’u Teala’yı anarak tespih etmektir.
Karşı karşıya kaldığımız her ne husus olursa olsun iki şıklı bir tercih olduğu; Tercihimizin birisi Dünyayı diğeri Ahreti ilgilendirdiği; Şıkların hangisini tercih noktasında ki sorumluluğun Kendimize ait olduğu;
Dünyada yaşarken Ahret hayatını tercih etmenin kendi kararımıza bağlı olduğu; ama maalesef insanların çoğunun Dünyayı tercih ettiği; Mesela: Rızkımızı haram yoldan temin dünyayı, helal yoldan temin Ahreti; Cinsel ihtiyacı gidermede “nikâh” Ahreti, “zina” Dünyayı tercih olduğu; Namaz vakti girdiğinde namazı kılmak Ahreti, kılmamak Dünyayı; Öfkelendiğimizde sükûnet göstermek Ahreti, öfkemize yenik düşüp kavga etmek Dünyayı tercih demek olduğu gibi örnekleri çoğalta bileceğimiz;
Yüce Allah, bu Dünyada bedensel lezzetler elde etmenin yollarını insanoğlu için imtihan vesilesi kıldığı;
İnsan, bedenî zevklere ulaşırken ilahi sınır ve kurallara uymakla ruhen rahatlığa kavuşacağı; Bu şekilde elde edilen ruhi ve bedeni zevk Dünyada Ahreti tercih olacağı;
İlahi sınır ve kurallara uymadan elde edilen bedeni zevk ise Dünyayı tercih olduğu;
Tesbih: Yirmi dört saatlik zaman diliminde Allah’ın yüceliğini, kusursuz ve mükemmel oluşunu, aldığımız her nefesi O’na borçlu olduğumuzu hatırda tutmak olduğu;
A’la Suresi gönül okumalarımdan zihnime yansıdı.
Estağfirullah… Estağfirullah… Estağfirullah…
Kuran Okuyunuz. O’nu okudukça kişiye özel zihinsel yansımalarını keşfedeceksiniz.
En doğrusunu Allah cc bilir.
Fehmi YAĞLI
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi