Alemlerin Rabbine Teslim Oldum

De ki: Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar. Bu durumda kimin doğru bir yol tuttuğunu Rabbiniz en iyi bilendir. (İsra-84)

“…Ben Âlemlerin Rabbine teslim oldum!” (Bakara-131)

Teslimiyetin en güzeli Kur’an-ı Kerim ayetlerinde özelde Hz İbrahim, genelde tüm peygamberlerin yaşantıları ile bize örneklendirilir.
Teslimiyeti örneklendirirken Kur’an’da Gazze’li bir kız çocuğu vardır. Kur’an’da her peygamber adına sure inmemiştir. Ama kanaati, iffeti ve masum mücadelesi ile meşhur bu kız çocuğunun adında bir sure vardır
Hazreti Meryem annemiz izlerini dünyaya bırakmıştır, dünya onu Hristiyan’ı, Müslüman’ı ile sahiplendi. Fakat ne ilginç ki bugün Gazze’nin kadınları Hz Meryem’in öğretilerini hayatlarında yaşayan ve onu en iyi örnek alanlardır.
Gazze yine bombalanıyor!
Aralarında 5 yaşında bir kız çocuğunun da bulunduğu
10 şehit 75 yaralı…
Hep aynı teslimiyet ile Filistin’in kadınları tarih sahnesine geldiler. Bomba koçanlarından saksı yapıp çiçek ektiler. Kurşun ve roket artıklarından Mescidi Aksa’yı resmederek dünyaya barışın ve kutsala bağlılığın sadakatini gösterdiler. Kutsala sadakatin hangi ahval ve şartlarda olursa olsun, şartlara değil teslimiyete bağlı olduğunu gösterdiler. Nitekim onlar yıllardır bütün dünyaya teslimiyete dair en güzel örneklerden biri olmayı öğrettiler.
Evlatlarını toprağa gömdüler. Özene bezene yaptıkları evlerinin defalarca yıkılmasına rağmen, azimle topraklarına sahip çıktılar ve tekrar tekrar inşa ettiler. Şehit resimlerini evlerinin ve sokaklarının duvarlarına nakşettiler. Onları hayatlarının en canlı yerine yerleştirip unutulmaz bir mücadelenin izlerini sürmelerini yıllarca hepimiz uzaktan gözledik.
Şu an bombardımana uğrayan Filistin’in o izzetli halkının cesaretle İslam aleminin iffeti Beytul Makdis topraklarını koruyan, Kudüs’ün mihmandarı olan Gazze kadını yine aynı şekilde muhteşem bir duruş sergiliyor.
Doktora eğitimine Türkiye’de devam eden Gazzeli arkadaşım 2 kardeşinin şehadetini anlattı. Babasının ve annesinin gözlerinden yaş akarken ‘’Rabbim şükrümüzü kabul et! ’’ diye rablerine niyaz ettiklerini söylediğinde bambaşka bir yerden dünyaya baktığımızı fark etmemek içten bile değildi.
Yıllar önce yine Filistinli bir kardeşimize ‘’Sizler, orada ambargo altında zulüm görüyor ve öldürülüyorsunuz. Bizler, burada üzülmekten başka bir şey yapamıyoruz.’’ diyerek üzüntümüzü dile getirmiştim. O ise adeta şaşırarak ‘’Biz aç da ölebiliriz. Buna neden çok fazla üzülüyorsunuz ki! Biz sonuçta şehit oluyoruz.’’ dedi. Karnı tok ölen bizlerin ebedi akıbeti için yüreğimde müthiş bir yangın hissettim. Ve O konuşmaya devam etti. ‘’Güçlü ve adil bir millet olun. Kendi fabrikalarınız, kendi üretimleriniz olsun. Türkiye güçlü olursa zalimler bize dokanamazlar.
Hz İbrahim’in oğlunu Rabb’ine kurban eder gösterdiği teslimiyeti, Hz Meryem annemizin hayat boyu canına kastedilmeye kadar varan ciddi saldırılara minicik evladı Hz İsa ile birlikte gösterdiği teslimiyeti aramak için Gazze’ye bakmak yeterli…

Kur’an’da buyrulduğu gibi:
‘’De ki Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar. Bu durumda kimin doğru bir yol tuttuğunu Rabbiniz en iyi bilendir.’’ (İsra-84)

“Katliam ve zulüm, Siyonist zihniyetin karakteridir.”
Ve O, dünyaya zulmünü sergiledi. Hem Filistin halkına, hem o mazlum halka yardım etmeye çalışanlara yıllardır kötülük yapan mizacını İşgalci İsrail hiç yitirmedi. Dünya insanlığını çıkardığı fitne fesat ile oyalayıp durdu. Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara’da 10 şehit kardeşimize ve onlarca yaralıya gözlerimizin önünde haince kötülük etti. Müslüman topluluklar ve erdemli insanlar en az Rachel Corie kadar bir itiraz edebilirdi. Onun bıraktığı insanlık mirasına sahip çıkabilirdi.
Charles Swindoll’un hayat üzerine söylediği söz ne kadar da manidar:
“Hayat, %10 bana olanlar ve %90 onlara gösterdiğin tepkilerdir.”
Apaçık bir kötülük gözlerin önündeyken hz Resulullah sav buyurduğu üzere ‘’Kötülüğü yapabiliyorsak elimizle, yapamıyorsak dilimiz ile, onu da başaramıyorsak kalbimizle buğz etmeliyiz.’’
Kudüs insanlığa ait huzur ve barışın nirengi noktasıdır. İnsanlık tarihini sallayan, bugünkü dünya düzeninin erdeme dair bir iz tutması, Kudüs’te üç büyük dinin barış ve esenlik ile aynı yerde var olması ile alakalıdır. Hayal değil Müslümanların Kudüs’e hakim olduğu zamanlarda yaşandı. Kudüs ancak Müslümanların orada varlığı ile huzur ve barış saçacak bir kandile döner. Rabbim o Kandili gerçek manada özürlüğe kavuşturacak neden ve sebepleri İslam’ın son kalesi milletime nasip etsin dilerim. Gerçek o ki yakın bir zamanda dünya Müslümanlarından bu konuda pek bir umut görünmüyor.
Hamd olsun yüce Allah’ın bizlere verdiği her nimete…
Rabbim eksiğimizi tamamlasın ve bereketi üzerimize yağdırsın…
İnsaf, merhamet, adalet ve gerçek medeniyet cevheri taşıyan rahmet rüzgârı bir millet eylesin bizi…
İklimi İslam, güneşi Kur’an, gölgesi Peygamber olan yurtlar içinde var olalım her zaman.
Gazze halkının Allah’ın adıyla en az zayiatla muvaffak olmasını diliyor.
Özgür ve hür Beytul Makdis topraklarında barış ve huzur içinde yaşanan hayatlar, Mescidi Aksa ‘da selamet ikliminde yapılacak kutlu ibadetler için “Amin!” diyorum.
Selam ve dua ile kalın…

#GazaUnderAttack