islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4764
EURO
36,4423
ALTIN
2.951,48
BIST
9.375,01
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

ALİ İHSAN GÖKER HOCA KESİNLİKLE HAKLIDIR! AMA

ALİ İHSAN GÖKER HOCA KESİNLİKLE HAKLIDIR! AMA
13 Şubat 2023 11:25
A+
A-

Haberi hayret içinde okudum:
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali İhsan Göker, Kahramanmaraş merkezli 10 şehirde yıkıma neden olan 2 büyük depremin ardından sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulundu. Prof. Dr. Göker, “Deprem veya binalar öldürmez, Allah öldürür. O da eceli geleni. Depremde ölenler aynı anda Mars’ta bile olsalar yine öleceklerdi. Ölüm mekana değil zamana bağlıdır.” dedi. Üniversiteden yapılan açıklamada, Prof. Dr. Ali İhsan Göker hakkında sosyal medyada yaptığı açıklamalarından dolayı idari soruşturma açılmıştır.”

Merhûm Şeyh Edebali’nin ismini taşımakla şereflenmiş olan Bilecik Üniversitesi’nin yetkilileri Hakk ve Hakîkat bilgisinden bu kadar mı yoksunlar ki, Prof. Dr. Ali İhsan Göker hakkında idârî soruşturma açma cür’etini gösterebiliyorlar? O Hesap Günü geldiğinde, merhûm Şeyh Edebali’nin yüzüne nasıl bakacaklar? Merhûm Şeyh Edebali şikâyeçi olmayacak mı zannediyorlar sergiledikleri o Hakk ve Hakîkat cehâletlerinden kaynaklanan tavır ve tutumdan? Hiç mi okumadılar mubârek Kur’ân’ı? Yazıklar olsun!

ALLAH’ımız, celle şânuhu, mubârek en-Nisâ’ sûresinin 78. âyet-i kerîmesinin ilk cümlesinde apaçık buyuruyor:
“Bismillahirrahmânirrahîm… Ve andolsun ki, bu böyledir, başka yolu yoktur, nerede olursanız olun, hattâ isterseniz özenle inşa edilerek göğe doğru yükseltilmiş kaleler misâli aklınız sıra korunaklı binalarda bile yaşayın, ölüm peşinizden gelip yetişerek sonunda size ulaşır!
Ötesi var mı?”
Var!
İşte mubârek el-En’âm sûresinin 2. âyet-i kerîmesi:
“Bismillahirrahmânirrahîm… Sizi suyla karılmış bir topraktan tasarlayıp yaratan O’dur. Sonra Kendi katında, ömrünüz için önceden belirlenerek kesinleştirilmiş ve ayrılıp belirlenmiş bir süre koydu ve bu konuda geri dönüşü asla mümkün olmayan 2 / 3 kesin bir nihâî hüküm verdi. Sonra siz hâlâ bu konuda içinden çıkılmasının zor olduğu düşündüğünüz bir kuşku duyuyorsunuz!” Başka?

İşte mubârek en-Nahl sûresinin 61. âyet-i kerîmesi:
“Bismillahirrahmânirrahîm… Ve andolsun, eğer – ki, bu şarttır, başka yolu yoktur! – ALLAH her türlü kargaşanın, karmakarışıklığın tetiklediği ya da yol açtığı yaygaracı bir telaş içinde ileri-geri-sağa-sola koşuşturma hâli içinde olan insanları adâletsizlik yaparak diğer insanlara her türlü baskıda ve eziyette bulunmaları ve câhiliye karanlığının yaygınlaşmasına yol açmaları yüzünden kıskıvrak yakalayacak olsaydı, yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı kalmazdı! Ve lâkin, ALLAH onlara önceden belirlenerek kesinleştirilmiş ve ayrılıp belirlenmiş bir süre tanımıştır. Artık önceden belirlenerek kesinleştirilmiş ve ayrılıp belirlenmiş süreleri hedefine-amacına ulaşarak dolduğu zaman onu ne saat olarak erteleyebilirler ne de öne alabilirler!”
Ve muhterem Ali Rıza Demircan hocamın işâret ettiği mubârek el-Mu’min/el-Ğâfir sûresinin 67. âyet-i kerîmesi dahil, daha nice mubârek âyet-i kerîme… Ama…

Prof. Dr. Ali İhsan Göker’in Hakk ve Hakîkat’e dikkati çekerken girizgâh olarak kullanmış olduğu “Deprem veya binalar öldürmez” ifâdesi “zamanlama” açısından tâlihsiz olmuştur! Eğer Prof. Dr. Ali İhsan Göker Hakk ve Hakîkat’e dikkati çekerken söze şöyle girseydi, çok daha doğru olurdu:

“Deprem olgusunun kendini ağır yıkımlara yol açarak ortaya koyduğu çok iyi bilindiği halde, bunu bilgiyi hiçe sayarak fay hatlarının etkin oldukları alanlarda yerleşim merkezleri, evler inşa etmek, hele bunu her bakımdan alınması gereken tedbirleri, salt maddî çıkarlar için gözardı ederek yapmak, bu dünyada da ama öncelikle ALLAH, celle şânuhu, katında hesâbı çok ağır verilecek olan büyük bir suçtur!”
Deprem felâketinde vefât eden insanlarımız, bu deprem vukû bulmasaydı, mubârek Kur’ân’ın ifâdesiyle ecel-i musemmaları, yâni ALLAH’ımız, celle şânuhu, tarafından önceden ayrılıp belirlenmiş ve adı konarak kesinleştirilmiş hayat sürelerinin dolduğu yine aynı saatte vefât etmeyecekler miydi?

3 / 3
Bir başka deyişle, ALLAH’ımız, celle şânuhu, onlar için bir ecel-i musemma belirlediği halde, deprem, bunu – hâşâ! – öne çekebilecek bir güce mi sahiptir?

HÂŞÂ!!!
Deprem felâketinde vefât eden insanlarımız, bu deprem vukû bulmasaydı, mubârek Kur’ân’ın ifâdesiyle ecel-i musemmaları, yâni ALLAH’ımız, celle şânuhu, tarafından önceden ayrılıp belirlenmiş ve adı konarak kesinleştirilmiş hayat sürelerinin dolduğu yine aynı saatte vefât edeceklerdi – bu konuda Mü’min/Mü’mine bir Musliman açısından hiç bir kuşku yoktur, olamaz! Ancak bu ölümlerden, vefât eden kişilerin
yakın çevrelerinin dışında hiç kimsenin haberi olmayacaktı! Aradaki fark budur! Dolayısıyla, deprem felâketinin yol açtığı yıkımda vefât edenlerin hepimize verdiği büyük acıyı, mutlaka ibret almamız gereken bir İlâhî İşâret olarak görüp değerlendirmemiz gerekir!

Munib Engin Noyan

MİRATHABER.COM

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.