TBMM’nin 1. Dönem Trabzon milletvekili olan Ali Şükrü Beyin (1885–1923) Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşanın özel muhafız kıtası komutanı Topal Osman Ağa’ya işlettirilen cinayetin ardından tam 95 yıl geçmiş. Aslında Giresunlu Topal Osman Ağa(1883–1923), Kurtuluş Savaşı milis kuvvetleri komutanlarından birisi olarak Rum ve Ermenilerin korkulu rüyası idi. Topal Osman,ilk kez 29 Mayıs 1919 tarihinde Havza’da Mustafa Kemal Paşaile gizlice buluşmuş ve o günden itibaren onun emirleri doğrultusunda hep hareket etmiştir.
Cesareti ve kahramanlığı ile ün yapmış Topla Osman, Giresun Müdafaa-i Milliye Başkanı sıfatıyla 15 kişilik gönüllü alayı ile birlikte Kasım 1920’de Ankara’ya vardığı zaman kendisini birçok milletvekili karşılamıştır. 12 Kasım 1920’de Mustafa Kemal Paşa,onu muhafız kıtası komutanlığına getirmiştir. Topal Osman Ağa, bu jeste karşılık Mustafa Kemal Paşanın maiyetine önce yanındaki 10 kişiyi vermiş, daha sonra Meclisin korunması için Giresun’dan 100’den fazla muhafız temin etmiştir. Bu şekilde Atatürk’ün ilk muhafız birliği, Giresunlu fedailerden oluşturulmuştur.
Giresun muhafız bölüğünün silahlı korumaları, istedikleri zaman serbestçe Meclise girebiliyordu. Topal Osman Ağa’nın da Mecliste kendisine ait özel bir yeri vardı. Buradan, mebusların konuşmalarını ve diğer görüşmeleri dikkatle dinlerdi. Cumhuriyet’in ilanına ve sonrasına kadar Mustafa Kemal Paşanın koruması olarak görev yapan Topal Osman Ağa, yarbay rütbesine yükseltildi.
Topal Osman Ağanın Ali Şükrü Bey Cinayet Olayına Karışması
Büyük Zafer’in kazanılmasından sonra Türkiye’nin siyasî geleceğini biçimlendirecek olan Büyük Millet Meclisinde iki farklı görüş etrafında toplanan iki grup oluşmuştu. Birinci Grup, daha çok yenilikçi ve cumhuriyetçi görüşleri benimserken, ikinci grup ağırlıklı olarak muhafazakâr ve hilafetçi kişilerden oluşmaktaydı. TBMM’de İkinci Grup olarak bilinen muhalefet grubunun önderlerinden Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey(1885–1923), Birinci Gruba ve özellikle de Millet Meclisi Reisi olan Mustafa KemalPaşaya karşı sert muhalefeti ile tanınıyordu.
Ali Şükrü Bey, 27 Mart 1923’te nasıl oldu ise öldürülmüştür. Bu suikastın arkasında Muhafız Bölüğünün olduğu şüphesi hâkimdir. Çünkü 27 Mart 1923 Salı akşamı Ali Şükrü Bey, Karacaoğlan caddesinden Meclise giden yolda cami karşısında merkez kıraathanesinde oturmakta iken, Topal Osman Ağanın bölüğünden Mustafa Kaptantarafından “Ağa seni istiyor!” emri üzerine alınmış ve bir yere götürülmüştür. Bunun üzerine Ali Şükrü Bey, iki üç gün ortalıklarda görünmemiş. Adliye vekili Kayseri mebusu Rıfat Bey,ikinci gruba mensup olduğu için, sıkı bir tahkikata girişmiştir. Bu arada Ali Şükrü Beyi bulmakla vazifelendirilmiş olan Yeni Riyaset Muhafaza Bölüğü Komutanı, Jandarma Subayı İsmail Hakkı (Tekçe)Bey, Ali Şükrü Beyin cesedini Mehye Köyünün doğusunda, Dikmen deresinin tam başlangıç noktasında kaybolduktan 5 gün sonra 2 Nisan 1923’te Papazın Bağı diye bilinen bir yazlık evinin bahçesinde bulmuştur.
Resmî tahkikat sonuçlarına göre Ali Şükrü Bey, Topal Osman Ağanın adamı Mustafa Kaptantarafından Topal Osman Ağanın evine götürülmüştür. Topal Osman’ın evi darmadağınık bir vaziyette bulunmuştur. Civar evlerden, evinde iki gün evvel müthiş savaş ve bağrışmalar olduğu öğrenilmiştir. Ali Şükrü Beyin cenazesi bulununca, avucunun birinin içinde Topal Osman Ağanın evindeki sandalyelerden birinin hasırının parçası bulunmuştur. Ali Şükrü Beyin bir çadır ipi ile boğularak öldürüldüğü, sonra bir çuvalın içine koyulup arabayla Çankaya tarafına götürülüp gömülmüş olduğu anlaşılmıştır.
Mustafa Kaptan, adliyece derhal tutuklanmış fakat suikastı itiraf etmemiş olduğu için, siyasî otorite tarafından hapishaneden çıkarılmıştır. Bu arada Osman Ağanın adamlarıyla birlikte Ayrancı Bağlarında Papazın Bağı denilen binaya sığınmış olduğu belirlenmiştir. Jandarma Subayı İsmail Hakkı Bey, 2 Nisan 1923’de emrindeki kuvvetlerle Topal OsmanAğa’yı tutuklamak için saklandığı yere gitmiştir. Fakat bir rivayete göre orada Topal Osman’ın sert direnişi ile karşılaşmıştır. Çatışmada yaralı olarak ele geçirilmiş olan Topal Osman, kısa süre sonra hayatını kaybetmiştir.
Halk, her nasılsa Topal Osman’ın cesedini ele geçirmiş ve Ulus’a kadar sürüklemiştir. Meclis’te eski valilerden Arnavut Haydar, bir önerge ile Topal Osman’ın asılmasını teklif etmiştir. Bu önerge kabul edilmiş ve cesedi başsız olduğundan dolayı Ulus’ta bugün heykelin olduğu yerde ayağından darağacına asılmıştır.
Topal Osman Oyuna Mı Getirildi?
Öldürülmeden önceTopal Osmanve bazı çete üyeleri, her nedense oyuna getirildiklerini inanarak, intikam hırsıyla Mustafa Kemal Paşayı öldürmek maksadıyla Çankaya’ya saldırmış ve çevresini ablukaya almıştır. O akşam köşkte Mustafa Kemal Paşanın eşi Latife Hanımile birlikte kız kardeşi Vecihe İlmende bulunuyormuş. Vecihe İlmen, yıllar sonra o gecede yaşananları akrabalarına anlatmıştır. Buna göre olay, şu şekilde cereyan etmiştir: (1)
“Milli Mücadele’nin lideri tehdit altındaydı. Kısa bir tartışma yaşandı. Önemli olan Mustafa Kemal’in yaşamasıydı…Dışarıdakilerle pazarlık başladı. Âdet olduğu üzere ‘Kadınlar ve çocuklar önden çıksın’ dediler. Plân şuydu. Mustafa Kemal Paşa, kılık değiştirerek, kadınlar ve çocuklarla birlikte dışarı çıkacaktı. Fakat evin içinde de birililerinin kalması gerekiyordu. Latife, muhafızlarla birlikte evde kalmaktan yanaydı. ‘Ben onları oyalarım’ diyordu. Mustafa Kemal Paşa, önce şiddetle itiraz etti. Ancak Latife’nin inadını bilirdi. Vecihe, bir çarşaf buldu getirdi. Mustafa Kemalçarşafı giydi, baldızı Veciheve hizmetkâr kadınlarla birlikte dışarı çıktı. Latifede bu arada onun kalpağını kafasına takmıştı… ölüm tehdidi altında çeteyi oyalamayı sürdürüyordu. O sırada Mustafa Kemal, Topal Osman’a karşı yürütülecek hareketi plânlıyordu. Sonunda Topal Osman’ın adamları eve kurşun yağdırmaya başladılar. Ardından eve girdiler. Mustafa Kemal’in gittiğini anlayınca çılgına dönüp ne buldularsa parçaladılar. Onların aradığı Mustafa Kemal’di. Ama ellerinden kaçırmışlardı. O sırada Topal Osmançetesi, muhafız taburu tarafından sarıldı. Latife’ye zarar vermeye zamanları kalmamıştı.”
Neticede Topal Osmanve altı yardımcısı vurulmuş ve ele geçirilmişti. Latife Hanımda ölümün eşiğinden dönmüştü.
Kanlı Bir Hesaplaşmanın Perde Arkası
Ali Şükrü Beyin bir cinayete kurban gitmesi ile ilgili olarak bugün bile değişik senaryolar öne sürülmektedir. Bütün bu senaryoların içinde yer alan Topal Osman Ağanın, hem bir cinayetin baş aktörü, hem de siyasî bir hesaplaşmanın kurbanı olarak ortaya çıkması ilginçtir. Burada bu senaryolardan sadece ikisine yer verilecektir:
Birinci İhtimal:Senaryolardan birisi, Topal Osman‘a Karadeniz Genel Valiliği verilmek istenmesi iddiasıdır. Buna sözde Ali Şükrü Beyitiraz etmiştir. Birileri bu durumu, Topal Osman‘a iletmiş, cahilliğinden yararlanarak onu iyice dolduruşa getirdikten sonra gereğinin yapılması yönünde onu tahrik etmiştir.
İkinci İhtimal:Diğer bir senaryo ise, devrimlerin önündeki engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik hesaplaşmalardır. Ali Şükrü Bey, Cumhuriyet projesi aleyhinde ciddî muhalefet yapmış ve Osmanlı düzeninin devamı yönünde etkileyici konuşmalar yapmış, siyasî nüfuza sahip ve bir lider konumunda olan bir milletvekili idi. Bazılarına göre etkin ve güvenilir bir siyasetçi olan Ali Şükrü Bey, hayatta olduğu müddetçe Lozan Antlaşması meclisten geçmeyecek, padişahlık/hilafet kalkmayacak ve Cumhuriyet projesi de gerçekleşemeyecekti. Bunun için, şu veya bu şekilde, birileri tarafından bu kişinin susturulması gerekmekteydi. Böylece bir gözdağı verilmiş ve muhalefet de bu şekilde etkisiz hâle getirilmiş olacaktı.
Nitekim Ali Şükrü Beyin öldürülmesinden hemen sonra 1 Nisan 1923 tarihinde TBMM’de genel seçim kararı alındı. Meclis feshedildi. İkinci Grup, meclisin o dönemin anayasası sayılan Kanun-i Esasi’ye uygun olarak feshedilmediği gerekçesiyle seçimleri protesto etti. 28 Haziran 1923 tarihinde gerçekleşen seçimde mebusların büyük kısmını Birinci Grup olarak adlandırılan Müdafaa-i Hukuk Grubu elde etti. İkinci Gruba mensup olan ve bağımsız olarak seçilen birkaç milletvekilinin dışında tüm milletvekilleri Birinci Grup’tandı. Böylece 1919’dan beri Ali Şükrü Beyin de içinde bulunduğu mecliste önemli bir ağırlığı olan İkinci Grup, Lozan Antlaşmasının kabulüne ve Cumhuriyet projesine karşı etkin olamadı. Sonuçta 23 Temmuz 1923’de yeni meclis tarafından Lozan Antlaşması imzalandı ve 29 Ekim 1923’te de hem Padişahlığa son verildi, hem de (geçici olarak hilafetli) Cumhuriyet kuruldu.
Velhâsıl-ı Kelâm
Öyle anlaşılıyor kiTopal Osman Ağa, dürüst ve vatanperver olduğu kadar siyasî entrikaların baş aktörü olacak kadar da akli selim düşünmekten uzak ve kolayca kullanılabilecek bir fedaidir. Hangi gerekçelerle olursa olsun netice itibariyle Topal Osman, sevilen-sayılan bir milletvekilini öldür(t)müştür. Bu aşamadan sonra suikast ihtimallerinden hangisinin doğru olduğunu ancak Allah bilir. Ne var ki bu bağlamda kim, hangi art niyetlerle hangi kötülükleri yaptı veya yaptırdı ise mahşerde bunun hesabını elbette tek tek verecektir. Sonuçta mütedeyyin ve masum bir milletvekili, bir suikast plânı dâhilinde kasten öldürülmüştür. Bu bağlamda mazlum ve merhum Ali Şükrü Beyin hükmen şehit edilmiş olduğunu bu vesile ile hatırlatmak isterim. Ruhu şâd olsun.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
—-