Haberimiz şöyle:
{ İmamoğlu Diyanet İşleri Başkanı için şöyle dedi: Allah onu ıslah etsin
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda cuma hutbesinde Mustafa Kemal Atatürk’e yer verilmemesine sert tepki gösterdi.
İmamoğlu’nun konuşmasının tamamını görelim:
“Hutbede Atatürk’ün adı yok. Bu insanlar 1912 ve 1922 yılları arasında on yıl savaştı. Yüzyıllardır gerileyen, toprakları işgal edilen bir millet, devlet ilk defa dur dedi. Dur diyen o komutan Mustafa Kemal Atatürk. Kim için dedi, bu millet için. Bu milletin yaşamı, inancı, kültürü, camisi, ezanı için… Diyanet İşleri Başkanı bu milletin milli ve manevi duygularını taşıyan bir insan değil. Siyaset yapıyor, birilerine yaranıyor. Kime yarandığını da bilmiyorum. Allah onu ıslah etsin. Hutbede yok. Ne vatanı, ne milleti, ne bayrağı ne cumhuriyeti ne de devleti temsil edemez bir Diyanet İşleri Başkanı resmen zaptetti, gasp etti. Bu milletin inancını da mahvetti. Allah ıslah etsin onu.” }
İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı olmuş bir kişi, önce bilgilenmeli, sonra konuşmalıdır. Konuşmasında da saygılı olmalıdır.
a.) Önce Mustafa Kemal Atatürk diye bir kişi yok. Kamâl Atatürk diye biri var. Bunu onlarca kez yazıp anlattık. Okulunu mu açalım. Adamcağız liyakati olmadığı için yasal olarak “Mustafa”yı attı, “Kemal”i de “Kamâl” e çevirdi. 1934 sonrasında ölünceye kadar kullandığı adını bilmiyorsunuz veya bilerek saygısızlık ediyorsunuz. Böyle bir cehalet veya saygısızlıkla yandaşlık da olmaz.
b.) Kurtuluş savaşı on yıl değil yaklaşık üç yıl sürdü. İstanbul işgal altında iken imzalanan Lozan ile noktalandı.
c.) “Yüzyıllardır gerileyen, toprakları işgal edilen bir millet, devlet ilk defa dur dedi” ifadesi koca bir tahrifattır/yalandır. İlk defa dur diyen Mustafa Kemal değildir. İlk adımı atan Mustafa Kemal’i görevli olarak Samsun’a gönderen “İrade”dir. Amasya, Erzurum ve Sivas’ın önde gelen askeri ve sivil ricalidir. Onlarca müftüdür. (Bilmiyorsanız Atatürkçü Tağut Soner Yalçın’a sorun.) Erkeği ve kadını ile Anadolu insanıdır. Mustafa Kemal de onlardan biridir, fazlası değil.
d.) Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı tarafından yasalar çizgisinde bulunduğu makama getirilmiş bir insan için “Diyanet İşleri Başkanı bu milletin milli ve manevi duygularını taşıyan bir insan değil. Siyaset yapıyor, birilerine yaranıyor. Kime yarandığını da bilmiyorum,” şeklinde ifadeler kullanmak yasa tanımazlıktır. Devlet terbiyesinden yoksunluktur. İnsan onuruna saygısızlık ve de saldırıdır. Tek kelimeyle haddini bilmemezliktir. Allah yalnızca Ali Erbaş’ı değil, değinilen olumsuzlukları sırtında taşıyan Ekrem İmamoğlu’nu da ıslah etsin.
e.) Ali Erbaş’ın devleti-milleti temsil edip edemeyeceğini, ilgili makam ve yasalar belirler. Onun makamını işgal ettiği / gasp ettiğini söylemek tek kelimeyle iftiradır-erdemsizliktir. Ülkemiz görevlere el konulan ilkel bir devlet midir? Yoksa kendisinin tayin ettiği kişiler de mi görev yerlerini işgal ediyor.
g.) Kamâl Atatürk Ülkemizi Batı’ya yönlendirici seküler devrimler için örneğin şapka devrimi için yasa dışı işlenmiş onlarca siyasi cinayete onay vermiş, Cumhuriyet sonrasında bir defa olsun camiye girmemiş ve Cuma namazı kılmamış bir siyasidir. Üstelik Doğu Perincek ve Murat Bardakçı gibi bir çok araştırmacıya göre de -dinimizce dua edilemeyecek- ateist veya deist bir kişidir.
f.) Camiler Kemalizmin çiftliği midir, Diyanet işleri başkanlarının siyasilere hutbede yer vermek görevi ve takdir yetkisi mi vardır. Dinimizin laik Devletin kontrolü altına alınması ve Diyanet’e Şeriatsiz bir İslam’ı anlatma ve kontrol etme görevinin yüklenmesi yetmiyor mu da bir de seküler-laik ölü şahsiyetlerin meddahlığı yaptırılmak isteniyor?
h.) Allah Ali Erbaş’ı islah etsin ama Diyanet’e çerçevesi laiklikle belirlenmiş şeriatsiz bir İslam’ın anlattırılması görevi verilmesine karşı tavır koymadığı ve isyan etmediği için islah etsin. Kaldı ki Ali Erbaş kamuya açık dualarında inancı hilafına Atatürk’e övgü dolu dualar ettiği için de ıslaha muhtaçtır.
Not: Biz Ali Erbaşı değil, gerçekleri, ilkeleri savunuyoruz. Bu ifadeleri bilfarz Cumhurbaşkanlığı makamı sayın Ekrem İmamoğlu için kullansaydı inanınız Ekrem beyden yana tavır koyardık. Müslüman olmak aslında böyle bir tercihtir.
Ali Rıza Demircan
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-