Sinema sanatının din karşıtında kullanılmasında ileri boyutlara geçilmiştir. Müslüman toplumlarda Allah’a açıkça hakaret eden ve iftira eden, çocukları Allah inancından uzaklaştıracak fantastik filmlerin yaygınlaştılmasına seyirci kalınmaktadır.
Sanat, Allah’ın Cemil sıfatının görünümüdür. Bütün güzel sanatlar, güzelliğin, dolayısıyla insanın Allah’ı zikretmesinin en önemli vasıtalarındandır.
Bununla birlikte, insanların büyük bir bölümünü hâkimiyeti altına alan İblis, sanat endüstrisini de ele geçirerek, bu kanaldan insanlığı ifsad etmeye çalışmaktadır. Çağlar boyu Allah’ı, yaratılışı, dini, şefkati, güzellikleri anlatmak için araç olan sanatlar, günümüzde Satanizmi, Allah’a başkaldırmayı, homoseksüelliği, Evrimi, vahşeti, cehennemi sevdirmek için kullanılır hale gelmiştir.
Sanatçının da Allah düşmanı olması, yaratılışı reddetmesi, sapık olması adeta doğal karşılanmaktadır. Sanatçının dine karşı olan siyasetleri benimsemesi beklenir hale gelmesiyle bu kalıpların dışına çıkan sanatçılar dışlanmaktadır. Şarkı sözleri, oyunlar, filmler, heykeller, hatta mimari bile isyanı, Kader’i reddetmeyi, sapıklığı, akılsızlığı yayma aracına dönüştürülmektedir.
Pek çok sanatın bir araya getirildiği sinemabunların başında gelmektedir. Edebiyat, tiyatro, müzik, mimari, resim, fotoğraf, heykel, dans gibi çok sayıda sanatı içinde barındıran sinema, insanlar üzerinde en fazla etkiye sahiptir. Bu da Şeytan’ın Partisi’nin son yüz sene boyunca ağzını sulandırmış ve iştahını artıragelmiştir.
Komünist ve Faşist devrimler 1930’larda sinemayı toplumu kendine köleleştirmekiçin kullanmış, 1940’larda insanlığı savaşa can atarhale getirmiştir. Özellikle Hollywood endüstrisi, 1950’li yıllarda halkları korku ve şüphe içinesürüklemiş, 1960’lı yıllarda gençliği isyana teşvik etmişve başarmış, 1970’lerde cinsel devrimadı verilen toplum çöküntüsünü hazırlamış, 1980’li yıllarda acımasız Nihilizmi, 1990’lı yıllarda sapıklığı, 2000’li ve 2010’lu yıllarda İslamofobi‘yi ve açık din düşmanlığınıöncelikli hedef yapmıştır.
Bunların arasında açık Allah düşmanlığının en meydan okuyucu ve doğrudan yöntemi, Allah’ı haşa görünür hale getirmek ve film içinde onu düşman olarak kullanıp, filmin sonunda yok etmektir. Bu şekilde özellikle genç seyircilerin bilinçaltında kendilerince Yüce Allah’a olan inancı yok etmek etkisine başvurmaktır.
Bu tarzdaki filmlerin birincisi 1989 yılında Uzay Yolu sinema serisinin içinde yer alan “Uzay Yolu 5: Nihai Cephe” filmidir. Film çöldeki zavallı insanları kandıran karizmatik sahte peygamber tasvirleriyle başlar. Allah’ı haşa galaksinin merkezindeki bir megaloman ve kötü niyetli bir güç olarak sunmuş, sonra Kaptan Kirk ve ekibinin Tanrı’yı akılla yok etmesini ve en sonunda Allah’ın haşa batıl inanç olduğunu filmin mesajı olarak sunmuştur.
Uzay Yolu’nun Batı’daki muazzam etkisi düşünüldüğünde, hatta Amerika’da iPhone çıkana kadar sadece o dizidekine benzer açılan cep telefonların sattığını düşünürsek onmilyonlarca insana sinema salonlarında Allah’ı inkar ettirdiğini görebiliriz.
Bu tarz doğrudan saldıran filmler giderek artmış ve kitlesel olarak dinsizleştirmeye başlamıştır. Bunlar Türkiye’de ve diğer Müslüman ülkelerde de açıkça gösterilmekte, milyonlar karanlık salonlarda Allah’a hakaret edilmesini sineye çekerek yerlerini almaktadır.
Yakın zamanda da bu tarz içinde yer alan iki fantastik filmi örnek gösterebiliriz.
Bunlardan biri X-Men adlı çizgi roman kahramanları üzerine kurulu olan “X-Men: Mahşer” adlı üç boyutlu filmdir. Filmde Mahşer adlı bir kötü süper güç, tarih boyunca Yehova ve Krişna gibi tanrısal isimlerinin kaynağı olduğunu söylemekte, insanlığa ilim verdiğini anlatmakta, atom silahlarını yok ederek yeryüzüne barış getirmeyi planlamakta, fakat insanlığın zihnine hükmederek onların özgürlüğünü engellemektedir. Bunun üzerine sözde iyi kahramanlar, sözde Tanrı’nın kaynağı olduğu iddia edilen bu varlığı yenilgiye uğratırlar. Tanrı’yla başa çıkamazsınız diye haykıran canavarın yok edilişini, yüz milyonlarca insan bu filmi sinema salonlarında ve bilgisayarlarında seyretti.
Bu yıl da “Galaksinin Koruyucuları Cilt 2” adlı filmde kahramanın babasının süpergüçleri olan, cennetini oluşturmuş, kudretli ve kendine sözde tanrı diyen biri olduğunu keşfeder. Bu sözde ilahın tek oğlu olduğunu, adeta Hristiyanlıktaki inançlar tarzında doğduğunu öğrenir. Ama babasının insanlığa ve evrene hükmetmesine karşı gelir ve bu zalim canavarı öldürür.
Bu tarz filmlerde de bir tasvir oluşturulmakta, bunun haşa Allah inancının temeli olduğu iddia edilmekte, sonra bunun zalim ve megaloman olduğu söylenilerek, bir savaşın sonunda yok edilmektedir. Tabii zihinlerde yok edilen Allah’a iman olması hedeflenir ve bilinçaltlarına Allah’a savaş açan tarafta olun mesajı kodlanmaktadır.
Çocuklarımızı, özellikle pahalı sinema filmlerine gidebilecek olan zengin kesimi, kendi elimizle doğrudan Allah’a küfreden gösterilere maruz bırakıyoruz. Yakında bunlar televizyonda da gösterilecek. Çünkü bunun tahribatını algılayabilecek seviyede insanlarımız yetişmedi, yetki sahipleri yapması gerekenleri yapamıyorlar, gözleri var göremiyor, ezikliklerinden dolayı sansürcü derler diye korkuyorlar.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi