islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5031
EURO
36,4292
ALTIN
2.955,81
BIST
9.302,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

ALLAH HAKÎMDİR, ÂDİLDİR 

ALLAH HAKÎMDİR, ÂDİLDİR 
25 Şubat 2023 10:14
A+
A-

Allah Hakîm’dir. Kur’an hakîmdir. Allah’ın hikmet verdikleri de hakîmdirler. Fakat onlar kendi çevre ve çaplarında hakîm oldukları için izafîdir. Allah mutlak Hakîm’dir.

Mutlak Hakîm Allah Teâlâ’nın ilmi, ezelîdir, ebettir ve muhittir.  O şuhud âlemini de bilir, gayb âlemini de bilir. O’nun bilgisinin olmadığı hiçbir şey yoktur. Geçmişi de bilir, geleceği de bilir. Arşı, Kürsü bilir. Semavatı da bilir, arzı da bilir. Kısacası Allah, var adına ne varsa her şeyi kusursuz ve eksiksiz bilir. Detay ve inceliklerine varıncaya kadar her şeyi bilir.

Şimdi çok karmaşık bir pozisyondayız. Tutarsız, dengesiz bir hayat süreci yaşamaktayız.

Dere boyunda sel felaketi olacağını bildiğimiz halde ve sellerin telafi edilemez zayiatlarını yaşadığımız halde yine de orada çok katlı binalar yaparız. Bile bile yüzde yüz fay hattı üzerinde şehirler kurarız. Demirden çalar, çimentodan kısar, dere kumu kullanır. En ucuza mal eder, en pahalıya satar. Kimi yerde binanın yükünü taşıyan kolonları keserler.

Bunun yanı sıra projenin bağlantılarını koparırlar. Statik projede hedef, mimari projenin hayata geçirilmesidir. Mimar, inşa edilecek yapının ihtiyaç talebini karşılayacak mekânları, birbirleri ile olan ilişkilerini, oranlarını ve dış görünüşlerini ayrıntılı bir şekilde projelendirir. Yapının farklı her katı için ayrı ayrı kat planlarını çizer. Müteahhit bu projeyi belediyeye sunar. Belediye uygunluğuna ait ruhsat verir. Diğer projelerle beraber inşaat başlar. Yapım sürecinde yapı denetim de kontrol eder. Eksik ve yanlışları rapor eder.

Sonra da deprem ve benzeri felaketler yıkımlara sebep olur. Büyük kayıplar gerçekleşir. Felakette insanlar perişan olur. Analar babalar ailelerini kaybeder. Bebekler yetim kalırlar. Bebekler ana baba şefkatinden mahrum ve daima hep boynu bükük yaşarlar. Yaşlılar kimsesizlik yüzünden biter tükenirler. Şimdi yaşandığı gibi sorumlular da kaçıp girecek köstebek yuvası aramaya koyulurlar. Belediye de müteahhit de sorumluluğu üstlenmez.

Bütün bunlar gösteriyor ki, insanın bilgisi yetersiz, becerisi eksik, niyeti bozuk ve çıkarcılığı aşırıdır. Bugün başta marketler olmak üzere devleşen bütün ticarî kurumlar milletin ümüğünü sıkıyor, iliklerini emmeye çalışıyorlar. Bu tür uygulamaların sorumluları sonunda kendilerinin de felaketini hazırladıklarının farkına varamıyorlar. Yalnız kendileri değil müdahale etmeyip sömürülenler de ayni kategoriye giriyor da aynen sorumlu oluyorlar.

Böylece hem zâlimler, hem de onlara meydanı boş bırakmak suretiyle zâlim olan mazlûm zâlimler hep beraber kendi felaketlerini hazırlıyorlarBöyle ilâhî bir kaderin tecelli edeceğini bildikleri halde düşünme külfetine katlanmak istemiyorlar.

İnsanlık tarihini derinlerine kadar haber veren mukaddes kitaplar çok çarpıcı ve çok manidar örnekler vermektedirler.  Hele bunların sonuncusu Kur’an’ı Kerîm nice felaket olayını anlatır. Bunların arasında yalnızca Hazreti Lût aleyhisselamın kavmine gelen bugün ki korkunç felaketin mukayese yapılamayacak kadar çok büyüğünü dile getirir.

Elçi melekler, Hazreti Lût aleyhisselam’a geldiler. Lût aleyhisselam endişelenip telaşlandı. Biraz sonra iğrenç şehvet budalaları sırtlanlar gibi evin önünde toplandılar. Hazreti Lût aleyhisselam; “Bu, çok zor bir gün” dedi. Sonra mücadele sürdü. Elleriyle kapı sövelerine kilitlendi. Çok çaresiz kalmıştı. İçeriden melekler seslendiler. Biz elçi melekleriz. Sen gece yarısı ehlini al bu beldeden uzaklaş, dediler. Gece yarısı, ehli ile yola çıkıp gittiler. Olan oldu: Karısı da helak oldu “Onlara azap emrimiz gelince, o memleketin üstünü altına getirdik ve üzerlerine, arka arkaya ateşte pişirilmiş çamurdan taşlar yağdırdık.” (Hud:11/82)

Burası SODOM kenti idi. Bu felaketten sonra Lût gölü oldu. Amma şehir gölün altında kaldı. O gün bu gün burası dünyanın en derin çukuru olarak bilinmektedir. Ne yazıktır ki, vahyi olarak bize gelmiş bu bilgileri gündeme getirmekten çekinen nice sorumlu insanımız vardır. Ve bunları duyduğu zaman “çileden çıkmış” gibi kudurup saldırıya geçen tutarsız, mantıksız ve cahil yabancı ruhlu insanlar da az değildir. Hakîm ve Âdîl Rabbimiz, hak hukuk çerçevesinde mutlu bir hayat sürmeleri için kullarına hüküm gücünü gösterir, azap emrini gönderir. Adaletini gösterir, hallerini düzeltmelerini öğütler. Anlamayanları yine UYARIR…!

Müslümanı, Kâfiri ey insanlar, ALLAH ile yarışa kalkışmayın.! Esselamu aleykum İlhan Oral

ETİKETLER: ÜSTMANŞET
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.