“Allah Hepimizin Belasını Versin”
Gerçekleri söyleme adına ekranlarda çok nadir itiraflar olur. Çünkü bu aşamaya gelindiği zaman, anlaşılan o ki itirafı yapan artık dolup taşmıştır. Söyleyecek bir şeyin kalmadığını, durumun vahametine neden olan olayların açmazlığını itiraf ederek rahatlamaya çalışır. Bu Türkiye’de köklü bir siyasetçi tarafından ifade edildiğinde olayın vahametine daha çok dikkat çekiyor.
Kökeni itibari ile milliyetçi, Ana Vatan Partisinde etkili bir siyasetçi olmuş, bakanlık yapmış, şimdi Vatan Partisi Genel başkan yardımcısı Yaşar OKUYAN dan bahsediyorum. Katıldığı bir televizyon programında kısaca söylemek gerekirse adeta veryansın etti. Lakin kendisini tanıdığım kadarı ile yaptığı eleştiriler, devlet adamlığı geleneğinden gelmesinden ötürü olacak. Sert ama yapıcı mahiyette. Sözünü kesinlikle esirgemiyor. Siyasi olayları bir oy kaygısı taşımanın ötesinde, bütün doğallığı içerisinde; kahvede halka anlatır gibi samimiyetle anlatıyor. Ayrıca beden dili, eleştirilerindeki samimiyeti ortaya koyuyor.
15 Şubat 2018 Tarihinde Ulusal kanalda yayınlanan programda Yaşar OKUYAN şu bilgiyi aktarıyor. ‘’Bolu Milletvekili Tanju ÖZCAN Milli savunma bakanı Canikli’ye bir soru önergesi veriyor. 2015, 2016 ve 2017 ilk altı ayında çürük raporu alanlar miktarı nedir? Bu çürük raporu alanların millet vekillerinin yakınları kimlerdir?
Bakan Nurettin Canikli’nin verdiği cevap 2015 de 57 300 kişi çürük raporu almış. 2016 da 66.370 kişi, 2017 nin ilk 7 ayında 30 000 kişi çürük raporu almış.
. Yaşar Okuyan’ın verdiği bu bilgiler eğer doğruysa, yani üst düzey yöneticilerimizin yakınları, askerlik görevini yapma konusunda verilen rakamlar kadar kayrılmışsa, Ak Parti’nin kendini baştan aşağıya gözden geçirmesi gerekir.
Siyasi kokuşmuşluk Yaşar Okuyan’ın ifade ettiği gibi Türk siyasetinde yerleşmiş bir ur. Siyaset yapan insan, toplumda fayda üretecek hizmetlere talipken, bu siyasi anlayış tamamen faydacı bireyselci, çıkara yönelik bir yapı halinde işliyor.
Meseleye sadece Ak Parti üzerinden bakmak da yanlıştır. Bu siyasi kokuşmuşluk toplumsal bir kabule dönüşmüştür. İtiraz eden siyasilerin itiraz ettikleri, bir sonraki kendi yaptıkları oluyor. Çünkü Ak Parti sessiz yığınların sesi olma iddiası ile halkın iktidara taşıdığı bir siyasi partidir. Başörtüsü sorununu çözmek ülkenin temel sosyo ekonomik sorunlarını çözmek demek olmadığı görüldü.
Burada bu vesileyle tekrar etmiş olalım; Ak Parti’yi ekonomik kurmaylarının uyguladığı faize bağımlı hizmet eden politikaları, seçim kaybetmesine neden olacaktır. Halkı bankalara köle eden bir modeli uygulayan hükümet, beklemediği halk tepkisini alacaktır. Bu aslında faize karşıt bir görüşten gelip faizi en yüksek düzeye taşıyarak tabana yaymanın bedeli olacaktır. Ak parti Allah ile savaş halinde olduğunu iktidardan düştüğünde anladığında iş işten geçmiş olacaktır.
Ak Parti, artık kirli kanı damarlarında dolandırıyor. Oksijen taşıma oranı düşük bu kanın değişmesi Ak Parti’nin siyasi sıçraması için zorunludur.
Selam ve dua ile…
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
MİRATHABER.COM – YOUTUBE