Hürriyet’te Metin Aktaşoğlu’nun “Kurtçukları neden sevmeliyiz? Algıları yıkıp geçen mucize…
Tıbbın küçük kahramanları! ”başlıklı uzunca bir yazsısı yayınlandı. Özeti şöyle:
Yıllardır kurtçuklar tıpta güçlü bir yardımcı araç oldu. Onlar kronik yaraların tedavisinin sessiz kahramanları. Fakat ne kadar etkin olduklarını destekleyen klinik kanıtlara rağmen kurtçuklar, yeterince kullanılmayan bir tedavi yöntemi olmaya devam ediyor. Ve bu onların yetersizliğinden değil bizim önyargılarımızdan, doğuştan gelen olumsuz algılarımızdan kaynaklanıyor!
Birleşik Krallık’ta NHS (Ulusal Sağlık Hizmetleri) tarafından da kullanımı onaylanan kurtçuk terapisi, yara klinisyeninin ve hastanın ortak onayıyla gerçekleştiriliyor. Ancak bu böceklere karşı duyduğumuz tiksinti, terapinin yaygın kabul görmesinin önüne geçmekte. Kurtçuklar bu nedenle henüz toplum veya tüm sağlık profesyonelleri tarafından benimsenmiş değil.
Yara bakımında kurtçuklar birer minyatür tıbbi cihazlar gibi davranır. Özellikle yaraları temizlemede etkilidirler, ölü dokuyu hemen hemen anında temizlerler. Antibiyotik dirençli suşlar da dahil olmak üzere zararlı bakterileri yok etme yetenekleri çok etkileyicidir.
Son keşifler ise kurtçukların dikkat çekici yeteneklerine daha fazla ışık tuttu. Mesela artık 47 farklı antimikrobiyal peptit üretebildiklerini biliyoruz. Bu küçük, bakteri öldürücü moleküllerin enfeksiyona yanıt olarak önemli ölçüde artırılabildiği, kurtçukların farklı yara durumlarına karşı dinamik tepkisini göstermekte.]
Gerçek sayılarını yalnızca Allah bilir ama bilimsel tahminlere göre yeryüzünde yaşayan canlı türlerinin sayısı milyonlarla ifa edilir.
Her bir tür canlının mucizevî özellikleri ve güzellikleri var. Biz insanlar, Allah’ımızın biz insanlar için yarattığı canlıları gereğince tanımadığımız için bazılarını faydasız ve hatta zararlı görüyoruz. Kurtçukların etkin bir tedavi aracı olabileceğini düşünebilir miydik?
İnsanlık vücudumuzdan pis kanları emmesi için sülükleri kullanmayı biliyordu. Şimdi yaraları tedavi için kurtçukları keşfetti.
Bu haber bize, Rabbimizi ve O’nun bazı Kur’ân âyetlerini hatırlattı.
Allah yüceler yücesidir. Her varlığın yaratıcısıdır, yarattığı her varlık onun büyüklüğüne delildir. O amaçsız ve faydasız hiçbir varlık yaratmamıştır. Okuyalım
“Ve biz, göğü ve yeryüzünü ve ikisinin arasındakileri boş yere yaratmadık; bu, kâfir olanların zannıdır; artık böylesi zanları sebebiyle vay uğrayacakları ateş azabından ötürü kâfirlerin haline.” (Sad 27)
“…Allah her varlığı bir yerli yerinde bir amaca göre yaratandır ve O her oluşumdan haberdardır. “ (Ena’am 73)
“Akıl ve gönül birlikteliğini kuranlar ayakta, oturarak ve yanları üzerinde iken hep Allah’ı hatırlayıp anarlar. Göklerin, yerin ve içindekilerin yaratılışı üzerinde inceden inceye düşünürler ve şöylece yakarırlar:
Ey Rabbimiz! Sen bunların hiçbirini anlamsız ve amaçsız yaratmadın. Sen yücelikte sınırsızsın, bizi ateş azabından koru.” (Al-i İmran 191)
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-