Allah Katında Unutulmamak İçin Gazze’yi Unutmayalım!

Allah Katında Unutulmamak İçin Gazze‘yi Unutmayalım!

Bugün ki yazımıza 13 Kasım 1985’te Kolombiya’da yaşanan acı bir hikaye ile başlayalım:

Colombiya’da bulunan ‘Nevado del Ruiz’ yanardağı, 13 Kasım 1985’te faaliyete geçerek patladı. En son 1845 yılında patlayan yanardağ, 130 yıldır aktif olmadığı için halk bu yanardağa kendi arasında ‘uyuyan yanardağ’ diyordu.

Patlama, Omayra Sánchez isimli küçük kız çocuğunun yaşadığı köyü de darmaduman etti. Omayra’nın belden aşağısı, patlamanın etkisiyle kayan toprağın altında kaldı. Çevresinde bulunan bir enkaz parçasına tutunan Omayra, saatlerce kurtarılmayı bekledi. Ta ki bir gazeteci Omayra’nın ellerini görene kadar…

Omayra’nın oradan çıkması için bacaklarının kırılması gerekiyordu. Çünkü Omayra’yı her çıkarmaya çalıştıklarında, su seviyesi yükseliyor, Omayra git gide daha çok suyun altındaki toprağa batıyordu… Üstelik nefes alması dakikalar geçtikçe daha zor bir hale gelmişti.

Omayra’yı oraya çakılı halde tutan şeyi tam olarak kavramak isteyen ekip, suya daldığında gördüğü şey karşısında kedere boğuldu. Omayra’nın ayaklarının dibinde, halasının cesedi vardı…

Omayra’nın çakılı kaldığı suyu boşaltmak için gereken pompa geldiğinde, küçük kızın bacaklarının kangren olduğu ve kesilmesi gerektiği anlaşıldı. Fakat içinde bulunduğu ortam öylesine kirliydi ki, bacaklarının kesilmesi Omayra’nın şimdi çektiği acının on kat daha fazlasını çekmesi demekti. Bu nedenle, küçük kızın ölmesine izin vermenin daha merhametli bir yol olduğu düşünüldü ve Omayra ölüme uğurlandı.

Gelelim bu hikâyenin Gazze ile ilişkilendirilen yansımasına…
Omayra’nın yaşadığı çaresizlik ve ölüme getiren cenderenin bir misali gibi bakılıyor sanırım Gazze’ye. Gazze’de görev yapan ABD’li ortopedi ve el cerrahı Mark Perlmutter ile travma ve yoğun bakım cerrahı Fayrouz Sidwa tanıklıklarını paylaşırken çaresizliğin ve ölümün ve dahi yaşamın acı üzerine acı yaşatan tablosunu çok güzel gözler önüne seriyor.:

“Çocuklardan oluşan bir deniz karşıladı bizi. Başlarından vurulmuş bir dizi çocuk görmeye başladık. Yavaşça ölüyorlardı ve ardından başlarından vurulmuş yeni çocuklarla yer değiştiriyorlardı. Aileleri, çocukların, oynarken İsrail kuvvetlerinin onlara ateş açtığını anlattı.
9 yaşındaki bir kız çocuğunu ameliyat yaparken vücudundan düşen kurt yığınlarını gördük. Bombardıman çocukların bedenlerini parçalara ayırıyordu ve bazıları saatlerce Ben cerrahi müdahalelere ihtiyaç duyuyordu. Durumları daha iyi olsa bile tam iyileşme aşamasına ulaşmaları kalıcı bir sakatlık anlamına geliyordu. 2 hafta sonra Gazze’deki görev süremiz sona erdi suçlu hissettik, Gazze’den çıkma hakkımız yokmuş gibi hissettik. Odaları 4 hasta için tasarlanmış olan alanlar genellikle 10 ile 12 kişi barındırıyordu. Yoğun bakım ünitelerinin kokusu küf ve ölüm kokusuna benziyordu, hastanenin zemininde ise kanalizasyon kokusu yayılıyordu.
Filistin sağlık ekibi ile tanıştığımızda hastalarına çok benziyorlardı. Çoğu travma yaşamıştı ailelerinden insanlar kaybetmişlerdi. Bitkinlerdi ve bedenleri zayıftı, hastanede yaşıyorlardı.
Bazı çalışanların gözlerinde hepatit ne belirtileri açıkça görülüyordu. 7 Ekim’den beri maaşlarını almamalarına rağmen tam zamanlı çalışıyorlardı. İkimiz de cerrahız.57 yıllık gönüllü çalışma sürecinde 4 kıtada, gelişmekte olan ülkelerde 40’dan fazla cerrahi görevde bulunduk.
Afet ve savaş bölgelerinde çalışmaya alışkınız. Buna rağmen Gazze’de gördüklerimize benzer bir şey görmedik.

Gazze Avrupa hastanesinde gönüllü olarak çalıştık orada bizi çocuklardan oluşan bir deniz karşıladı. Hepsi olması gerekenden daha kısa ve daha zayıftı.
Başlarından vurulmuş bir dizi çocuk görmeye başladık.
Çoğu ergenlik çağındaydı, yavaşça ölüyorlardı ve ardından başlarından vurulmuş yeni çocuklarla yer değiştiriyorlardı. Onlar da yavaşça ölecekti.”
Doktorlarımızın bu esef verici yaşanmışlıkları bizi sarsar iken;
Gazze’de yaşanan soykırıma karşı Kötülüğün vücut bulmuş halini ayakta alkışlayan Amerika ‘ya bakalım. Bir de 1 saatte 72 kez ayakta alkışlanan katil netenyahu’nun ve bunlardan bir haber gibi timsahın ağzına mazlumları koyan, 35 bin bebeği gözünü kırpmadan öldüren bir insanlık düşmanını ayakta alkışlayan Amerika ve sevicilerinin hain izleyici kitlesinde boğulan bir Gazze’ye bakalım…
“Büyük Şeytan Amerika” sloganını anlamayanlar kendi gözleri ile görmüş oldu.
Amerika’da kongrede konuşan, 1 saatte 72 kez alkışlanan Netanyahu psikopatı, Gazze’de “Hiç bir sivil öldürülmedi” diyor.

Dünya bu yalanı ve gelecekte öngörülen daha zalim saldırıların senaryosunu seyrederken Gazze ve mazlum halkı ölmeye devam ediyor.
Bu durumu soğukkanlılıkla seyreden insanlık, sanırım volkan patlaması sonucu harabe altında kalan Omayra Sánchez’in kurtulursa acısı daha çok artacak kederi ile ölümünü onaylaması gibi bir gereklilik ile bu soykırıma susuyor, soykırımı onaylamış gibi davranıyor ve izliyor.
Hazreti Lut Aleyhisselam timsali, bu azgın milletlere karşı mazlumu koruyamayan hali ile Rabbine sığınan kimseler ise büyük bir umut ve acı ile bekliyor. O gün ‘’Yüksek bir kale olsa idi ve misafirlerimi kötülükten koruyabilseydim’’ diye niyazda bulunan Hz Lut timsali; biyolojik afetlerin, pandemi terörünün hakim olduğu çağımızda ebabillerin yerine gönderilecek bir tek virüs ile dahi kökü kazınabilecek bu zalim topluluğun kötülüklerine son bulmasını sağlayacak kurtuluşu diliyoruz ve Amin diyoruz. Yerel basında çıkan haberlere göre, İsrail’in kuzeyindeki bir su parkında yüzen 2 kişide beyin yiyen amip “Naegleria fowleri” tespit edilmiş olması bile bir umut…
“Naegleria fowleri” adlı amip beyne burundan geçiyor. Uzmanlar, bu amip türünün bulaştığı kişilerin hayatta kalma ihtimalinin son derece düşük olduğunu belirtiyor.
Bu kişilerden 25 yaşında olduğu belirtilen adamın öldüğü, durumu ağır olan 10 yaşındaki çocuğun ise hastanede tedavisinin sürdüğü aktarılıyor. Sağlık Bakanlığı söz konusu su parkının kapatılması talimatını verirken, bakanlığın ayrıca son 2 haftada bu parkı ziyaret eden kişilerden ateş, baş ağrısı veya kusma gibi şikâyetleri olan kişilerden sağlık kuruluşlarıyla irtibata geçmelerini istediği aktarılıyor.

Bunun üzerine 100’den fazla kişinin hastaneye başvurduğu bildiriliyor. Bir kaşık virüs içinde kökünüz boğulsun. Boğuldu da…
Siz insanlığa musallat gerçek bir virüssünüz. Vakti geldiğinde sizin de pandemi döneminiz son bulacak bi iznillah.

Vakti geldiğinde;
Allah getirir.
Vakti geldiğinde;
Allah dengini verir.
Vakti geldiğinde;
Allah dertlerini bitirir.
Vakti geldiğinde;
Allah hüznünü giderir.
Vakti geldiğinde;
Allah duana icabet eder.
-Vakti geldiğinde;
Allah iyiliğin karşılığını verir.

Aciz ve mahcup haller ile yine sana sığınır, sevdiklerimizi sana sığındırı ve yine senden yardım isteriz Ya Rabb’im.
Bizi affet ve tövbemizi kabul et.
Sonu ilkinden hayırlı olan kutlu kulların arasında yad et.
Amin
Selam ve dua ile kalın.

HATİCE ŞEBNEM DİKTÜRK

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

#filistin #iman #olimpiyat2024 #paris #beytülmakdis #kadın #asa #güvercin # barış #cehennem #cennet #üniversite #öğrenci #rektör #okul #kampüs #nazar #ilahi #bebek #hayvanhakları #köpek #endülüs #gazze #kütüphane #ilim #anne #gazze #saygı #sevgi #iman #metanet #dava #DontForgetGaza