İslam’ın mümini veya kâfiri olabilirsiniz. İmanın izzeti ve Küfrün zilleti açıktır. Aynı anda hem mümin ve hem de kâfir olunmaz ama ortada bir oraya ve bir buraya savrulan münafık olabilirsiniz.
Yaşadığımız düzende ben Kafirim diyenler açık seçik de, Müminim diyenler azaldı.
Müminlere “sizinle beraberiz “diyenlerden davulla ve zurnayla marşlar eşliğinde devrimlerle açılan yollara girenler oldu.
Aynı delikten sokulmaya alıştırılmış milletimiz bu defa alternatif arar mı, ararsa bulabilir mi bilemeyiz ama bunların Hak ve halk katında güveni yitireceklerinde şüphe yok.
Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz
Her zaman aydınlık mavi göklere uzanacak ellerimiz
Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz
Gazi’nin açtığı bu kutlu yolda yürüyeceğiz hepimiz
HEPİMİZ BU YOLDA YÜRÜMEYECEĞİZ
İslam onayladığı için Cumhuriyet’le ve bilimsel yöntemlerle problemimiz yok ama bizden ayrılarak, çıkılan İslam karşıtı yolda özgür iradeleriyle yürüyen çift yürekli Yeni Kamâlist’lerle olacak. Olacak ve onlar gerçek dostları olan bizleri kaybederken eski karşıtları da onlara güvenip dost olmayacak.
Çünkü biz İslami çizgide yürüyeceğiz. Okuyalım:
“Peygamber ve Kitap göndererek insanlığı doğru yola iletmek ve bu yolu dikenlerden, engebelerden arındırmak Allah’a düşer. Çünkü mutlak doğruyu bulma konusunda insan aklı yeterli değildir ve bu yüzden, her zaman doğru yoldan sapanlar vardır ve olacaktır da. Nitekim insanlık tarihi, bunun örnekleriyle doludur. Gerçi Allah dileseydi, sizi tüm yaratılmışlara üstün kılan iradenizi elinizden alır ve hepinizi zorla imana getirerek doğru yola iletebilirdi. Fakat imtihan hikmeti gereğince, dilediğiniz inanç ve hayat tarzını özgürce seçmenize izin verdi. Zira insan, ancak kendi özgür iradesiyle ve bilinçli olarak doğru yolu seçtiği takdirde gerçek anlamda ahlâk ve erdemliliğe ulaşabilir.” (Nahl 16/9)