Feridüddin Attar’ın “Mantıku’t Tayr” eserinden yola çıkılarak yapılan “Birds Like Us” isimli animasyon filmin galası 23. Saraybosna Film Festivali’nde yapıldı.
Yapımcı Adnan Çuhara, insanların ruhsal yolculuğunun önemine değinerek, “Filmdeki seyahat sadece bir gezi değil. Film, iç huzuru, derinlerdeki ruhun huzurunu bulmak için, Allah’ı bulmak için çıkılmış bir seyahatin hikayesi aslında.’Eğer inanırsanız her şey mümkündür’ mesajını da taşıyor aynı zamanda.” dedi.
Boşnak yönetmen Faruk Sabanoviç’in yazıp yönettiği, TRT’nin ortak yapımcılığında hazırlanan “Birds Like Us” isimli animasyon filmin galası 23. Saraybosna Film Festivali’nde gerçekleştirildi.
Sabanoviç’in sanat yönetmenliğini de üstlendiği filmin orijinal seslendirmelerini ise Jeremy Irons, Alicia Vikander, Jim Broadbent, Sheridan Smith ve Christopher Villiers gibi ünlü isimler yaptı.
Yaklaşık bir buçuk saat süren “Birds Like Us”, izleyiciyi yumurtasını korumaya çalışan bir kuşun hikayesi üzerinden büyülü bir yolculuğa çıkarıyor.
Çuhara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslam alimi ve şair Feridüddin Attar’ın “Mantıku’t Tayr” eserinin filme ilham kaynağı olduğunu söyledi.
Yüzlerce yıl önce yazılan eserin bir elmas değerinde olduğuna işaret eden Çuhara, bu filmle Doğunun elması olan bir hikayeyi paylaşmış olduklarını ve filmde çok farklı bir dünya oluşturduklarını dile getirdi.
Çuhara, film için 7 yıla yakın çalıştıklarını belirterek, “Bu projeye inanan ve bunun için yüksek bir bütçe ayıran TRT’yle çalıştığım için çok memnunum. Çok özel bir ekiple ve ödüllü oyuncularla çalıştık. Hepsi bu proje için bir araya geldi.” diye konuştu.
“Uçmayı unutan kuşlar”
Filmin, uçmayı unutan kuşlarla alakalı olduğunu aktaran Çuhara, şöyle devam etti:
“Et yiyen ve yemek yiyen kuşlar bir çölde yaşıyor. Yemek yiyiciler yemek için yumurtalarını takas ediyor. Yemekler ise et yiyenlerin kontrolü altında. Yemek yemeye ve uyumaya dayalı basit bir yaşamları var. Ana karakter’Huppu’ isimli asi bir dişi kuş. Huppu, sadece yılda bir kez yumurtluyor ve o yumurtasını yemek karşılığında vermek istemiyor.”
Boşnak yapımcı, insanların ruhsal yolculuğunun önemine değinerek, “Filmdeki seyahat sadece bir gezi değil. Film, iç huzuru, derinlerdeki ruhun huzurunu bulmak için, Allah’ı bulmak için çıkılmış bir seyahatin hikayesi aslında.’Eğer inanırsanız her şey mümkündür’ mesajını da taşıyor aynı zamanda.” dedi.
“Her ruhun seyahate ihtiyacı var”
Filmin sanatsal, felsefi, hareketli ve esprili taraflarının olduğunun altını çizen Çuhara, şunları kaydetti:
“‘Mantıku’t Tayr’ çok eski bir kitap ama bütün insanlar için yararlı olacağını düşündük. Dünyanın son günlerine baktığınızda her ruhun bir seyahate, arayışa ihtiyacı olduğunu görürsünüz. Bununla beraber filmimizde insanları kendileri hakkında düşünmeye sevk etmek istedik. Hayat sadece kolay bir şekilde yemek ve uyumaktan ibaret değil. Hayatta başka değerlerin de yer aldığı konusunda onları düşündürmeyi amaçladık.”
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi