islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5559
EURO
36,4595
ALTIN
2.959,58
BIST
9.131,28
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Allah’ın elçisi Hz. Muhammed Kur’ân insanının örneğidir

Allah’ın elçisi Hz. Muhammed Kur’ân insanının örneğidir
29 Kasım 2017 08:24
A+
A-

Eşi Hz. Âişe’nin diliyle özetlersek Onun hayatı/yaşayışı Kur’ân’dı.[1]Kur’ân dililiyle (Kalem 4) büyük bir ahlâk üzerinde oluşunun anlamı da buydu Çünkü O da örneklendirerek tebliğ etmekle yükümlü olduğu,Kur’ân’a göre yaşamakla yükümlüydü. Rabbimiz Ona şöyle buyurmuştur:

Rabbinden sana vahyedilen yasalara uy. O’ndan başka yasalarına boyun eğilecek ilâh yoktur. Ondan başka (yaratıcı, yaşatıcı ve yasa koyucu otoriter güç tanıyan)ları bırak.”[2]

Onun Tefekkürü/Düşünürlüğü, Adaleti, Barışçılığı, Savaşcılığı, Güzel severliği, Sorumluluğu, İnsan saygısı, ve Ahlâkı bütünüyle Kur’ân’dıKurân kaynaklıydı.

Biz Onu yüceltiyor, ama yüceliğinin kaynağını irdelemiyoruz. Onu İslâm’ın Tevhid görüşüyle çelişen yaklaşımlarla yüceltmeye kalkışarak aslında beşerîlik vasfından soyutluyor, izinden gidilebilir bir Önder-Peygamber olmaktan çıkarıyoruz. Ayakları yeryüzüne basmayan bir Peygamber nasıl takip edilebilir? Onu örneklendirerek tebliğ ettiği Kur’ândan ayırdığımız içindir ki Onu toplumsal hayatımızın önderi kılamamaktayız.

-Allah şanını artırsın– O, ülkemizde takriben yüz bin camide okunan beş vakit ezanlarla ve her bir ezanda iki defa yüksek sesle saygıyla anılır, Evrensel Elçiliği, her gün yaklaşık bir milyon kez ilan edilirken Onun kişisel ve toplumsal hayatımızdaki etkinliği en aza düşürülmüştür? Onu anabiliriz ama hayatı Kur’ân olan izlenebilir bir Peygamber olarak algılayamazsak anlayamayız. İzini süremeyiz.

Bunun içindir ki makalemizde Onun Özeliklerini Kur’ân’dan aldığını beyan etmeye ve hayatının Kur’ân’ı yansıtığını örneklendirmeye çalışacağız.

I. Onun Tefekkürü

O, gündüz gece, yatarken kalkarken, yürürken otururken, hüzünde sevinçte, barışta ve savaşta, hulâsa her zaman ve her yerde kendi varlığı ve yaratıklar üzerinde sürekli düşünür ve yaratılanlardan Yaratan’a intikal ile Rabbini anar ve yüceltirdi. Bir başka türlü olması da mümkün değildi. Çünkü o Kur’ân’ın uygulayıcısıydı. Şimdi onu bu vadide yönlendiren onlarca Kur’ânî emirlerden bir kaçına bakalım:

Tarık 5-8:

İnsan neden yaratıldığına bir baksın! O, sırt ile göğüs kafesi arasından çıkan, atılan bir sudan yaratıldı. İşte Allah (bu şekilde yarattığı)insanı tekrar yaratmaya da kadirdir.

Abese 24-32:

“İnsan, yediğine bir baksın! Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık. Bu suretle orada ekinler bitirdik. Üzümler,yoncalar zeytinlikler, hurmalıklar,iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik.
(Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.”

Ğaşiye 1720

“(İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, Göğün nasıl yükseltildiğine, Dağların nasıl dikildiğine, Yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?

İşte bunlar ve bunlar gibi pek çok âyet Onu (sav) sürekli olarak tefekküre yöneltiyordu.

II.Onun Adaleti

O, kendisine yönelik eleştirel sözler,davranışlar ve işlerde sabırlıydı ve affediciydi. Ama ilahî yasaları uygulamada, kendisine intikal ettirilen ihtilaflarda son derece âdil bir hâkimdi. Zengin fakir ayırmazdı. Güçlülere ayrıcalık tanımazdı. Kayırıcı aracılık yapılmasına öfke duyardı. Dost düşman tefriki yapmazdı. Tarihi toplulukları çöküntüye uğratan uygulamaların zulüm uygulamaları olduğunu hatırlatırdı.

Onu böylesine âdil kılan Kur’ân’dı. Çünkü Kur’ân adalete vurgu yapıyordu. Adaletin gerçek kullukla olan bağlantısını dile getiriyordu. Şu veya bu haklı sebeple duyulacak derin öfkenin bile adaletsizliğe sebep kılınmamasını emrediyordu. Şu örneklere bakabiliriz:

Nisa 135“Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendi canlarınız, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. Haklarında şahitlik ettikleriniz zengin de fakir de olsalar siz adaletten ve adil şahitlikten sapmayın. Çünkü Allah onlara sizden daha yakındır. Duygularınıza kapılıp adaletten ayrılmayın. Eğer, sözü eğip bükerek gerçeği saptırır veya şâhidlik etmekten kaçınırsanız Allah’ın yaptıklarınızdan haberdar dar olduğunu biliniz.

Mâide 8: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz nefret/kin, sizi adaletsizliğe itmesin. Adaletli olun; çünkü adalet tam anlamıyla gerçek kulluktur. Allah’ın adaleti emreden ve zulümden kaçınılmasını içeren buyruklarına aykırılıktan sakının. Çünkü Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir.”

Rabbimizin bu Kur’ânî buyruklarıdır ki Peygamberimizi adil kılıyordu.

Devam edecek
—————-
[1] İbn Kesîr Kalem 4
[2] En’âm 106

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.