Ramazan ayındayız. Yani Kur’ân’ın Rabbimizin katından Peygamberimiz Hz Muhammed’e indirilmeye başlandığı Kur’ân ayındayız. Kur’ân’ın içeriği ile ilgili bilgilerimizi artırmalı, öğrendiklerimizi de uygulamalıyız. Böyle yapmalıyız ki bin aydan daha hayırlı olan Ramazan ayını değerlendirmiş olalım.
Mirat Haber. Com ailesi olarak bazı bilgileri hatırlatmak istedik.
Kur’ân Evrenseldir
Kur’an Allah’ın kitabıdır. Söz ve mâna olarak, 23 senelik zaman süreci içinde aziz Peygamberimiz Hz. Muhammed’e âyet âyet, sûre sûre indirilmiştir, Peygamberimiz tarafından okunmuş, tebliğ edilmiş, yazdırılmış ve hükümleri de uygulanmıştır. Ayrıca Peygamberimiz ve müminler tarafından ibadet dili olarak da kullanılmıştır.
Kur’an belli bir zaman süreci ile ilgili olarak gönderilmemiştir. Kur’an evrenseldir. Tüm insanlığa hitap eden kitaptır. Kur’an Kıyamet Günü’ne kadar geçerli ilahi yasalar dizisidir. O’nu bize tebliğ eden ve açıklayan Hz. Muhammed de evrenseldir, Peygamberliği Kıyamet Günü’ne kadar geçerlidir.
Kur’ân Allah’ı ve İnsanı Tanıtır
Kur’an bize bütün varlıkların halikı olan yüce Mevla’mızı tanıtır. O, bize evreni açıklar. Kur’an bize insanı ve onun ebediliğe erdirilmiş sorumlu bir varlık olduğunu öğretir. Kur’an bize yeryüzü tarihini, peygamberler örneğinde özetler. Kur’an bize insanın insanı sömüremeyeceği muhteşem bir hayat düzeni de sunar.
Ana Görevimiz Kur’ân’ın Bütününe İnanmak ve Onu Yaşamaktır
Bizim bu kitaba karşı görevlerimiz vardır. Ana görev; bu kitaba inanmaktır ama yalnızca inanç esaslarına değil. İnsan hayatını yönlendiren bütün esaslarına iman etmekle yükümlüyüz.
O’nun her bir yasası taptazedir. Çağımızın ihtiyaçlarına cevap verebilecek niteliklidir. O’nun âhiret hayatına iman gibi bir inanç esasını, adalet ve zekât gibi bir emrini veya faiz ve zina gibi bir yasağını ya da aile, miras ve ceza gibi sunduğu sistemlerden birini inkâr, Kur’an’ın bütününü inkârdır.
O’nun bütününe iman etmekle yükümlüyüz. O’nda eksiklik yok, O’nda fazlalık yok, O, insanın ihtiyaçlarına cevap verebilecek yüceliktedir.
İnanmak ona karşı temel görevimiz olduğu gibi onu orijinal harflerinden okumaya çalışmak, anlamanın gayretini gütmek, anladıklarımızı uygulamak, uyguladıklarımızı uygulatmak ve de insanlara tebliğ etmektir.
Burada bir hadisi hatırlatmak gereğini duyuyoruz:
Peygamberimiz şöyle buyurur:
“Allah’ın kitabı Kur’an, çare O’na uymaktır. Zira Allah’ın kitabı Kur’an’da sizden önce yaşamış bulunan toplulukların mutluluk ve felaket haberleri vardır. Sizden sonra gelecek nesillerin de yararlanacağı hakikat duyuruları vardır.
O’nda, çağdaşlarınızın prensip edineceği düsturlar mevcuttur. O’nu bırakanların, O’nunla yönetmek ve yöneltilmek istemeyen zorbaların düzenlerini Allah başlarına getirir. Başka düzen yasalarıyla doğru yaşantıya ermek isteyenleri Allah çıkmazlara saptırır. O, Allah’ın yapışılacak ve yapışanları yükseltecek sağlam bir ipidir.
O, takdim edecek çok yönlü bir öğüttür. Dosdoğru bir hayat yoludur. O’na bağlı görüşler eğriliğe, duygular da çirkinliğe sapmaz. Diller de ancak O’nunla batınlara kayıp sürçmez. Âlimler O’nun gerçeklerine doyamaz. O’nu ölçü edinerek karar veren doğruya erer, O’na göre amel eden sevap kazanır.
O’nunla hüküm veren adaletli olur, adalet dağıtır.” (et-Tac 4/7; Tirmizî Sevabüu’l-Kurân 14…)