İçki mi Faiz mi?
Yakın ilişkiler içinde olduğumuz ailenin hanım efendisi gelerek ve “Hocam filan oteller gurubunun sahibi olan aile kızımıza talip oldu. O otellerde içki verildiğini öğrendik. Ne yapmamızı önerirsiniz?” diyerek görüşümü sordu
Şu cevabı verdim:
” İçki konusunda gösterdiğiniz hassasiyet doğru. Bunu araştırmakla birlikte bir de otellerin alınması ve işletilmesinde faizli krediler kullanılıp kullanılmadığını öğrenin. Faiz içkiden daha ağır bir haramdır. Çünkü faiz kullarını korumak için Allah’ın yasaklamakla yetinmeyip savaş açtığı yeryüzünü ifsad etme suçudur.”
Sorusuna aldığı cevap sebebiyle hanımefendinin sarsıldığını hissettim. Çünkü kendi ailesi de faiz zulmüne bulaşmıştı. Ama ne acıdır ki büyük haramlardan biri olup ailelerin ve ülkemizin geleceğini tehdit eden faiz doğallaştırıldı. İçki satışı önemli görülebiliyor ama faiz önemsenmiyordu. İş hayatında yapılabilir sıradan bir işlem gibi algıladıkları için meyhaneden kaçınan müminler bankalara rahat girip çıkabiliyor. Cinsel haramlardan kaçınan müminler bankalarla ilişkiye girebiliyor ve kendisini cinsel partner gibi kullandırtabiliyor.
Allah’ın Savaş Açtığı Faiz Doğallaştırıldı
Diyanet’in haramlığını dile getirmekten sakındığı ve hocalarının da üç kuruşluk promosyon /faiz için faizle yatıp kalktıkları ülkemizde faiz fiilen haram olmaktan çıkarıldı gibi.
Müsiad Sorumlusunun İtirafı
Türk kamu oyu ve özellikle iş dünyası Müsiad’ı Müslüman iş adamları örgütü olarak algılar. Disiplin kurumlarında görev yapmış bir kişi olarak ben de böyle algılardım. Çünkü üyelerinin yüzde yüze yakını içki içmez, çoğunluğu namaz kılar ve oruç tutar.
Birkaç gün önce Cumhurbaşkanımızın da katıldığı oldukça kalabalık bir düğünde aynı masayı paylaştığımız geçmişte -çok çok üst düzey Müsiad yöneticiliği yapmış- kardeşimiz şöyle dedi:
Müsiad üyelerinin yüzde doksan dokuz buçuğu faizli krediler içinde / bataklığındadır.
Faiz konusunda kendileri de fiilen aynı konumda olan Müsiad yöneticileri bu durumu bildikleri için olacak ekonomik konularda çalışmış, ama faiz karşıtı hiçbir çalışmaya imza atmamış ve de faizsiz ekonomik bir yapı oluşturma gibi bir amaç edinmemiştir. Oysaki ana görevi buydu. Yoksa Tüsiad’dan ne farkı kalırdı. (Bu günkü Abdurrahman Kaan yönetim farklı görünüyor.)
Haramın İşlenmesi Değil Bilinmesi Rahatsız Ediyor
Bize daha da ilginç geleni, anılan Müsiad yöneticisinin “aman hocam Müsiad üyelerinin faiz bataklığında kıvranmakta olduğunu sakın ha yazmayın,” diyerek bizi uyarmaya kalkmasıdır.
Ne acı değil mi? Haramın işlenmesine tavırlı olmaktan çok onun bilinir olmasına karşıyız. Çünkü üyeleri faize batmış Müsiad’ın bu durumu bilinirse meşruiyeti sorgulanır.
Müsiad, Askon ve benzerleri böyle olursa karşıtlarımızın derin bir bühtan ile İslâm’cı dediği yöneticilerimizin yönettiği ülkemizde faizli iç ve dış özel – kamu sektörü borçları elbette 500 milyar doları aşar. 2018 bütçesinde olduğu faiz ödemelerine ayrılan meblağ yatırımlara ayrılan meblağın üstüne çıkar. Amerika gavurunun da dolar hamlesine maruz kalınır.
İktidar Gibi Muhalefetin de Sisteme Aykırılığı Yok
Ülkemizde muhalefet yok. Hele hele sebeb-i felaketimiz olmakta olan “Borca Dayalı Para Sistemi ve Faize Müstanid Ekonomi “ konusunda hiç mi hiç yok.
Dünyamızın en büyük üreticileri olan Japonya ve Çini’i bile ağır borç altına sokan bu sömürücü “Borca Dayalı Para ve Faize Müstenid Ekonomik Sistem” bizi daha da batıracak.
Benim tesbitime inanmak istemiyorsanız hiç değilse Peygamberimizin şu uyarısına kulak veriniz:
“ Faizi ve zinayı yayınlaştıran toplum kendi elleriyle Allah’ın cezasına davetiye çıkarmış olur.”
Biz Müslümanız Marufu emretmek ve Münker’i Nehiyle yükümlüyüz yani dinimizin, ortak aklın ilmin gerektirdiklerine çağırma ve zıtlarında sakındırma ile mükellefiz. Bu sebeple kardeşlerimizi uyarmaya ve sisteme muhalefetimizi sürdürmeye devam edeceğiz.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi