“Seni, Allah’tan başka şeylerle korkutuyorlar; Allah kuluna kâfi değil mi?”
Gazze’de katliam devam ediyor. İşgalci katil siyonistler, hamisi ABD ve Batılı devletlerin himayesi altında Gazzeli mazlumları pervasızca soykırımdan geçiriyor. Halkı Müslüman olan ülkelerin devlet ricali ise, Allah’tan çok Amerika’dan korktukları için, işlenen soykırımı sessizce izliyor.
Hepsi, oturdukları koltukları, yaşadıkları hayatı, sürdürdükleri dünyevi saltanatı, büyük şeytan Amerika’ya borçlu olduklarından dolayı, minnet borçlarını, işgalci katil siyonistin katliamlarına göz yumarak ödüyor. “Kırmızı Çizgiler”, mazlumların kanıyla artık esastan kırmızıya boyandı. Şimdi her çizgi, her hat, her yer kan kırmızısı oldu.
Gazze’de çocuk kadın, yaşlı genç, hasta sağlıklı, ev hastane ayırt edilmeksizin katliam devam ediyor. Bununla birlikte basında yer alan haberlere göre, Bakü-Ceyhan petrol boru hattı işgalci siyonistlere akmaya, Mersin’den, Antalya’dan giden gemiler Hayfa Limanına çimento, demir, gıda ve lojistik destek yüklü olarak gitmeye devam ediyor. Devlet ricali timsah gözyaşları döküyor. Allah’tan korkmuyorlar ama Amerika’dan korkuyorlar. Ticaretlerinin kesata uğramasından korkuyorlar.
Bir grup duyarlı genç, işgalci siyonistle ticaret yaptığı, stratejik ürün sattığı, Gazze karanlıkta iken işgalci siyonistleri aydınlattığı için, MÜSİAD üyesi bir şirketin önünde protesto gösterisi yapıyor. Tamamen insani ve vicdani hassasiyetle. Fakat devletin kolluk kuvvetleri insanlık dışı muamele ile müdahale ediyor, plastik ters kelepçe ile bir avuç vicdanlı genç arkadaşımızı tutukluyor, hakaret ediyor. Bir avuç vicdanlı insanın feryadına tahammül edemiyorlar.
TÜİK işgalci siyoniste, harp mühimmatı değil, tabanca aksamı ve parçalarının satıldığını söylüyor. Yani kişisel amaçlı satış yapılmış ve av malzemesi içerikliymiş. İşgalci yahudiler kimleri avlayacak acaba?
İşgalci siyonist haber sitesi olan Yediot Aharonot, Türkiye’den her türlü tarımsal ürünün tedarikinin devam ettiğini, tezgâhları Türkiye tarım ürünlerinin doldurduğunu haber veriyor. Haberin altında da “Erdoğan insanları toplayıp İsrail’i savaş suçuyla suçluyor” diyor. Gazze açlıktan kırılırken, Türkiye işgalci siyonistlerin bütün gıdasını gönderiyor.
Neden mikrofon başında millete karşı işgalci siyonistlere lanet okunurken, siyasi ve iktisadi ilişkiler sürdürülüyor? Kardeşlerimiz gözlerimizin önünde çocuk kadın demeden vahşice katledilirken, hiç mi vicdanlar sızlamıyor? Hal böyle iken, ağaçlar ve taşlar bile konuşmaya başlamışken, siyonistleri besleyen damar neden kesilmiyor?
İşgalci siyonistin haber sitelerinde yer alan haberlere göre, işgalcinin işgal ettiği yerleşim yerlerini inşa eden çimentonun %95 ‘i Türkiye’den gidiyor. Günümüz itibarıyla işgalci siyonistlerin en büyük korkuları, Türkiye’nin İsrail’e ihracatı durdurması. Yani işgalci siyonistin tam terbiye edileceği zaman.
Tamam, savaşı göze alamıyorsunuz savaşmayın, savaşta açmayın. Fakat iktidar olarak yapabileceğiniz o kadar çok şey var ki, Amerika ve Siyonist korkusuyla yapmanız gerekenleri bile yapmaya cesaret edemiyorsunuz. Allah’tan korkun, Amerika’dan siyonistlerden korkmayın.
Eğer birilerinden korkuluyorsa, en çok korkulmaya layık olan Allah’tır. Eğer korkacaksanız, Allah’tan korkun, Amerika’dan değil. Ticaretinizin kesata uğramasından ekonominizin bozulmasından mı korkuyorsunuz? Hayır korkmayın, “Gani” olan Allah’tır, Allah’a teslim olun.
Tabii ki, Allah’tan başka ilah ve Rab tanımayan, Allah’a tevekkül etmiş, yalnız Allah’a güvenmiş ve yalnız O’na sığınmış olanlar ancak Allah’a teslim olabilirler. Siyaseti İslamsız, ticareti İslamsız, hukuku İslamsız, içtimai oluşumu İslamsız velhasıl devleti dinsiz İslamsız olanlar, Allah’tan korkup Allah’a teslim olamaz. Bu karakterdeki insanlar Allah’a teslim olmak bir yana, İslam’ı vicdanlarına ve mabetlere mahkûm ederek, Allah’ı hayatlarından tasfiye etmiştir.
Erdoğan yirmi yıl önce ABD Harvard Üniversitesindeki konuşmasında kendisini, “Dinsel inancı birey düzeyinde yaşayan, siyaseti ise dinin dışında algılayan bir politikacı olarak” tanımlamıştı. Yirmi yıllık iktidarı süresince bu sözüne sadık olarak politik arenada aktif rol oynadı. Siyasi hiçbir işini, dostunu düşmanını, ticari ilişkilerini dinin dışında icra etti.
Biz her şeye rağmen hatırlatalım ki, hatırlatmak belki fayda verir: “Allah’tan korkun, Amerika’dan korkmayın.”
YAKUP DÖĞER
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
Çok güzel tesbitler için teşekkürler. Allah hepimizi duyanlardan, görenlerden, hissedenlerden, vicdanı Körelmeyenlerden eylesin.
Amin kardeşim. Allah bizleri kendisine hakkıyla kul olanlarıdan eylesin.