Sözde İslam’a hizmet ettiğini söyleyen Alparslan Kuytul, bugüne kadar Türkiye’nin önünü açacak İslami hangi projede yer aldı? Dünya Müslümanlarına ne gibi eserler kazandırdı? Dünya çapında kaç tane fikir, düşünce adamı yetiştirdi, insanlığa ne gibi faydası oldu diye sormak lazım. Çünkü kendisini takip edenler Kuytul için büyük alim(!) diyor. Büyük alim demek, büyük bir öngörüye, büyük bir ufka, büyük bir bilgi birikimine sahip olmak demektir. Dünya çapındaki evrensel tartışmalara katkı sağlayabilmek demektir.
Ben Kuytul’un hiçbir büyüklüğünü görmedim. Büyük âlim olmak, büyük eserlerle, büyük mücadelelerle olabilir. Kendisine bağlı olan çok az sayıda insanı sokağa dökerek, ortalığı savaş alanına çevirmekle büyük alim olunmaz.
Şunu unutmayalım ki, kendisine bağlı olanları sokağa dökmesi de sadece kendi yedikleri pastanın küçülmesiyle alakalı. Sorsanız, “Müslümanlara zulüm yapılıyor bunun için sokaklardayız” derler. Pastanın büyüğünü yerken hiçbir oluşumla iyi ilişkileri yoktu. Kendi başlarına bir cumhuriyet kurmaya çalışıyorlardı. O zamanlar güneşli günlerdi. Alparslan Kuytul’a ulaşmakta zordu. Güneşin sönüp, fırtınanın erken geleceğinden haberi yoktu kuytulcuların.
Hiç unutmam yıllar önce kuytulcuların çıkardığı “Furkan Nesli Dergisi” elime geçmişti. Dergi, Hz. Muhammed (s.a.s.) ile ilgili bir sayıydı. Konu Hz. Muhammed olunca insan heyecanlanıyor, o heyecanla sayfaları çevirmeye başladım. Hz. Muhammed sayısından çok dergi, Alparslan Kuytul özel sayısı olmuştu. Tam 20 civarında Alparslan Kuytul fotoğrafı saymıştım. Şöyle bir düşündüm, bunlar Hz. Muhammed (s.a.s.) gündeme getirmeye çalışıyor yoksa Alparslan Kuytul’u mu? Bu düşüncelerle birlikte hemen dergiyi aradım. Telefonu açan şahısa aynı şeyleri söyledim. Hz. Muhammed (s.a.s) sayısında 20 tane Kuytul fotoğrafının ne işi var dedim. Hatta siz kendiniz Tevhide nispet ediyorsunuz Tevhid, demek şahısların öne çıkması değil, Allah ve peygamberinin öne çıkması demektir. Ama bu yapının tevhid ile de bir alakalası yok. Zaten normal vatandaşların üzerinde hiçbir etkileri yok, bundan sonra ise hiç olmayacaktır. Çok az sayıda fanatik bir taraftarı var ve hiçbir fanatikte aklıselim düşünmez.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “kökü dışarda olan bir adam” tanımlaması çok önemli bir tanımlamadır. Artık bu yapı bundan sonrada “Kuytulcular” olarak kayıtlara geçti. “Furkan”cılar dememek lazım çünkü Furkan hem Kur’an’da bir sure hem de “Furkan” doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etme manasına gelir. Bu az sayıda kuytulcuların “Furkan” olma vasıfları yoktur.
Bundan sonra Alparslan Kuytul için, “uyusunda büyüsün ninni” türküsünden başka bir şey olmaz.
Terör örgütü FETÖ gibi bu yapıya karşıda teyakkuzda olmak gerekiyor.