Amacımız Yok ki Yöntemimiz ve Sorularımız Olsun

 Bir önceki makalemimizin başlığı “Naslar Değiştirilemez Ama Toptan İnkâr Edilebilir” şeklindeydi. Cümlemizin kavraması gereken konu budur.

Rivayet olunur ki Allah’ı inkâr eden kişi, kendisine  Kur’ân’dan  âyetler okuyarak açıklama yapan davetçiye şöyle der: Ben O’nun  varlığını inkâr ediyorum, sen bana   O’nun tabiat ve şerîat âyetlerini okuyorsun.

Ben Kur’ân bize yeter diyenlerle Sünnet gereklidir diyenlerin kısır ve amaçsız çatışmalarını, ehl-i Sünnet ve şia diyerek ortalığı velveleye verenleri  dinledikçe yukarıdaki rivayeti çağrıştırıyorum. Ve onlara şöyle diyor ve demekte de devam ediyorum::

• Siz ümmetimize zarar veren bilinçsizlersiniz. İçinde yaşadığınız düzen İslâm’ı oluşturan Kur’ân’ın ve Sünnet’in  bütününü tanımıyor. İslâm’ı hayattan dışlayalı, onunla çelişen seküler/laik düzeni kökleştireli uzun yıllar oldu. Ben sizin dilinizden Kur’an ve Sünnet’in inşa etmek istediği İslâmî Düzeni’nin gerekliliği ve ikame edilmesi konusunda hiç  ama hiç bir açıklama duymadım, bunun için de size  soruyorum:

Hadi Kur’ân yeter diyelim, Sünnet olmazsa olmazdır diyelim, ne olacak? Ne değişecek? Siz kimlere hizmet ediyorsunuz?

Amacımız İslâm’ın iktidarı olsaydı  değil Sünne’te, modern ilmî disiplinler yanısıra 14 asırlık İslâmî müktesabata da ihtiyacımız olduğunu anlardık. Bu gerçeği yaşayarak öğrenirdik.

Ama yook, yaşadığımız düzende Kur’an ve Sünnet topyekün ret ve inkâr  edilirken biz ahmakça ve amaçsız tartışmaların içindeyiz. Amaçsızlığı gaye edinmişiz.

Şeklen de olsa,  ‘ İslâmî Düzen’ diyen yok, üstelik kabullenerek yaşadığımız  seküler/laik düzen içinde İslâm ve Fıtrat adına yapılabilecek basit sorgulamaları  yapanımız da yok gibi?:

• Biz neden yüzde kırka varan oranda vergi veriyoruz? Devlet ve millet olarak her gün bir milyar lira faiz ödemek için mi?
• Evlilikler azalıyor, boşanmalar çoğalırken biz neden zinaya ve eşcinselliğe yönlendirir politikalardan vazgeçmiyoruz?
• Çocukları için en büyük fedakârlıkları yapan analar babalar değil mi? Çocuklar veya torunlar mirastan pay alırken biz niye ana babaları mirastan dışlıyoruz?
• Alkollü içkiler gözlerimizin önünde kavgalara, cinayetlere ve trafik kazalarına sebep olurken biz olgun aklın ve bilimin verileri çizgisinde olsun niçin önlemler alamıyoruz? Uyuşturucular zararlı da alkollü içkiler ve sigaralar faydalı mı?
• İktidarımız, muhalefetimiz ve sözde aydınlarımızla şiddete karşı çıkarken çocuklara ve kadınlara şiddet niçin artıyor? Nerede yanıldığımızı niçin düşünemiyoruz?
• Suçlar çeşitli iken tek tür hapis cezasına odaklanan, suçla ceza arasında

eşitlik aramayan, mağdurlara ve maktülün varislerine hak tanımayan, ceza ve af alternatiflerine yer vermeyen ilkel ceza sistemimizi niçin sorgulamıyoruz?

• Allah’ı ve yasalarını dışlayan eğitim sistemi ile dünyanın geldiği yer ortada: Savaş, sömürü ve göz yaşı. Maddeci eğitim sistemimizle ziraî ve teknik üretimlerimizi artırdığımızda, savaş uçaklarımızı, modern ve de nükleer  silahlarımızı yaptığımızda biz de Amerika, Rusya ve Çin gibi insanlığın başına bela olmayacak mıyız.?

Bu ve benzeri İslâmî düzene yol açacak soruları soramayan ve sorduramayan Diyanetten, İlahiyatları dahil üniversitelerden ve eğitim sisteminden ne beklenebilir?

***

Ha unutmadan Diyanet’e  soralım. Ya Hû, yaz başladı. Ortalığı uryanlar kuşattı. Siz neden yıllardır bir tesettür hutbesi okutmazsınız. Yöneticiler olarak siz mi bilinçsizsiniz, yoksa jakoben laiklik mi engel? Hiç değilse bunu açıklayın.

***

Ayasofya’nın ibadete açılışını önemsiyorum, ama Ayasofya’nın kapılarının kendiliğinden İslâm’a açılacağını sanmamızdan korkuyorum Rabbim korktuklarımızda emin eylesin.