islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5031
EURO
36,4292
ALTIN
2.955,81
BIST
9.302,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

ANA ÇARE FAY HATLARININ RABBİNE SIĞINMAKTIR II

ANA ÇARE FAY HATLARININ RABBİNE SIĞINMAKTIR II
2 Mart 2023 10:30
A+
A-

 

SEMÛD KAVMİ

Semûd, dönemin  tekniği ve sanatına sahip güçlü bir topluluktu. Yüce Rabbimizin Kur’ân’ın değişik surelerindeki anlatımına göre özellikle imar çalışmalarında  gelişmişlerdi.

Ovalarda saraylar yaparlardı. Vadilerde kayaları yontarlardı. Dağları da yontarak evler inşa ederlerdi.

Bunu da kendilerine güven içinde sapasağlam binalar yaptıklarına inanarak yaparlardı. Üstelik bir şımarıklık içindeydiler.

Okuyalım:

Andolsun, Hicr/Semud halkı da peygamberleri yalanlamıştı. Biz onlara mucizelerimizi vermiştik; fakat onlardan yüz çevirmişlerdi. Onlar, dağlardan güven içinde /emniyet içinde kalacakları evler oyarlardı. “ Hıcr 15/80-84)

“ (Ey Semûd kavmi!) Düşünün ki, (Allah) Âd kavminden sonra yerlerine sizi getirdi. Ve yeryüzünde sizi yerleştirdi: Onun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz, dağlarında evler yontuyorsunuz. Artık Allah’ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık çıkarmayın. “ (Araf 7/74)

Bu şartlarda yaşarlarken Peygamberleri olan Salih aleyhisselam’ı yalanladılar. Onun “Allah’ın buyruklarına göre hayatınızı düzenleyerek ona ibadet edin” şeklindeki çağrılarına uymadılar. Kendilerine gösterilen mucizeleri değerlendirmeyip yüz çevirdiler. Peygamberlerini öldürmek için entrikalar çevirdiler.

Allah da onlar için yaşadıkları bölgenin fay hatlarını harekete geçirdi.

Bir sabah vakti, deprem onları korkunç bir ses olarak ansızın yakaladı. Öylesine yakaladı ki evleri alt üst edilerek başlarına yıkıldı. Sanki yurtlarında yaşamamış gibiydiler. Okuyalım:
“ Emrimiz gelince, Sâlih’i ve onunla beraber iman edenleri, bizden bir rahmet olarak
(azaptan) ve o günün zilletinden kurtardık. Şüphesiz Rabbin kuvvetlidir, her şeye galip gelendir.
Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.
Sanki orada hiç oturmamışlardı. Biliniz ki, Semûd kavmi gerçekten Rablerini inkâr ettiler. Yine bilesiniz ki, Semûd kavmi
(Allah’ın rahmetinden) uzak kılındı. “ (Hûd 11/66-68)

İşte haksızlıkları yüzünden çökmüş evleri! Anlayan bir kavim için elbette bunda bir ibret vardır. (Neml 27/52)

İste güçlü olup inşaat faaliyetlerinde  mahir olan ÂD ve SEMUD’u azgın bir kasırga ve korkunç bir ses şeklinde deprem yakalayınca, kazanmakta oldukları şeyler, aldıkları önlemler yıkımlarını engelleyemedi.

Yapılan bu  açıklamalardan sonra anlaşılacağı üzere ceza depremlerinde sağlan zemin ve bina ile can ve mal kaybını önleyemeyiz?

AÇIKLANAN CEZA DEPREMLERİ ALLAH’A VE  ÂHİRET HAYATINA İNANMAYAN KÂFİRLER VE ZALİMLER ÜZERİNE GELMİŞTİR. ANCAK KÂFİRLER VE ZALİMLERLE İÇİÇE YAŞADIĞIMIZ VE ONLARIN  EGEMEN KILDIĞI  YAŞAM DÜZENİNE BAŞ KALDIRMADIĞIMIZ İÇİN GELECEK CEZA DEPREMLERİ BİZİ DE İÇİNE ALABİLİR, ALAMŞTIR DA. ALACAĞINI RABBİMİZ BİLDİRMİŞTİR. (Enfal 8/25)

AMA SONUÇLAR AYNI OLMAYACAKTIR.

CAN VERDİKLERİ İÇİN DEPREMDE ÖLEN MÜMİNLER  ŞEHİD/ŞAHİD OLUR VE CENNETLE TAÇLANIRLAR. DEPREMLEREDEN SAĞ ÇIKANLAR  “BİZ ALLAH’IN KULLARIYIZ VE ONA DÖNECEĞİZ” DERLER DE SABREDERLERSE  GÜNAHLARINDAN ARINIRLAR VE YAKINLARI VE MALLARINDAN MARUM BIRAKILDIKLARI İÇİN  MÜHACİR KONUMUNA GELİRLER, KENDİLERİNE KAYBETTİKLERİNDEN DAHA HAYIRLISI VERİLİR.

 DEPREMELERE UĞRAMAYANLAR DA  ENSAR/YARDIMCILAR OLMAKLA DENENİRLER. KARDEŞLİK VE YARDIMLA YÜKÜMLÜ OLURLAR, ONLAR  DA BU YOLLA KAZANIR  VEYA KAYBEDERLER.

DÜNYA İÇİN ÖMÜRLERİNİ VEREN BİZLER  BEDELLER ÖDEMEDEN CENNETE GİDEMEEYCEĞİMİZİ BİLMELİYİZ:

Yoksa siz ey iman edenler, sizden önceki ümmetlerin başına gelen sıkıntılar, bela ve musibetler sizin de başınıza gelmeden, öyle kolayca cennete girebileceğinizi mi sandınız? Hayır; cennete girmenin bir bedeli vardır ki, sizden önceki ümmetler bu bedeli ödediler:

Onlar öyle zorluk ve sıkıntılarla karşılaşmış, öylesine ağır ve çetin imtihanlarla sarsılmışlardı ki, nihayet o zamanki peygamber ve beraberindeki müminler, “Artık dayanacak gücümüz kalmadı, Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek hâle gelmişlerdi. Dayanın, sabredin! Şunu iyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır! “(Bakara 2/214)

BÜTÜN VARLIKLARIN  VE FAY HATLARININ RABBİ OLAN MEVLAMIZ!

ÖFKENDEN RIZANA, AZABİNDAN AFFINA SEN’DEN DE YİNE SANA SIĞINIRIZ….

Ali Rıza Demircan

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.