islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4936
EURO
36,4071
ALTIN
2.956,95
BIST
9.287,39
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

ANAKRONİK KAFİR VE DİYAKRONİK BATIL GELENEK KARŞISINDA SENKTRONİK İSLAM veya BOŞ ZAMANI OLMAYAN MÜSLÜMAN

ANAKRONİK KAFİR VE DİYAKRONİK BATIL GELENEK KARŞISINDA SENKTRONİK İSLAM veya BOŞ ZAMANI OLMAYAN MÜSLÜMAN
A+
A-

1.) Şimdiye Form Veren Batıl Gelecek. İslam haricindeki geleneklere göre “şimdiki zaman” denen anlar dahil tüm tarih, “muhteşem gelecekten” doğar. Bir başka ifadeyle diğer kültürel sistemler tarih boyunca öğrettiler ki şimdiki zaman bir şekilde, somut ve bilinçli bir şekilde imanla ihtimal sandıkları özel ve ihtişamlı bir istikbalden üretilmiştir. Onlara göre geleceği hayal etmek, olası, “insani” bir gelecek olduğundan şimdiki zamanda yaşayabilmek için çok önemlidir. Batı dillerindeki “Hoş geldin” fiilinin kullanımı da bu anlamı güçlendirmek içindir. Onlar için gelecekle özdeş şimdiki zaman, insanın nasıl makbul sayılacağının bilmesi gereken iki ilahi armağandır. Özellikle Batı dillerinde “şimdiki zaman” ile “armağan” aynı kelimeden (presente) gelmektedir. Daha da fazlasını söyleyebiliriz: bu dinlere göre bir zamanların şimdi zamanlar olan geçmiş zamanlar dolayısıyla şanlı ve zafer dolu tarih bile gelecekten ilham ile şekillenmiş “gelmiş ve gitmiştir”.

2.) İnsanlığı Dizayn Eden Özel Lineer ve Sirküler Mesihçi Gelecekler. Senkronik bir zamanda yaşayan Müslüman, kendine ait sorunlara, değerlere hakim özüne ait geleneğini inkar etmeden özümseyerek irfan ile bizzat zamanın ruhuyla kendi anlar ve çözer. Halbuki bir Hıristiyan, İsa Mesih’in kuracağı altın çağla haşir neşir olarak şimdiyi kurgulayarak yaşarken Davud krallığına benzettiği geleceğin Yahudi dünyasını şimdiki zamanı “tekrarlayarak” sürekli yaşayıp durur. Budist veya Hindu ise Nirvana’nın çarkının dünyaya yolladığı “ruh göçüyle” çakralar içinde devinim edip durur. Onu bekleyen tehlike kronolojik davranarak yaşam çarkını tersine döndürmek ve sonuçları tarihsel sebeplerine dayandırmaktır. Bilhassa Hıristiyan (bilhassa Katolik) için geleceğin yaratıcı anlam daha net ve hatta Hıristiyan için daha doğrudur. Yaşamının merkezi olan “kalbinin” Tanrı’dan geleceklerle dolu olduğunu bilir ve Tanrı’da “dinlenmediği” sürece (Aziz Augustine’nin dehasının kavradığı gibi) huzursuzdur ve tam anlamıyla merkezsiz kalmıştır. Bunun yerine Ona göre Metafizik Varlık olarak Rab, Hz. İbrahim’le konuşur ve ona “size geleceğinizi göstereceğim” derken dünyevi zamandaki yaratıcı ve şekilendiriciliğini gösterir.

3.) Batılın Boş Zamanı, Geleceğin Beklentisindeki Anlamsızlıkları, Eğlence, Yüceltme, Gaflet ve Hazzıdır. Yahudi geleneği için boş zaman kavramı da geleceğin ürettiği bir algıdır. Boş zaman, geçmişte üretilen gelecek fikri ve şanlı ilk zamanların meyvesi olarak şimdi zamanların içinde oluşan kısa süreli “boşluk anlarıdır”. En somut olarak Kutsal Arkaik Zaman olan Alemin yaratılışındaki 7. Gün Tanrı Yahve’nin “dinlenmesini” dolayısıyla Sebt gününü hatırlatır. Ancak küçük bir fark vardır; Tanrı dinlenirken Yahudi, Sept günü O’na adanır. Antik Yunan’da ise geleceğin başarısı için depolanan “boş zaman”, bir şey yapılmayan zaman olarak değil, bedensel ve maddi hazlarla örülü seçkinlik, estetik, düşünme ve beğeni oluşturma zamanları olarak “dünyayı aşırı yüceltme anlarıdır”. Hint medeniyeti için boş zamanları, ruhsal alem olan gelecekten gafil kalmak, ruhani varlıklardan uzaklaşıp dünyaya dalarak fanilik içinde boğulmaktır.

Roma Pagan Döneminde ideal geleceğin görkemli ideal anlarını ima eden boş zamanlar, sınıfsal ayrışmalar içinde bağımsız formdaki resmi işlerin dışındaki geleceğin cenneti yani fiziksel zevk ve eğlence zamanını kısa süreliğine yaşatırlar. Pagan Roma’yı dirilten Aydınlanma sonrasında ise Avrupa üst sosyal tabakaları için temsil alanı olan boş zaman ileride yapılmak istenen her bir anın kısa bir şekilde yaşanması demek olan lüks, haz ve israf anlarıdır.

Postmodernizmin sunduğu paradigmalar ile seküler açıdan geleceğin temsil ettiği her zaman ise bir “macera” kabul edildiğinden; neredeyse gelmek üzere olanların meydan okumasıyla karşı karşıya kalan her seküler insan, bugünü iyi inceler ve eli kulağındaki sübjektif geleceğinin üretmiş olduğu “anı yaşar” (carpe diem) . Bunu her zaman kendi öznel geçmişi içinde yapmış ve yaşamıştır; yani deneyiminin bagajında biriken geleceğe dair fikirlerini aramak için hayallerle dolu hafızasını sürekli canlı tutar. Gelecekte olmasını istediği şekliyle kendini tam olarak sunan seküler insan, her biri gelecekten bir maceracı hayalle inşa ettiği geçmişin sahnelerini, durumlarını, olaylarını sürekli akılda diri tutarak, maceracı hafızasının, onu yeniden yeniden etkinleşmesini sağlayan geleceğin kendisi olduğunu anlar. Bu yüzden gelecek o kadar önemlidir ki, hem diğer dinler hem de seküler postmodernizm bize insanın aslında onu oluşturan şimdiki zamandan uzak olduğunu ağırlık merkezini kendisinden önce gelen (tarih), önünde olan ( şimdiki an) ve onu asıl merkez olarak Geleceğe çeken bir şeyin olduğunu anlatır.

4.) Değil Zevke Yas Tutmaya Bile Zamanı Olmayan Çağının İnsanı Müslüman: Halbuki İslam; aciz insani ve bir o kadar doğal/fıtrata uygun şimdi zamanın (Asr) insanı, dünyasını ve ona ait gelecekte tutacak her şeyin geleceği inşa edeceğini ( Ecel) öğretir. Daha kısa bir ifadeyle gelecek, şimdiki zamandan üretilir. İnsan, kazandıklarıyla cennetini veya cehennemini inşa eder. Anın şuurunda yapmış olduğu iyiliği, aydınlığını, berraklığını ve sükûnetli yaşlılığını inşa eder. Bir zamanların şimdiki zamanları olan geçmiş bile istikbalin inşasından başka bir şey değildir. Senkronize bir zamanda yaşayan Müslüman için her bir zaman, her an müsbet bir amele dönüşen salih eylemler dizisi üreticidir.

İslam, insanın kendi derin uykusundan uyanmasını, diğer insanlara neyin iyi neyi kötü olduğunu öğretmesini, mevcut durumuyla yetinmeden aksine onu daha iyi bir konum için terkederek her zaman yeni hedefler belirlemesini; böylelikle “yeryüzünün halifesi” gibi davranmasını emreder.

Neticede İslam’da Allah, diğerlerinden farklı olarak insana bir işi tamamladığında boşluk anının oluşacağını dolayısıyla boş kaldığında hemen diğer bir işe koyulması gerektiğini buyurur.  Ancak İslam, bu iki sürecin ise ne olursa olsun mutlak olarak önemli bir metafizik hedefe yani “Allah’ın huzuruna çıkmaya yüzü olanlardan olmaya” yönelik olmasını ve onu doğrudan inşa edeceği her zamanı önemsemeyi tüm insanlara şöyle ilan eder: “Rabbe rağbet et”.

Prof. Dr. Mustafa ALICI

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.