Paludan: “Kur’an yakmaya devam edeceğim”
İsveç’in başkenti Stockholm’deki Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakan aşırı sağcı Danimarkalı siyasetçi Rasmus Paludan, yeni provokasyonlara imza atmaya hazırlanıyor.
Danimarkalı Paludan, “İsveç NATO üyesi olana kadar her cuma Kopenhag’daki Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur’an yakacağım” diyerek, yaptığı çirkinliğe, pisliğe ve terbiyesizliğe devem edeceğini duyurdu.
Paludan, güya Cumhurbaşkanımıza da seslenerek “İsveç NATO üyesi olana kadar her cuma Kopenhag’daki Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur’an yakacağım” dedi.
Kur’an- Kerim yakmayı ifade özgürlüğü zanneden Paludan, terbiyesizliğini Erdoğan’a bağlayacak kadar da psikolojik vaka olduğunu şu cümleleriyle ortaya koydu:
“Bunun Erdoğan’ın hatası olduğunu duyuracağım. O, İsveç’i NATO’da istemiyor fakat ben ona ifade özgürlüğünü öğreteceğim”
İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği ile başlayan krizi körükleyen Paludan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendiği paylaşımında bundan böyle her hafta bir Kur’an-ı Kerim yakacağını duyurdu.
Bir insan nasıl bir kişiliğe sahip olmalı ki, içinde bulunduğu kin ve nefret onu bir kutsal kitabı yakmaya kadar sevk etsin! Aslında sorulması gereken soru bu olması gerekir diye düşünüyoruz. Bu konuda, hep birlikte küçük bir düşünce gezintisine çıkalım bakalım…
1-Bir insanın Müslümanlara duyduğu kin ve nefret onu Kur’an yakacak kadar etkilemiş ise, o insan Psikolojik açıdan sağlıklı bir insan değildir. Bu sebeple Puldan’ın kesinlikle iyi bir psikiyatrikse gitmeli ve “Kur’an ya da başka bir kutsal kitap yakmanın, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği” gerçeğinden hareketle seanslar almalıdır.
2-Anlaşılan o ki Puldan ve genel manada Batı’nın bilinçaltında ki “Haçlı zihniyeti” hala yerini koruyor. Bizler de bu zihniyete tarihe bakarak ders çıkarmalarını salık veriyoruz.
3-Diğer taraftan ne yaparsa yapsınlar, Avrupa dahil İslam’ın yükselişini engelleyemeyen bu spastik düşünceli insanlar, ne yapacaklarını bilememenin çaresizliği içinde kıvranarak bu tür provokatif eylemleri gerçekleştiriyorlar.
Şunu ifade edelim ki, batının batık kültürüne sahip bu hokkabazlar, her devirde olmuştur ve bundan sonra da olacaktır. Bize düşen görev, İslam’ın gerçeklerini bıkmadan ve usanmadan anlatmak ve duyurmaktır.
Mirat Haber olarak Müslümanlara tavsiyemiz, bu tür davranışlar karşısında soğukkanlılığımızı yitirmeden ve kurgulanan oyuna da gelmeden, tebliğ ve tebyin görevimizi devam ettirmemizdir. Zira Haçlı zihniyeti, bugüne kadar İslam karşısında galip gelmemiştir, bundan sonra da gelemeyecektir. Bu, bize yüce rabbimizin vaadidir:
“Allah: Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, galiptir.”[1]
Şaban DOĞAN