Ali Rıza Demircan Hocamızın, konuyla alakalı olarak 1Kasım 2018 tarihinde, Mirat Haberimizde yayınlanan yazısını da önemine binaen okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz.
“Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Ankara’da partisinin düzenlediği Cumhuriyet Şöleni’nde konuştu…”
Haydar Baş konuştu ve kendine göre çok şey söyledi. Ama Atatürk hakkında öyle şeyler söyledi ki yenilip yutulur cinsten değil. Atatürkçüler söylenenleri kabul ederlerse kendilerini ve Kemalizmi red etmiş olurlar. Biz kabul edersek sapkın tarikatçiler gibi İslâmî hidayetten uzaklaşırız.
Haydar Baş kardeşimiz kendine göre değiştirip geliştirdiği efkârı ile bizden uzaklaştı ise de biz kardeşlik hukukumuzu koruyarak görüşlerimizi açıklayalım.
Atatürk Seyyid ve Şerif İmiş
Haydar bey kardeşimiz Devrim kanunlarıyla yasaklanan elfazın bir bölümünü kullanarak Atatürk’ü Seyyid ve Şerif İlan etmiş onu neseben Aziz Peygamberimize bağlamıştı.
“Bu konuda yazdığımız ve okunmasını tavsiye edeceğimiz makalemiz için bakınız
Kardeşimiz hızını alamadı. Bu defa Atatürk’ü Kutbu’l-Aktab ilan ederek hurafelerin içine çekti. Hem de ne hurafe. Yetmedi bir de Anıtkabire abdestle gidilmesini tavsiye etti.
Öyle Haydar Baş deyip geçmeyelim, kendisi Kadiri şeyhi olup entelektüel kadrosu-müridleri olan siyasi parti başkanıdır. Allah yürü kulum derse Milletimiz onu Şeyh devlet yöneticisi olarak da görebilir. Atatürk’ün müridliğine soyunmuş kardeşimiz için üst düzey yöneticilik çok görülmez sanırım.
Kardeşimizin ifadesi şöyle:
“Atatürk Kutbul Aktap’tır. Anıtkabir’e giderken abdest almadan gitmeyin.”
Şimdi ne var bunda denilebilir, ama Kutbu’l-Aktab’ın ne olduğunu öğrendiğinizde ne var bunda demek şöyle dursun hayrete ve hatta dehşete düşebilirsiniz.
Diyanet İslam Ansiklopedisinin Açıklamalarına Göre Kutbul-Aktab
Diyanet İslâm Ansiklopedisinden okuyalım:
“ Kutub: Velîler zümresinin başkanı ve insân-ı kâmil anlamında bir tasavvuf terimi.
Sözlükte kutb kelimesi (çoğulu aktâb) “ değirmenin mili, eksen demiri, eksen; gökyüzünün kuzey yarım küresinde bulunan yıldız; bir topluluğun yöneticisi” gibi anlamlara gelir. Tasavvufta ise “velîler zümresinin başkanı, dünyanın ve âlemin mânevî yöneticisi olduğuna inanılan en büyük velî” mânasında kullanılmış, onun işgal ettiği makama da kutbiyyet denilmiştir. Ayrıca kutbun yönetimi altında bulunduğuna inanılan çeşitli velî gruplarının her birinin başkanına da kutub adı verilir. Bu durumda birinci anlamdaki kutbu öbürlerinden ayırmak için ona kutbü’l-aktâb denilir. Fakat tasavvufta mutlak olarak kutub denildiği zaman en büyük velî, insân-ı kâmil ve hakîkat-i Muhammediyye anlaşılır.”
Şahısları Putlaştırmak İlkelliği
Atatürkçüler yönetim felsefesi ve düzeni olarak gördükleri Kemalizm’le Atatürk’ü ülkemizin izinden gidilmesi gereken baş önderi olarak görürler. Peygamberler dahil şahısları putlaştırmak gibi bir ilkelliğiniz ve aklınızı da kiraya verme geriliğiniz varsa bu görüşü kabul edebilirsiniz. Ama Haydar baş kardeşimizin Atatürk’ü Kutuplar Kutbu olarak niteleyerek dünyanın ve evrenin baş yöneticisi haline getirici İslam ve akıl dışı hurafeciliğini, değil biz akılcı Kemalistler bile kabul edemez.
Hele Hele Anıtkabir’e Abdestle Gitmek
Hele bir de Anıtkabir’e abdest alınarak gidilmesi tavsiyesi yok mu? Bu sapkın habis bidat eylemini nereye oturtabileceğiz?
İslâm Dini’nin omurgasını oluşturan Kur’ân’a göre abdest yalnızca namaz kılmak için gereklidir. (el-Mâide 5/6) Aziz Peygamberimizin kabrini ziyaret için bile abdest şartı yoktur.
Şimdi soralım: Kutbul-Aktab inancı ve anıtkabri abdestle ziyaret tavsiyesi Şirk/Allah’a ortak koşma değilse Şirk olan nedir?
Müslümanlar İslâm‘ın, ortak aklın ve ilmin gerektirdikleri olan Marûf’u emir ve İslâm’ın, ortak aklın ve bilimin red ettiği Münker’den men olan farz görevimizi unuttu.
Allah aşkına çevresinden Haydar Baş kardeşi Münker’den men edecek hiç kimse yok mu?
MİRATHABER.COM