İstanbul, Alibeyköy’de koronavirüs tedbirleri kapsamında gece saatlerinde uygulama yapan polis ekipleri, sokağa çıkma yasağı bulunan 20 yaş altı iki genci araçta yakaladı. Ehliyeti yanında bulunmayan ve biner lira para cezası kesilen gençler, “Ceza yiyeceğimizi biliyorduk” dedi.
Mezkûr haberi okuyunca asi ruhlu gençlerin hâline hem üzüldüm, hem de bu sorumsuz tutum ve davranışlarına karşı nasıl makul bir tepki göstereceğimi tam bilemedim. Kendilerini pek kırmak istemem ama pedagojik yönden de kendilerine ihtar ve ikazda bulunmam gerekir. Ama geçlerin hem kendilerini, hem de başkalarını tehdit eden kural dinlemez bu tavırları, sadece onların kabahati değil ki…Yıllarca ne eğitim sistemimizi, ne aile kurumumuzu sosyal, ahlâkî ve manevî yönden rehabilite edici koruyucu sosyal politikalar geliştirdik. Bunu yanında kentlerimizin anomik yapıları da toplumumuzun belirli bir kesimini kuralsızlığa mı itti ne? Anomik kentleşme, çarpık kentleşme ile birlikte değerlerin ve sosyal kaidelerin işlerliğini yitirmesi sonucunda ortaya çıkan yabancılaşma ve ruhî bunalım. Toplum yapısı, sosyal hayat ile kentlerin kültürel yapısı ve hayatı arasındaki uyumsuzluk ve çatışma, bugün daha çok işsiz ve başıboş gençlerde görülmektedir.
Anomi, kanunlardan, ahlâkî kurallardan ve normlardan bilerek sapmadır. Belirlenen yoldan, yöntemden ve gayeden sapıp, kaidelere ters davranarak, hedefin ötesinde, çoğu zaman hedeflenmeyeni ve beklenmeyeni yapmaktır anomi. Genelde anomi, olağanüstü durumlarda veya toplumsal geçiş süreçlerinde değer hükümlerinin bozulması ve yerine ikame edebilecek yeni değer hükümlerinin tam olarak ortaya çıkmamasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca sosyal ve manevî değerlerin zayıfladığı, fertler arasında sosyal dayanışmanın azaldığı dönemlerde de anormal ve karışık bir güvensizlik ortamı oluşur. Yoksa Koronavirüs salgın hastalığının yayılması ile birlikte gençler, devletçe belirlenen kurallara karşı gelmek suretiyle, protestocu ve isyancı tavırlarını mı ortaya koymak istiyor? Yoksa onları kuralsızlığa iten vurdumduymazlık tavrı içinde çılgınca macera mı yaşamaktır?
Tam olarak bilmiyorum. Ama şu var ki gençlerde bu kuralsızlık yaklaşımı alışkanlığa dönüşürse anomi, toplumda bir patolojik sosyal hastalık olarak korona virüsten daha büyük bir sosyal risk olarak karşımıza çıkar. Çünkü sapkın insan hareketlerini düzenlemek ve adlî işlem ve yöntemlerle disipline etmek, zannedildiği gibi her zaman etkili değildir. Cezaî müeyyideler yeterli gelmeyince, hapis cezası, bu da yeterli gelmeyince akla başka ne gelebilir ki? Bunları düşünmek bile istemiyorum.
Anomiye karşı erken safhada yani zamanında tedbir alınmadığında toplumda sosyal çözülmeler, yabancılaşmalar meydana gelir. Gençlerin bir kısmı tepkilerini alenî olarak sokağa taşır ve saldırgan olur. Bir kısmı ise içine kapanır ve ruhsal bunalımlara girer. Bir kısmı, ahlâkî davranışlara aykırı harekette bulunmamakla beraber, ahlâkla ilgilenmemek ve ahlâkî normları, hayat kaideleri olarak benimsememek fikrini savunmaya başlar (İmmoralizm). Buna göre insan davranışlarında ahlâk ve fazilet kadar ahlâksızlık ve faziletsizlik de normal karşılanmalıdır. Bundan dolayı da ahlâkî ölçüleri dikte etmek, saçma ve gereksizdir. Bir kısmı ise ahlâk konusunda daha da ileriye giderek, güzel ahlâkı tümüyle reddetmek suretiyle onunla mücadele etmek ister (amoralizm).
Kural tanımayan gençler, yaşama tarzının ve tüketim anlayışının normalin ötesinde aşırılığa ve taşkınlığa kayar. Maddî durumu iyi olmayan gençler, buna rağmen pahalı ürünleri ne pahasına olursa olsun elde etme ister. Bu durum, aslında özentinin ötesinde hırsın ve açgözlülüğün bir işaretidir. Geleceğin teminatı olarak gördüğümüz gençlerimizin çalışmadan, emek sarf etmeden, gayret göstermeden kendi sosyo-ekonomik mevkiinin üzerinde lüks bir hayata kavuşmak istemeleri, toplumsal boyutuyla ahlâkî bir erozyondur.
Gençlerin içler acısı hâlini bir de Marksist perspektiften de mi ele alsam acaba? Marksistler belki de gençlerin bu hâlini “lümpenleşme” kavramı ile açıklarlardı. Almanca “Lump” (sefil, ahlâksız, kötü adam) ve “Lumpen” (bez parçası, paçavra) kelimelerinden türetilen “lümpenleşme” kavramı, daha çok “sosyalistleşememiş” (medenîleşememiş) işçi sınıfı (sosyal grup) için kullanılan aşağılayıcı bir yakıştırmadır. Modern dünyada lümpenleşme ise, soysal statülerini ileri bir boyuta getiremeyen, özendikleri makamlara bir türlü ulaşamayan, okuma imkânını yakalayamayan, sosyo-kültürel yönüyle kendini geliştiremeyen insan kitlelerinin yoksulluk, yoksunluk ve yozlaşmaya itilmeleridir. Doğruya doğru. Bu izah da, bugünün kural bilmeyen değil bile bile kural tanımayan ve bilinçli bir şekilde kural çiğneyen gençler için uymaktadır.
Görüldüğü gibi ağırlıklı olarak gençlerde görülen anomileşme, yani dinî, ahlâkî ve kanunî kuralları çiğnemeye dönük toplumsal sapkınlıklar, anarşizmin, nihilizmin, deizmin, ateizmin, gösterişin, debdebenin ve lümpenleşmenin hem sebebi, hem de sonucudur. Çare: Post modern seküler toplumlarda kendi kültürel değerlerini ve öz kimliklerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya gelen özellikle yoksul, işsiz, sahipsiz ve eğitimsiz gençlerimizin toplumla sağlıklı bütünleşebilmeleri, idarî ve ahlâkî normları benimsemeleri için, sosyal adalet ve fırsat eşitliği ilkeleri doğrultusunda aktif sosyal politikaların üretilmesi gerekmektedir.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…