Geçen hafta yazımda hassas bir konuya temas ederek başladım. Yapılan farklı yorumları ilgi ile okudum. Fakat aldığım telefonlardan biri, bana daha anlamlı idi.
Bu telefon görüşmesi nedeni ve mantık zeminli bir konuşmaya sebep oldu. Değerli yazar ve sosyal hizmetler gönüllüsü Av. Yaşar Baş Beyefendi ile bir noktada netleştik. Adı geçen Özlem hanımefendinin bir konuda “hak ihlali” olduğu prensibinde buluştuk. Bu prensipte buluştuk amma düşündüm. Hak ihlali nerede?
Konuyu ben yeniden incelemeye başladım. Haddi aşan bir ifade ilgimi çekti. “Ak Parti’yi kadın kolları inşa etti.” “Ak Parti’yi kadın kolları inşa etti” ise başta bu hizmete gönül vermiş millet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere bunlar ne yaptılar, ne ile meşgul oldular? Kadın kolları inşaatı yaparken bu millet evlatları acaba “pırasa mı doğradılar? Bu ifade de amme hakkıdır ve büyük hak ihlalidir. Bu kadar devasa “hak ihlalleri” karşısında hizmeti geçen, gecesini gündüzüne katıp çalışan hasbi ve fahri insanlarımıza bunca haksızlık neden ve niçin yapılsın?
Hanımefendi şer güçlerin tezgahladığı bir fuhuş filmini seyrettiğini söylüyor. Adeta teşvik edercesine “bir daha seyrettiğini” ifade ediyor. Şimdi, bu güneşi hiç batmamış büyük davanın mensuplarına karşı gereksiz ve anlamsız olarak söylenen bu sözler “büyük hak ihlali” olmakla beraber, reklam niteliği taşıyor. Herkes itidal, vakar, ehliyet ve liyakatine hatta bulunduğu pozisyona münasip hareket etmelidir.
Haddi aşan söz ve beyanlar yalnızca Ak Parti’yi değil, kamu vicdanını da rencide ediyor. Şahit olunduğu gibi fitneye kapı açılıyor. Fitne güç kazanıyor. Eğer bunlarla başka imajlar ön plana çıkarılmak isteniyorsa bunu da milletin bilmesi hakkıdır. Hatırlatmak bizim görevimizdir. Hak haktır. Hak herkes için elzemdir.
Haddi bilmek de haktır. Eskiden bize büyüklerimiz, İslam’ın şartı beştir. Altıncısı “haddini bilmektir” diye telkinde bulunurlardı. Her şeyin bir özgül ağırlığı vardır. Pamuk ile civanın özgül ağırlıklarını eşitlemeye ya da değiştirmeye kalkışmak akla, mantığa ve vakıaya aykırıdır. Eşyanın tabiatına terstir. Hayat için dengesizliktir.
Meselenin maksadından saptırıp zorlamayalım. Zaten zorlamaya gerek yoktur. “Hepiniz bir tarağın dişleri gibisiniz” buyuran insin ve cinnin Peygamberi Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemdir. “O rahmeten lil alemindir. Biz o yüce şahsiyetin ümmetiyiz. Onun gibi olma zorundayız. Onun davasından uzaklaşırsak, ilkelerinden saparsak, düşmana alet, dosta eziyet etmiş oluruz. Müslümana eziyet “miskal zerre” kadar da olsa haramdır. Biz şaşmaz ve yanılmaz “kıst adaletine “ yani ilahi adalete bağlı kalmalıyız. Davamızın ilkelerini anladıktan sonra unutmamalıyız.
Bu ilkelerden biri bile birçok problemimizi en güzel şekliyle çözmeye yeterlidir. Şimdi konuşma ile ilgili bir ayet meali üzerinde değerlendirme yapalım. “Allah’a davet eden, salih ameller işleyen ve gerçekten ben Müslümanlardan biriyim diyenlerden daha güzel sözlü kimdir”. (Fussilet 43) bu ayet Müslümana en güzel kimlik kazandırır. Öncelikle Müslüman rastgele konuşma yerine en güzel sözü söylemelidir. Müslüman olduğunu unutmamalıdır. Müslüman olarak da daima insanları Allah’a davet etmelidir. Her işi. O işin özüne uygun olarak yapmalıdır.
Bu mükemmel düsturu kulak ardı edip, “onun bunun” kirli ve gayri meşru işleri ile ilgilenen onları konuşan, en azından fitneye sebep oluyor. Meselenin özeti bundan ibarettir. Hiç kimsenin şahsiyeti değil, hedeflenen zihniyetidir. Zihniyeti sağlam olan her zaman muteberdir. Zihniyeti düzeltmek herkes için erdemliktir.
Bozuk zihniyeti silkelemek şart ve elzemdir. Esselamu aleyküm.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…