Ağlamaktan göz pınarlarımız kurudu. Artık yüreğimizde ki yangın öyle bir hale geldi ki Netenyahu denilen zalime karşı kin ve nefret duygularımız kabardı. Dağ gibi oldu… Hem de kocaman bir dağ…
Gazze’de ayakları kesilen bir çocuğun “Doktor amca, ayaklarım tekrar çıkacak mı?” sorusunun karşısında, bu zulmü yapanlara karşı insanın yüreğinde kin ve nefret duygusu belirmiyorsa, vay o kişinin haline…
İsrail’in bu zulmüne karşı milyonlarca insan ayakta. Ama konuştukları zaman mangalda kül bırakmayan insan hakları savunucusu ülkelerden çıt yok… Yaptırım için harekete geçmek zaten yok…
Bu yoklar içinde bir gerçek var… Artık Gazze diye bir yer yok… Refah kenti ise yok olmaya namzet bir yok…
Dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimizden… Dualarımızı fiili duaya çevirmemiz için devletimizin harekete geçmesi gerekiyor ama… Devletimizden de kınamanın haricinde başka bir icraat yok…
Ancak bütün bu yoklar içinde var olan tek gerçek var ki, o da yüce Rabbimizin bize göndermiş olduğu ayeti kerimeler. Sıkıldığımızda, daraldığımızda ya da öfkelendiğimizde sığındığımız ayetler…
“Ey iman edenler! Sizin dışınızdakilerden, size fenalık etmekten geri durmayan, hep sıkıntıya düşmenizi isteyen kişi, kurum ve devletleri –hangi dinden ve hangi ırktan olurlarsa olsunlar– kendinize yakın bir sırdaş, müttefik ve samimi bir dost edinmeyin!
Onların size karşı içlerinde besledikleri kin ve düşmanlıkları, adeta ağızlarından taşmaktadır. Bunun için her türlü yalan, iftira ve hileyi kullanarak sürekli aleyhinizde propaganda yapar, her fırsatta düşmanlıklarını gösterirler. Kalplerinde gizledikleri nefret ise, açığa vurduklarından çok daha büyüktür. Ancak bu özellikleri taşımayan ve sizinle barış içinde yaşamak isteyen insanlarla –kâfir veya inançsız dahi olsalar– insani dostluklar kurabilir, belli şartlarda ittifaklar oluşturabilirsiniz (Mümtehine, 60/8-9; Maide, 5/5).
Eğer aklınızı kullanıyorsanız, işte zalimleri tanıyıp onlardan korunmanızı sağlayacak âyetlerimizi size açıkça bildirdik.” (A-li İmran 118)
ŞABAN DOĞAN
MİRATHABER.COM YOUTUBE