Artık Hesaba Çekme Zamanı

Muhalefetin eleştirisine muhatap olup parti yıpranır korkusuyla “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışı, paraya, makama, şöhrete ve şehvete karşı zafiyeti olan bir çok kişinin bu zaafları doğrultusunda hareket etmesine neden oldu. Bugünlerde sosyal medyada bir haber dolaşıyor. Doğruluk derecesi nedir? Bilemiyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, şehrin sakinleri tarafından başarısız bulunan ve şaibeli Belediye Başkanlarını takibe alacağı bilgisi.

Gerçekten ortalıkta dolaşan bu bilgi doğruysa şayet ve uygulanabilirliği hususunda başarılı olunursa; Türkiye”nin yeni siyasal sisteminde yeni bir siyasetçi gibi doğacaktır Sayın Erdoğan.

Onbeş yıllık Akparti iktidarında arkasını siyasi iradeye dayayıp elindeki kamu gücüyle şehrin büyüklüğüne göre devasa zenginlikler elde edenler gereken takibe uğramadığı gibi “Ak partili” olmanın verdiği siyasi güven ve güçle korunmayı da bir şekilde başardılar maalesef.

Güçlü iktidarın avantajlarını kullanarak görevli oldukları şehirlerin kamu hizmet ve yatırımlarını da ihmal etmediler elbette ama yakın çevrelerine kolay yolla elde edilebilir parasal kaynakları da sağladılar.

Günümüzde bu kategoride ki kamu gücü kullanılarak sağlanan  zenginlikler mahallinde bilindiği için ilgili kişilerin tespiti kolay olacaktır. Devlet için kesinlikle zor olmayacaktır. Yeter ki C.Başkanımızın himayesinde “Benim partilim” anlayışından uzak denetim mekanizmasını şeffaf bir şekilde çalıştırabilmeli.

C.Başkanımız Fetö de ki kararlı duruşunu kamu gücüyle servetlerine servet katanlar ve bulundukları makamın vatandaş lehine hakkını veremeyenlere yönelik gerekli denetim mekanizmasını çalıştırıp ilgili kişileri yakınlarıyla birlikte mali denetime ve yetki kullanma konusunda idari denetime tabi tutması halinde ne çürük elmalar, ne kokuşmuş pislikler ortalığa dökülecektir.

Kamu gücünü, toplumun geneline hitap eden vakıf dernek ve benzeri sivil toplum örgütlerinin gelişmesinde, faaliyetlerini sürdürebilmeleri için meşru kaynak oluşturanlarla söz konusu gücü kişisel servet edinimlerinde kullananları elbette ayrı tutuyorum.

Muhalefetin eleştirisine muhatap olup parti yıpranır korkusuyla “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışı, paraya, makama, şöhrete ve şehvete karşı zafiyeti olan bir çok kişinin bu zaafları doğrultusunda hareket etmesine neden oldu.

Sayın C. Başkanımız etrafında çöreklenmiş birbirlerini kollayan lobicileri ve etnik, hemşehrilik, bölgecilik veya mezhepcilik-tarikatcılık ayaklarıyla parti içerisinde siyasi güç oluşturanlardan kurtulduğu takdirde kesinlikle siyaseten halk nezdinde oy oranını artırarak sürdürecek demektir.

Önümüzdeki seçimlerde Sayın C.Başkanımızın oy oranını etkileyecek olan hususun meydanlarda miting yapmaktan daha çok kamu gücü sayesinde semizlenen, hak ettiğinin ötesinde servetine servet ekleyenlere yönelik başlatacağı denetimler daha etkili olacağı kanaati taşımaktayım. Çünkü referandumda gördük ki: “Hayırcı” muhalefetim meydanlarda varlığı söz konusu değilken, aksine C.Başkanımzın meydanlarda ki doluluğuna ve ihtişamına göre sonuçların en az % 65 olarak sonuçlanması bekleniyordu.

Sayın C.Başkanımız muhalefetin eleştirmesinden korkmadan kamu gücünü elinde tutan partilileri son derece şeffaf ve gerçekçi denetime tabi tutmak suretiyle yeni bir başlangıç yaparsa siyasette yeni bir çığır açacak demektir.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi