islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4780
EURO
36,4367
ALTIN
2.954,01
BIST
9.294,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Âşûrâ ve Direniş Bilinci

Âşûrâ ve Direniş Bilinci
17 Eylül 2018 12:05
A+
A-

10 Muharrem 1440-20 Eylül 2018 Perşembe Âşûrâ Günü. Ümmete hayırlar getirsin inşallah.

Peygamberimiz (s.a) “Ramazan ayından sonra en faziletli oruç (ayı) şehrullah olan Muharrem ayıdır…” (Müslim, Sıyam 202) buyurmuştur.

Rivayete göre: Rasûlüllah (s.a) Medîne’ye hicret ettiğinde Yahudilerin Âşûra günü oruç tuttuklarını görünce, bunun ne orucu olduğunu sordu:

-“Bugün, iyi bir gündür. Allah, İsrailoğullarını Firavun’un zulmünden bugün kurtarmıştır. Musa Allah’a şükür için bugün oruç tutmuştur. Biz de tutarız.”dediler.

Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a):

“Biz Musa şeriatına sizden daha yakınız.”deyip o gün oruç tuttu; ashabına da tutmalarını emretti. Ramazan orucu farz kılınınca:

“İsteyen bu günde oruç tutsun, istemeyen de tutmasın”buyurdu. (İbn Mâce, Sıyam 41; Buhârî, Sıyâm 69)

Hz. Âişe (r.anhâ) anlatıyor: “Cahiliye devrinde Kureyş, Âşûrâ gününde oruç tutardı. Hicretten önce Rasûlüllah da (s.a) Âşûrâ orucu tutardı; Medine’ye hicretten sonra bu oruca devam etti; ashabına da tutmalarını emretti. Ertesi yıl, Ramazan orucu farz kılınınca, Âşûrâ günü orucunu bıraktı, isteyen bu orucu tuttu, dileyen de bıraktı.” (Buhârî, Savm 69; Müslim, Sıyâm 115; Ebû Dâvud, Savm 64; Tirmizî, Savm 49)

Arapların, Kâbe’yi inşa eden ataları İbrahim’in (a.s) Âşûrâ günü doğduğu rivayeti sebebiyle o günü kutladıkları tahmin edilir. Hz. Mûsâ ile İsrâiloğullarının Firavun zulmün­den Âşûrâ günü kurtulduğunu ve Hz. Nuh’un (a.s) gemisinin de Cûdî dağına aynı gün oturduğunu söyleyen Yahudileri Efendimiz (s.a) yalanlamadı ve müminlere o gün oruç tutmalarını emretti. Âlimlerimize göre 10 Muharrem’de oruç tutmak sünnet; Yahudilere benzememek için 9-10 veya 10-11. günlerde oruç tutmak da güzeldir.

Âşûrâtatlısının menşei de Hz.Nuh’un gemisinde son kalan erzakın karıştırılıp pişirilmesine dayanır.

Âşûrâ gününün; Hz. Musa’nın (a.s) Firavun’dan ve Hz. Nûh‘un (a.s) tufandan kurtuluşuna ilaveten, Hz. Âdem‘in (a.s) ve Hz. Davud’un (a.s) tövbelerinin bugün kabul edilmesi, Hz. Yûnus’un (a.s) duasının bugün kabul edilip balığın karnından çıkması; Hz. Eyyûb’un bugün şifa bulması, Hz. Mûsâ(a.s) ve Hz. İsâ’nın (a.s) bugün doğmuş olması, Hz. Süley­man‘a (a.s) bugün mülk verilmesi, Hz. İbrahim’in (a.s) bugün Nemrut’un ateşinden kurtulması, Hz. Yusuf’un (a.s) bugün kuyudan çıkarılması, Hz. Yakub’un (a.s), oğlu Hz. Yusuf’a (a.s) bugün kavuşması gibi olaylardan da kaynaklandığı söylenmiştir.

Kitaplarda yer alan yukarıdaki olayların Âşûrâ günü gerçekleşmiş olması ihtimal dâhilindedir. En doğruyu kuşkusuz Allah bilir.

10 Muharremgünü gerçekleştiği kesin olan yürek yakıcı olay ise, Peygamber Efendimizin (s.a) mübarek torunu Hz. Hüseyin‘in (r.a) Kerbelâ’da bugün şehit edilmiş olmasıdır.

İmdi biz, Efendimizin (s.a), “Cennet gençlerinin efendisi”diye övdüğü sevgili torunu Hz. Hüseyin (r.a) ile Ehli Beyt’ten 70 güzel insanın hunharca şehid edildiği günü üzülerek hatırlamalı, bu korkunç katliamdan ders alarak iktidar hırsının insanları nerelere sürüklediğini görmeli ve Hz. Hüseyin (r.a) gibi zulme/zalimlere karşı dururken, yeni Kerbelâlaryaşatacak intikam duygularına yol vermemeliyiz.

Ayrıca; çağın Firavunlarına karşı Hz. Musa(a.s) gibi bir özgürlük mücadelesiverebilmeli, Hz. Nuh(a.s) gibi ‘kurtuluş gemimizi’inşa edebilmeli, Hz. İbrahim(a.s) gibi Hasbiyallah…: Allah bana yeter…”(Tevbe 129; Zümer 38) deyip Nemrut’un ateşine meydan okumalı, Hz. Yusuf(a.s) gibi güzel ahlâk, Hz. Yakub(a.s) ve Hz. Eyyûb(a.s) gibi sabr-ı cemil sahibi olabilmeli, Hz. Âdem(a.s) ve eşi gibi “Rabbimiz, biz nefsimize zulmettik, eğer bize bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz”(Ârâf 23) diye dua edebilmeli, Hz. Davud(a.s) gibi hatalarımıza tövbe edebilmeli, Hz. Yunus(a.s) gibi Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke, innî küntü mine’z-zâlimîn: Senden başka ilâh yok, Sen münezzehsin, ben zalimlerden oldum”(Enbiya 87) diye yakarabilmeliyiz.

İşte o zaman; Allah’ın nusreti ve rahmetiyle inşallah dirilişimizgerçekleşecek ve:

“Dikkat edin! Allah’ın yardımı/zaferi yakındır!”(Bakara 214);

“Zalimler pek yakında nasıl bir inkılap ile devrileceklerini bileceklerdir!” (Şuarâ 227) vaatleri tecelli edecektir.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.