Atatürk Havalimanı, pandemiye yakın kapatılmıştı…
Yolculara kapatılan Atatürk Hava Limanı kargo uçaklarına hizmet vermeye devam etmesine karar verilmişti. Pandemi devam ederken, bir pistinin sonuna hastane yapıldı. Sonrasında Paris İklim Anlaşması imzalandı.
Şimdi ise Atatürk Hava limanının pistlerinin kaldırılıp Millet Bahçesine dönüştürüleceği açıklamasıyla kamuoyunda oluşan tepkiler neticesinde, ani bir kararla iki pistin kalabileceği açıklandı.
Atatürk Havalimanının bir süredir kargo uçağı görünümlü Chemtrails Uçakları tarafından kullanıldığından ve kalmasına karar verilen pistlerin de bu amaçla kullanılabilecek olmasından fena halde şüphelenilmektedir.
Konuyu daha iyi anlayabilmek için Chemtrails’in ne olduğunu izah edelim önce;
Chemtrail Teorisi ya da kimyasal püskürtme kuramı; yüksekten uçan uçakların semada uzun süre bıraktıkları izlerin gizli olarak planlanmış sinsi hedefler için kasten püskürtülen kimyevi veya biyolojik silah içeren maddeler olduğuna ilişkin teoridir. Bu teoriyi ortaya atanlar, normal jet uçaklarının duman izlerinin nispeten çabuk yok olduğunu, bu şekilde yok olmayan izlerin ise ilave maddeleri içerdiğini iddia ederler. Bu görüşler, bazı bilimsel topluluklar tarafından reddedilmiş olsa da, sayılı bilim insanı konunun gerçekte var olduğunu yönünde uyarılar ve bilgilendirmelerde bulunmuştur.
Chemtrails ile ne amaçlanıyor?
Chemtrails ile insanları, anormal meteorolojik olaylara maruz bırakıp, psikolojik olarak daha kolay kontrol edilebilir hale getirmiş olabilirler. Gündemde yer alan bir çok haber ile halkımız “kuşa bak” taktiği ile oyalanırken arka planda, gökyüzümüz neredeyse her gün Chemtrails Uçakları tarafından spreyleniyor olabilir.
Hepimiz kasten püskürtülen kimyevî veya biyolojik silah içeren maddeyi soluyor olabiliriz.
Püskürtme (Chemtrails) ile gökyüzünde gözle görülmeyen tabakalar oluşturularak güneş ışığının faydalı ışınlarının geçişini engellemek suretiyle halkımızın bağışıklığını düşürüyor olabilirler. Bağışıklık düşüncede; halsizlik, bitkinlik, baş dönmesi, baş ağrıları, kemik ağrıları vb. sağlık sorunlarına sebep olur.
Gerçekten de gökyüzümüze kimyasallar püskürtülüyorsa; tıpkı arsenik zehirlenmesi gibi fiziksel, bilişsel etkilere sebep olacak sonuçları da yavaş yavaş oluşturur. Başta tüketilebilir su kaynaklarımız ve tarımsal gıdalarımız üzerinde kalarak kalıcı zararlara uzun süre devam ederler. Bizde yavaş yavaş ölürüz. Bizden sonrada torunlarımız ve nesillerimiz hastalıklarla boğuşurlar Allah korusun.
Özellikle Türkiye üzerinde, diğer ülkelerden daha fazla püskürtme (Chemtrails) yapılmasının olası iklimsel sonuçlarının meteoroloji medyasının farkında olmasına rağmen, normal bir durum gibi lanse ediyor olmaları ise çok daha vahim olarak görülmektedir.
Sürekli gündemi meşgul eden konular olan yangınlar, felaketler, salgın tiyatrosu, maske, grafenli aşı, müsilaj, savaş, mülteci, sığınmacı vb. olurken gökyüzümüzde püskürtmeler (Chemtrails) devam ediyorken, bu konunun saçma bir komplo teorisi olmayabileceği savını doğruluyor sanki.
Özellikle birçok insan, İstanbul’un üzerine üzerine, gökyüzünden püskürtmelerin (Chemtrails) nasıl yapıldığını canlı canlı gözlemledikleri için durumun farkındalar. Farkında olanların sayısının artması içinde çektikleri gökyüzü fotoğraflarını sosyal ağlarda ve sosyal medya platformlarında paylaşıp, uyarmaya ve dikkat çekmeye devam ediyorlar.
Peki kargo uçakları İstanbul’da nereye inerler ve kalkış yaparlar?
Atatürk Hava Limanı etrafında ikamet edenler şunları gözlemlediklerini ifade ediyorlar…
Dikkat çekici şekilde son bir senedir uçakların püskürtmelerinin (spreyleme) çok arttığını ve güneşin doğmasına yakın başlayıp akşam güneşin batmasına bir kaç saat kalaya kadar devam ettiğini ifade ediyorlar.
İstanbul’un şehir merkezinde ve çevresinde oturanlar;
Uçakların şehrin üzerinden geçerken bir şeyler püskürttüğünü şehrin çıkışına doğru ise birden bire durduğunu söylüyorlar. Dikkat çekici olan ise püskürttüğü şeyin ise saatlerce havada kaldığını, ancak aynı anda farklı yöne doğru uçan diğer yolcu uçaklarının ise arkasındaki su buharının bir kaç dakikada yok olduğuna şahit olduklarını ifade ediyorlar.
Tüm bunlar, Atatürk Havalimanı’nın yolcular için kullanılmıyor olsa da püskürtme (spreyleme) yapan kargo uçakları tarafından kullanılabilecekleri şüphesini doğurmaktadır. Tabi bu uçakları kullanan pilotların ve uçakların hangi ülkeye ait olduklarını merak etmekteyiz. Hatta o uçaklar Türkiye’ye kayıtlı ise hangi şirketlere ait olduğunu daha çok merak ediyoruz.
Olayların arkası mutlaka araştırılmalı…
Bu püskürtmeler, yolcu uçakları ile yapılmış olsa yolcular bunun farkına varacakları için püskürtmelerin kargo uçakları ile yapılma olasılıkları çok yüksek olduğunun farkındalığı artmaktadır.
Atatürk Hava limanının pistlerinin kaldırılıp Millet Bahçesine dönüştürüleceğinin açıklanması sonrasında oluşan tepkiler neticesinde, pistlerin kısmen kalması için gündem oluşturup bunu sağlayanların bir üst akıl ile bağlantıların olup olmadığı derin araştırılması gerekmektedir artık.
Belkide; Bill Gates’in üzerinde çalıştığı küresel iklim yalanıyla hayata geçirmeye çalıştığı Türkiye’nin üzerindeki güneşi karartma projesinin adım adım gerçekleşmesi için Atatürk Hava Limanını Bill Gates’in üssüne çevirilmesi için çalışan yerli ve milli görünümlü kriptolar ve bağlantıları bile çıkabilir altından…
Diyelim ki bunların hiçbiri gerçek değil;
O zaman neden farklı bir teknoloji geliştirmiyorlar da küresel iklim yalanıyla güneş ışığının insanlık için faydalı ışınlarının bloke edilecek olmasına göz yumuluyor !?
İnsani ve İslami olarak hem kendimizin hemde gelecekteki neslimizin sağlığı, geleceği ve ulusal güvenliğimiz için bu hassas konuda Sayın Cumhurbaşkanımızı ve hükümetimizi uyarmak hepimizin vazifesidir.
…
Vesselam..
Sadi ÖZGÜL