islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4690
EURO
36,3690
ALTIN
2.962,53
BIST
9.277,71
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

“ATATÜRK OLMASAYDI…”

“ATATÜRK OLMASAYDI…”
2 Eylül 2021 09:31
A+
A-

Geçtiğimiz 30 Ağustos Zafer bayramı ile ilgili okunan Cuma hutbesinde, Mustafa Kemal’in adının anılmaması Kemalistleri hayli kızdırmış. Bunlardan meşhur araştırmacı-gazeteci(!), 28 Şubat sürecinde cemaatle namaz kılan liseli öğrencilerin görüntüsünü çekip sunduğu haberde “Flaş…Flaş” spotuyla veren Uğur Dündar zavallısı şöyle buyurmuşlar: “Bağımsız bir ülkede doğmuş olmasını, adını, makamını ve hür nefes alışını bile borçlu olduğu 30 Ağustos Zaferi’ni kazanan ebedi başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını bu Cuma hutbesinde de anmayan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a hakkımı helal etmiyorum. Siz de etmeyin.”

 Şair-yazar Ataol Behramoğlu, attığı twitte, Uğur Dündar’a hitaben; “Sevgili Uğur, hutbede Atatürk’ün adını anmaktan kaçınanlar, ‘keşke Yunan kazansaydı’ diyenlerdendir. O yüce ad, onların karanlık ağızlarına zaten yakışmaz. Onların üzerinde zaten hakkımız olamaz ama varsa da haram olsun.

Onlar böyle yazar da “30 yaşıma kadar İslamcı idim, sonra döndüm” diyen Ahmet Hakan durur mu? “Bir sonraki 30 Ağustos’ta ya 30 Ağustos konulu hutbe okumayın, ya da okuttuğunuz hutbede Atatürk’e yer verin” diye ferman buyurmuşlar. Diyanet’e, güya görevini hatırlatarak askerî vesayetten kurtulan kurumlara, gazeteci vesayeti kurmaya çalışmaktadırlar. Bu malum gazeteciler masa başında ve köşelerinde hükümetler kurup hükümetler yıkmaya alışkındırlar ya… İşte o alışkanlıklarını sürdürmek istemektedirler. Eski Türkiye özlemi işte…

Yahu, ilkokuldan üniversite son sınıfa kadar okutturduğunuz Türkçe ve İnkılap tarihi derslerinde Atatürk’e haddinden fazla yer veriyorsunuz. Hatta bıktırıyorsunuz. Bırakın da sadece Allah’a ibadet edilen, sahte ilahlara yer verilmeyen camilerde olsun bahsedilmeyiversin. İnin şu Müslümanların yakasından artık.

Tabi bu arada Kemalistlerden de taraftar devşirebilmek için bizim eski İslamcılardan, fırıl fırıl dönerek durmadan fikir ve inanç değiştiren son yılların amansız Atatürkçülerinden fırıldak ve fosilci M. İ. da durur mu? Sakarya savaşından girerek Atatürk güzellemeleri yapmış: “Sakarya destanına selam. Atatürk, bu coğrafyanın tarihine damga vurmuştur. Tıpkı Alparslan, Osman Gazi ve Fatih gibi” diyerek, hayatlarını İslam’a adayanlarla, hayatını İslam’a ait ne kadar değer ve kurum varsa hepsini yok etmeye adayanı aynı kefeye koymuştur.

Hemen hemen her 30 Ağustos Zafer bayramında ve 10 Kasımlarda buna benzer suçlamalarla Diyanet’e ateş püskürürler. Hatta daha ileri giderek “Atatürk olmasaydı siz olmazdınız. Camileriniz kapatılır, ezan duymaz, namazlarınızı kılamazdınız…” misüllü hikmetli(!) sözler sarf ederler. Sanki Atatürk, ezanları 18 sene susturmamış, camileri depo ve ahır yaptırmamış, Fethin sembolü Ayasofya’yı müze yapmamış gibi…

Arapların dini Türkleri mahvetti. Türkler, Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti. Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi; milli hisleri ve heyecanı uyuştu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde, bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu” diyerek İslam karşıtlığını göstermemiş gibi… (Medeni bilgiler ve Atatürk’ün El Yazmaları, Afet İnan, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1969, s 364-365)

2013 Kasımında, Atatürk’e, ölüm yıldönümünde hutbelerde yer verilmediği için “Atatürk olmasaydı…” türünden yazıların havada uçuştuğu o günlerde Senai Demirci, ironik bir yazı yazmıştı. Atatürk olmasaydı, aynen onun yaptıklarını, işgal güçlerinin yapacağını ironik bir üslupla dile getiren bu yazısını Uğur Dündar, Ataol Behramoğlu ve bilumum Kemalistlere kapak olsun ve hafızalarımız tazelensin diye aynen alıntılıyorum:

“Atatürk olmasaydı ne olurdu biliyor musunuz?”

 “Atatürk olmasaydı, Fransızlar Antep’ten sonra ülkenin bütününü işgal eder, kadınların örtüsünü başından çeken askerlerin baskısı altında kalırdık. Başı örtülü kızlar okullarda okuyamaz ve başörtülü memur olunamazdı. Annesi ve karısı örtülü diye, namaz kılıyor diye subaylar ordudan atılırdı.

Atatürk olmasaydı, İtalyanlar bir yolunu bulup geçmişimizle bağımızı koparmak için harf devrimi yapardı. Mesela yeryüzünün en değerli kütüphanelerinden Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki el yazma eserleri en az 90 yıl sustururdu. Bununla da yetinmez, Müslümanların halifesini aşağılayarak yurtdışına sürerdi.

Atatürk olmasaydı, İngilizler Kastamonu’ya aniden çıkarma yapar. Churchill herkesi şapka giymeye zorlardı. Şapka giymeyi reddeden vatandaşları için seyyar mahkemeler kurar, seri idamlar yaptırırdı. Hatta şapka kanuna karşı çıkıyor diye iki önemli şehri Rize’yi ve Trabzon’u denizden bombalatırdı.

Atatürk olmasaydı, Amerikalılar ülkenin yönetimini ele geçirir, seçilmiş ilk meclisi zorla dağıtır, Ali Şükrü gibi vatansever düşünürleri öldürtür, kendi keyiflerine göre kurdukları meclis sayesinde, ülkeyi en az 30 yıl tek parti ile yönetirlerdi. Kendi adamları dışında kimseye oy hakkı vermezler, seçilme hakkı tanımazlardı.

Atatürk olmasaydı, Hitler ülkeyi işgal eder, Türk ırkını üstün ırk ilan eder, Kürtleri, Rumları ve Ermenileri aşağı ırk sayar, “Türkiye Türklerindir” dedikten sonra kendilerini Türk saymayanları Anadolu’dan sürerdi. Hitler bununla da yetinmez, Dersim’de sırf Kürt diye çoluk çocuk, kadın erkek on binlerce savunmasızı bombalarla imha ederdi.

Atatürk olmasaydı, Ruslar Anadolu’yu ele geçirir, camileri ahır yapardı. Medreseleri kapatırdı. Devrin en önemli düşünce odakları olan tekke ve zaviyeleri yasaklardı. Ezanı susturur, yerine anlamsız gürültüler koyardı.

Atatürk olmasaydı, İstanbul Yunanlılara kalırdı. Yunanlılar Fatih Sultan Mehmet’ten Bizans’ın intikamını almak için Ayasofya Camiini müzeye çevirirdi.

Neyse ki Atatürk geldi de…”

Evet, Atatürk geldi de onlara hiç ihtiyaç kalmadı. Hepsini birer birer zat-ı şahaneleri yaptı.

İşte merhum Kadir Mısıroğlu da “Yunan galip gelseydi yazıyı değiştiremezdi. Hilafeti kaldıramazdı. Hocaları asıp kesemezdi. Halkın tepkisini alırdı, çünkü Yunan hüviyeti vardı” derken de bu gerçekleri ortaya koymuş oluyordu. Kemalistler ideolojik körlükten kurtulurlarsa bu gerçeği görürler. Yoksa “Gözleri vardır görmezler, kulakları vardır duymazlar, kalpleri vardır kavramazlar. İşte onlar hayvanlar gibidir, hatta daha sapıktır. Onlar gaflete düşenlerin tâ kendileridir.” (7A’raf:179) zümresi içinde bocalayıp dururlar. Allah hidayet vere.

Musab SEYİTHAN

Yorumlar
  1. Ali Gederet dedi ki:

    AYNEN ATATURKMU ATAKUETMU ATAGAVURMU?? TURKLERIN ATASI DEGIL KABUL ETMIYOM.

  2. Hacı Veli dedi ki:

    Saçmalamak parayla değil. Müslümanların halifesi dediğiniz adam sürülmedi. O ve sülalesi işgale boyun eğdi.
    Hanedandan bir erkek bir kurşun bile atmadı. Aksine işgale karşı olanların idamına fetvalar yazdırdılar.
    Milli kuvvetler galip gelince kaçtı.