islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C

Atatürk’ün Kaleminden Dinler ve İnançlar

Atatürk’ün Kaleminden Dinler ve İnançlar
20 Kasım 2022 09:00
A+
A-

Atatürk özelde İslam dinine ve genelde diğer dinlere dışarından ve eleştirel bir gözle bakar. Atatürk’ün toplumun genel kabullerine aykırı ve sarsıcı sayısız sözü vardır. Şimdi pek duymadığımız, belki de duymamızın da istenmediği ezber bozan bazı görüşlerine kısaca göz atalım.

Yaratıcının ve Yaratma Eyleminin Reddi:

Atatürk’e göre evrenin kendisi bizatihi güçtür, ezici/boğucu en büyük kuvvettir, evren kanunlara tabidir, insan her şeyden büyük olan evrenin bir parçasıdır:
– “… Tabiatın en büyük kuvvet olduğunu keşfeden, binlerce sene evvel yaşamış eski insanlardır.” 1
– “Tabiata egemen olmasını bilemeyen yaratıklar, varlıklarını koruyamamışlardır. Tabiat, onları kendi unsurları içinde ezmekten, boğmaktan, yok etmekten ve ettirmekten cuda (asla) çekinmemiştir.”2
Atatürk çok tanrıcılığın evrim geçirerek zamanla günümüzdeki “tek Allah” inancına ulaşıldığını düşünür. O, bu dinsel evrimi el yazılarında Mısır tarihi örneğinde anlatır:
“Masum ve cahil insanları, yüzlerce allaha taptırmak veya, allahları, muayyen gruplar da toplamak ve en nihayet bir allah kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir. (…)Mahalli mabut ile güneşi bir yaptılar(Ataum-Ra=Amon-Ra) allahını icat ettiler ve papazlar herkese anlattılar, öğrettiler ve tedris ettiler ki, Amon-Ra en büyük allahtır; diğer allahları, insanları ve her şeyi yaratan O’ dur.”3
Ona göre cahil ve aşırı korkak olan ilk insanlar, din ve Allah konusunda fikir sahibi değillerdir. Ancak daha sonraları sosyal ve psikolojik ihtiyaçları ve açıklayamadıkları doğal hadiselerin etkisi ile “Allah” kavramını icat ettiler. Başka bir ifadeyle yüzlerce insanüstü tanrıcık yüzyıllar boyunca süren kültürel evrimle evren üstü tek varlığa/Tanrı’ya dönüşmüştür. Kısacası Allah inancını insanlar üretmişlerdir.4
Kur’an Muhammed’in Kendi Eseridir:
Atatürk bu kanaattedir ve görüşlerini el yazılarında şöyle ifade eder:
“Kuran sureleri, Muhammed’e açık semada peyda olmuş bir şimşek gibi günün birinde, birdenbire bir taraftan inmiş değillerdir. Muhammed’in beyan ettiği sureler, uzun bir devirde dini tefekkürlerinin mahsulü olmuştur. Muhammed bu surelere birçok çalıştıktan ve tedkikler yaptıktan sonra edebi bir şekil vermiştir.”5

Atatürk Kur’an’ın Allah’tan geldiğini kabul etmediği gibi bu düşüncesini devrin lise ders kitaplarına da aktarır:
“Tarihi açıdan incelendiği zaman görülüyor ki: Muhammed birden bire “Allah’ın Resulüyüm” diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek kötü, pek ilkel, iyileştirilmeye muhtaç olduğunu anlamış, bunları iyileştirmek için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca düşündükten sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur.”6

Atatürk ve Öldükten Sonra Yaşam:
Ahiret inancının oluşumuna tarihi ve toplumsal açıdan bakan Atatürk, ahiret inancının kadim Mısır kültüründe ortaya çıkışını lise tarih kitaplarına da olduğu gibi aktarılan537 el yazılarında şöyle açıklar:
“… Mısırlılar, zamanla, ruhun ebediyeti hakkında şu fikre saptılar. Her ölenin ruhu, Allah Osiris riyasetinde bir mahkeme huzurunda, muhakeme edilir; ruh tartılır; eğer fena ameller yüklü ise mahvedilir; mahiv edilecek kadar günahları çok değilse, hayatında yaptığını itirafa mecburdur. Ruh irtikap etmediği fena işleri sayacaktı. Mesela, evvela diyecekti ki (öldürmedim, mabutlara karşı vazifelerinde kusur etmedim…v.s.) sonra da iyi işlere geçerek:(açlara ekmek verdim, susuzlara su verdim, çıplaklara elbise verdim..v.s.) diyecekti. Temiz olduğu sabit olan ruh, ebediyete kabul edilir ve serin, kokulu bir havada yaşar ve allahın sofrasında yemek yerdi. Ahiret yahut hesap günü, mizan, sırat köprüsü, cehennem, cennet telakilerinin Mısır’da uyanması böyle olmuştur.”7

Atatürk 6 Mayıs 1916 yılında Madam Corinne’e hitap ettiği satırlarda öldükten sonra rahat etmenin “hayal” olduğunu ve Allah’ın cennetine girmek istemediğini ifade eder. O, kendi mekânının cennet olmasına razı değildir:
“Aziz Madam, Bu defa size hakiki dostluğumuzu hatırlatmak için kalemi ilk ele alan benim. Batıdan doğuya kadar devam eden uzun ve yorucu bir yolda iki ay kadar seyahat ettikten sonra bir istirahat ânı bulunabileceğine inanılır, değil mi? Fakat heyhat! Görülüyor ki, bu ancak ölümden sonra mümkün olacak. Fakat bu hayali rahata kavuşmak için sizin iyi Tanrınızın cennetine gitmeye kolay kolay razı olacak değilim.”8
Görüldüğü üzere Atatürk’ün dini inançlar hakkındaki kanaatleri anlatılandan çok daha başkadır. Elbette akıllara pek çok soru takılacaktır. Bu soruların cevapları için burada kısaca özetini yapmaya çalıştığımız “Atatürk’ün Kaleminden Yaratılış ve Din” isimli eserimize müracaat etmenizi rica ediyoruz. Mevzunun çok daha derinlerine indiğimiz çalışmamızda burada değinmediğimiz pek çok husus bulunmaktadır.

Kaynaklar:
1- Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, 1. Basım, c. 24, s. 19.
2- Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, 1. Basım, c. 27, s. 200.
3- Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, 1. Basım, c. 24, s. 42-43. Atatürk’ün orijinal el yazıları Anıtkabir Kütüphanesi’nde, Fotokopisi Türk Tarih Kurumu’nda, Genel Kurmay Başkanlığı’na bağlı Askerî Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanlığı’nda ve Aydınlık Gazetesi Arşivinde’dir.
4- Enver Benan Şapolyo, “Atatürk Önderliğinde Kültür Devrimi” seminer tebliği, 1972, s. 49.
5- Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, 1. Basım, c. 24, s. 62. Atatürk’ün orijinal el yazıları Anıtkabir Kütüphanesi’nde, Fotokopisi Türk Tarih Kurumu’nda, Genel Kurmay Başkanlığı’na bağlı Askerî Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanlığı’nda ve Aydınlık Gazetesi Arşivinde’dir.
6- Tarih II, Kemalist Eğitimin Tarih Dersleri, (1931-1941), Kaynak Yayınları, 7. Basım, s. 91.
7- Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, 1. Basım, c. 24, s. 44.
8- Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, 1. Basım, c. 2, s. 44. Sadi Borak, Atatürk’ün Özel Mektupları, Kaynak Yayınları, 4. Basım, s. 66-67.

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.