Gün sayısı diğer aylardan hep eksikti şubatın. Dört yılda bir artan gün sayısı değiştirmiyordu durumunu. Yine eksikti, eksikti yine. Bir yıl önce bu kez, bir yanımız eksik kaldı şubatta. Eksik şubatta eksildik hem de çok eksildik. Şimdi zamanı tanımlayabiliyoruz ama...
Yazının başlığını Müslümanların tarihinin en acı olaylarından birini Türk edebiyatında roman formunda çok başarılı bir şekilde ele alan Bekir YILDIZ’ın eserinden ilham alarak yazdım. Kerbela olayını anlattığı ve okunmasını önerdiğim eserin adı: Ve Zalim Ve İnanmış Ve Kerbela ...
Tavır olaylara, hayata bakışımız, yaklaşımımız, değerlendirmelerimiz; duruşumuzun, düşüncemizin yansımasıdır. Zihnimizdekiler dışarıya yansır. Yani küpün içinde ne varsa dışına sızan da o olur. Bunun olmadığı zamanlarda samimiyetten söz etmek mümkün olmamaktadır. Yukarıdaki cümleleri kurma nedenim artık ‘elhamdülillah müslümanım’ diyenler için bir...
Önce kış uykusu adını vermek istedim yazıya. Sonra vazgeçtim. Kış uykusu geçici bir durumdu. Bahar geldiğinde neredeyse kendiliğinden son bulan ve bazı canlılara özgü doğal bir olaydı. Oysa üzerinde durmak istediğim durum bambaşkaydı. O nedenle yazıya başka bir başlık bulmam...
Üç ay… Doksan gün… Vahşice katledilen yirmi iki bin can… Durmadan bombalanan bir şehir ve bitmeyen bir zulüm… Gazze, aylardır tarihte görülmemiş bir işgalin karşısında direnmeye çalışıyor. Onuruyla da direniyor. Aslında Filistin topraklarına Siyonizm virüsü yerleştirildiğinden bu yana devam eden...
Bir miladi yılın daha son günlerini yaşıyoruz. Beklentiler, umutlu bekleyişler, hayaller… Yeni, yepyeni bir duruşa başlama düşüncesi oluşuyor pek çok insanda. Oysa aynı duyguları bir önceki yıl, ondan önceki yıl ve diğerleri için de beslemişti insanlar. Ne değişiyor? Rakamlar. Herkes...
Başlık canımızı acıtıyor. Yüreğimize ateşler salıyor ‘şehit çocuklar’ ibaresi. Bunun sebebi çocuklara ölümü yakıştırmamamızdır. Evet, ‘ her nefis ölümü tadacaktır’ bunu biliyor ve iman ediyoruz. Ayrıca ‘neylersin ölüm herkesin başında’ da diyoruz. Ancak söz konusu çocuk olunca duruyoruz. Çocuklar öldürülmemeli,...
Kurusun elleri Ebu Leheb’in… Günlerdir Gazze’deki haberleri dinlediğimde veya görüntüleri izlediğimde dilimin ucuna gelen ve mırıldandığım, bu nedenle de dilimden düşürmediğim bir sure var: Tebbet Suresi. Toplamda beş ayetten oluşan bu kısa, etkileyici ve mucizevi surenin ayetleri eşliğinde Gazze’ye bir...
Yazıya başlamak için yazdığım cümleleri kaç defa sildim, bilmiyorum. Düzeltip düzeltip sildiklerim de cabası. Hiçbiri kalbimdeki sıkıntıyı tam istediğim gibi yansıtamadı çünkü. Kızdım, öfkelendim. Tuşlara acımasızca bastım, hiçbir sonuç elde edemeyeceğimi bilerek. Belki klavye kahramanlığına soyunduğum düşüncesiyle kelimeler bir isyan...
Bunu sana yazıyorum. Bütün yazdıklarımın senin için olduğunu biliyorsun zaten. Halimi arz etmek arzusu ile yazıyorum. Sesime, yalnızlığıma yankı olasın diye yazıyorum. Beni işiteceğini düşünerek ve bunu bilerek yazıyorum. Sesini özledim. Nefesinin sıcaklığını her zerremde hissettiğim günleri özledim. Varsın, aşikârsın,...
Geçtiğimiz hafta vefatının sene-i devriyesinde yeniden yâd ettiğimiz, rahmetle andığımız, kendisini ne kadar az tanıdığımızı fark ettiğimiz, ‘diriliş nesli’ özlemiyle çalışmalarını ömrünün sonuna kadar aralıksız sürdüren üstad Sezai KARAKOÇ; ‘’Anneler ve Çocuklar ‘’ şiirinde şu sıralar haber kanallarında her gün...
Haftalardır Filistin topraklarında süren vahşetin ne zaman son bulacağı belirsizliğini koruyor. Vahşet, artan bir şiddetle sürerken haber kanallarında bir istatistik(?), yüreğimizin an can alıcı yerine bir paslı çivi saplıyor: Her on dakikada bir, küçük bir çocuk hayatını kaybediyor. Bu birileri...
Yasak olan ağaca meyletmekle başladı sınavı insanlığın. Oysa bambaşka hikâyesi olacaktı belki de. Nefse ve şeytana uymanın karşılığını kıyamete kadar sürecek sürgünle yaşıyor insanlık. Böyle diyerek ilk insan ve ilk uyarıcı Hz. Âdem’i suçlamak hadsizliğinde bulunmak aklımızın ucundan bile geçmez....
Yazıyı yazmaya başladığımda bir vahşet yirmi gündür aralıksız devam ediyor. Ülkelerin liderleri peş peşe sonuç getirmeyecek açıklamalar yapıyor. Öfkeli kalabalıklar bol sloganlı gösteriler düzenliyor. Vahşetin sorumlusu terörist devletin komutanı ise ‘bizi hiçbir güç durduramaz’ açıklamasını yapıyor. Yani vahşete, katliama, soykırıma...
Kelimeler bize isyan etseler yeridir. Günlerdir bunu düşünüyorum. Hiçbirinin hakkını veremiyoruz. Onları ancak kullanıyoruz. Bir gün isyan edip seslerini gizleseler, karmakarışık hale gelseler biz ne yaparız? Kelimelerin de bir namusu olduğunu unutmayalım. Yerinde ve zamanında kullanmadığımız her kelime zamanı geldiğinde...
Acı, buruk, üzücü, zor, korkutucu, ağlatan, gözyaşlarının zamansız avcısı, pek çok yükü beraberinde getiren, anlamakta güçlük çekilen, hep erken gelen, işleri hep yarım bırakan, kimsenin pek istemediği bir kavramdır ölüm. Başka anlamlar da yükleyenler olabilir tabii ki. Giden kendi kesesinden...
Yeni eğitim öğretim yılı ilk ve orta eğitimde başladı. Yükseköğretimde ise ekim ayında başlayacak. Hayırlı uğurlu olsun, sağlıklı ve başarılı geçsin. Çok ciddi emekler var. Çok ciddi bir ekonomi dönüyor eğitim sektöründe. Paydaşların hangisinin ağzını açsak şikâyetler ardı ardına sıralanıyor. ...
Yeni eğitim öğretim yılı başladı. Hayırlı uğurlu olsun, sağlıklı ve başarılı geçsin. Çok ciddi emekler var. Çok ciddi bir ekonomi dönüyor eğitim sektöründe. Paydaşların hangisinin ağzını açsak şikâyetler ardı ardına sıralanıyor. Nasrettin Hoca gibi herkese ‘sen de haklısın’ demek zorunda...
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam