Kudüs, tarihi oldukça eski olan bir yerleşim yeridir. Milâttan önce buranın adı Urusalim idi. Bu isim Eski Ahid’in Ârâmîce metinlerinde Yerûşâlem şeklinde telaffuz edilmekteydi. Latince’ye Jerusalem ve Jerosolyma olarak geçmiştir. Kudüs şehrinin Batı dillerindeki adı da Jerusalem’dir. Müslümanlar da şehre...
Kuds/kudüs ve mukaddes kelimeleri;Türkçe’ye ‘kutsal’ olarak açıklanıyor. Ancak bu çevirinin eksik olduğunu söylemeliyiz. Bu üç kelimenin kökü Arapça’da ‘ka-du-se’ fiilidir. Bu da sözlükte temiz, nezih, arı-duru olmak demektir. Kur’an’da fiil hâlinde bir âyette, ‘kuds/kudüs’ olarak dört âyette, ‘mukaddes’ olarak üç...
‘Lehv’ ile ‘hadis’ kelimelerinden meydana gelen bu kalıp ifade sözlük anlamıyla ‘söz eğlencesi, ya da oyalayıcı söz’ demektir. Yani duyanı etkileyen, önemli şeylerden oyalayan, kendi havasına çeken, çevresindeki başka şeylere karşı duyarsız hâle getiren söz, eğlence, takıntı veya faydasız meşguliyet...
Lehv: İnsanı oyalayan şey Kur’an insanı oyalayan, eğlendiren ve onu asıl görevini yapmaktan alıkoyan bütün uğraşılar; boş işler, dünya hayatının geçiciliği ve insanı oyalandırması, yani dünya hayatının hâlini ‘lehv’ ve laib-oyun’ kelimeleri ile anlatıyor. Kendisinden zevk alınan ama devam etmeyen,...
‘Lehv’ kelimesinin kökü olan ‘lehâ’; sözlükte, bir şeyle oynamak, bir şeyden pek hoşlanarak onunla avunup durmak anlamına gelir. ‘An’ ile kullanılırsa, bir şeyden gafil olmak, bir şeyden yüz çevirmek demektir. Aynı kökten gelen ‘elhâ’; oyalanmak, bir kimseyi sazlarla veya oyun...
-Sözlükte kunut Kunut kelimesinin aslı olan ‘ka-ne-te’ fiilidir. ‘Kunut’ bu fiilin masdarıdır. Bu da susmak, namazda uzun dua okumak demektir. Aynı kökten gelen ‘aknete’– dua etmek, Allah’a boyun eğmek, düşmana beddua etmek demektir. (Firuzâbâdî, Kamusu’l-Muhit, s: 158) -Kavram olarak kunut...
‘Tavsiye’ ‘vassâ’ fiilinin masdarıdır. Bu da; bir başkasına bir öğütle birlikte, yapacağı işi tembih etmek, emretmek, ya da buyurmak demektir. ‘Vassâ’ fiili ve onun türevleri Kur’an’da 32 yerde geçmektedir. Bu fiil Allah’a nisbet edildiğinde, “emretmek, farz kılmak, (yapılması gerekir anlamında)...
Vahyin eğitim metodunda kişilere rıfk ile (yumuşaklıkla) muamele etmek, insana güzellikle yaklaşmak esastır. Yumuşak ve tatlı sözün etkili olduğu da bilinen bir gerçektir. Katılık ve kabalık insanı değerli kılmaz. Kabalık insanı bazen kibir, inat ve nefrete, hatta haksızlık yapmaya sürükleyebilir....
Bunun kökü ‘hâ-ne/hevene’ fiilidir. Bu da sözlükte; yumuşak ve kolay olmak, hakir ve zelil olmak, zayıf ve sakin olmak demektir. Bunun ‘ehâne’ kalıbı; bir şeyi hakir görmek, küçümsemek, ‘hevvene’ kalıbı; kolaylaştırmak, bir şeyi hafifletmek, küçümsemek, ‘hâvene’ kalıbı; yumuşaklıkla ve kolaylıkla...
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı tutunun ve birbirinizden kopmayın…” (Âli İmran 3/103) Bu âyet müslümanları dinde ayrılığa (tefrikaya), fırka fırka, hizip hizip, grup grup olup asabiyeye düşmekten sakındırıyor. (Ayrıca bkz: Şûra 42/13) Önceki ümmetler Din’i istedikleri ve işlerine geldiği gibi...
-I’tisam ne demektir? Bunun aslı olan ‘a-sa-me’ fiili engelleme ve yasaklama, alıkoyma anlamındadır. ‘I’tisam’ ise bir şeyi/nesneyi bırakmamak üzere alıkoymayı, korumayı, ona yapışmayı (temessük etmeyi) veya bir şeye yönelmeyi ifade eder. Mesela, ‘ı’tisame billah-(kişi) Allah’ın lütfuyla hata ve günahlardan uzaklaştı...
‘İnkâz’ın aslı ‘ne-ka-ze’ fiilidir. Bu da bir vartadan, kurtulması zor olan bir durumdan kurtulmak, necat bulmak demektir. (el-Isfehânî, R. el-Müfredât, s: 767) İf’al (geçişli) kalıbından ‘inkâz’; kurtarmak, necat vermek, halas etmek manasına gelir. (İbni Manzur, Lisânu’l-Arab, 14/335) Kur’an’da beş yerde...
-Hayır kelimesi ve türevleri Hayır kelimesinin geldiği ‘ha-ye-ra/hâra’ fiili ve türevleri Kur’an’da 196 defa geçiyor. Bunun 176 tanesi ‘hayr’ şeklindedir. ‘Hâre’ fiili; bir şeyi diğerine tercih etmek, bir şeyi seçip ayırmak. Hayırlı olmak, birine hayırlı olanı vermek demektir. Bir âyette:...
-Sölükte icâre ve türevleri ‘İcâre’nin aslı masdarı ‘câr’ olan ‘câ-re’ fiilidir. O da sözlükte; birinden himaye edilmeyi, sığınılacak bir yer verilmesini istemek, kurtarılmayı isteyeni himaye etmek, sığınılacak yer vermek, korumak veya kurtarmak, meyleymek ve cevretmek anlamlarına gelir. “ecertu fülânen”; yani...
-Ahdin anlamı Ahd/ahid’in aslı ‘ahide fiilidir. Bu da bir şeyi bir durumdan bir diğerine korumak, gereğini yapmak, bakıp gözetmek, talimat vermek, söz vermek demektir. Buradan hareketle koruyup gözetilmesi gereken sözleşmeye, anlaşmaya isim oldu ki maksat da budur. (el-Cürcânî, et-Ta’rifât, s:...
Âhirete inanmayanlar ya da gayr-i müslimler şöyle derler: “Dünya hayatımızdan başka hayat yoktur. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman yok eder.” (Câsiye 45/24. Bir benzeri: Mü’minûn 23/37) Bu câhilliğe Kur’an’ın cevabı ise şöyle: “Bu hususta onların bir bilgisi yoktur. Onlar...
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam