Biz onurumuzu korumalı ama insanımızın görebileceği zararları dikkate alarak yine de dengeli davranmalıyız. Çünkü biz güçleninceye ve İslâm dünyasına örnek olarak onları da bilinçlendirinceye kadar itidale ve çok yönlü saldırılardan korunmaya muhtacız. Biz, Osmanlı devletinin yıkılmasında kilit rolü oynayan ve İstanbul’umuzu işgal eden İngilizleri, yurdumuzun değişik bölgelerini işgale yelten Fransızları ve Yunanlıları ve ardı sıra sürüklenerek birinci dünya harbine girdiğimiz Almanları tanımıyor muyuz?
50 yılı aşkındır Avrupa’nın kapılarında bekletilmiyor muyuz? NATO üyeliğimizi bile dikkate almadıklarını tecrübe etmedik mi? PKK’yı silahla besledikleri ve Avrupa’da desteklerini bilmiyor muyuz? Almanya ve Hollanda’nın son tavırları bilinenlerin tekrarı değil mi?
İyi de biz niçin akıllanamıyor ve bilinçlenemiyoruz? İkili ilişkiler tamam da, neden istenmediğimiz halde milli ve de İslâmî onurumuzu ayaklar altına alarak kapılarında bizi içlerine almaları için dilenci gibi bekliyoruz.
Gerçekleri Kabul Edelim
Hamasete gerek yok. Bilimde geriyiz. Sanayiimiz geri, tarımcılığımızı ve hayvancılığımız bile körelttik. Faiz sarmalı içinde ve büyük borç yükü altındayız. Milyonlarca yurttaşımız ve Müslüman da Avrupa’da işçi olarak çalışıyor.
Hem çok kısa bir süre önce Petrol ofisimizi de Hollandalılara satmadık mı?
Sessiz mi kalalım?
Peki, her yapılana sessiz mi kalalım? Sürekli hep kendimizi mi suçlayalım? Kabul edelim; Naziler ikinci dünya harbinde doğrudan ve dolaylı olarak 60 milyon insanının ölümüne sebep olduğu için Almanları Nazizm’le itham etmek asla kabul edilemeyecek bir suçlamadır. Peki, Merkel’in gelip bizim ülkemizde hassasiyetini bildiği Cumhurbaşkanımızın adeta gözlerinin içine baka baka İslâmî terörden bahsetmesi kabul edilebilecek bir suçlama mıdır? Sorgulamayalım mı?
Biz onurumuzu korumalı ama insanımızı görebileceği zararları dikkate alarak yine de dengeli davranmalıyız. Çünkü biz güçleninceye ve İslâm dünyasına örnek olarak onları da bilinçlendirinceye kadar itidale ve çok yönlü saldırılardan korunmaya muhtacız. Kaldı ki biz siyasî ve ekonomik gücümüzü artırsak bile inancımız gereği saldırgan olmayan bütün topluluklara karşı iyiliksever ve adaletli olmaya mecburuz. (Mümtahine 8)
Onur Anlayışımızı Değiştirmeliyiz
Bu arada Onuranlayışımızı değiştirmeye muhtaç olduğumuza da değinmek isterim. Önce mirathaber.com yazarımız Yahya Katiboğlu’nun verdiği bilgileri aktaralım:
“Hollanda 42 bin kilometre kare ile sadece Konya şehrimiz büyüklüğünde bir ülkedir ama tarım ürünleri ihracatında dünya ikincisidir. Üstelik topraklarının yarısı deniz seviyesinin en az bir metre altında bulunuyor. Deniz seviyesinin altında kalan toprakları doldura doldura, setler yapa yapa bir ülkenin sadece 2016 yılındaki tarım ihracatı 85 milyar Euro! Hollanda”nın 19 kat büyüklüğündeki Türkiye”nin tarım ürünü ihracatı ise sadece 17 milyar euro. Türkiye”nin 19”da biri büyüklüğündeki bir ülke, Türkiye”den 5 kat daha fazla tarım ürünü ihracatı yapıyorsa bu portakal sıkarak geçiştirilecek bir konu değildir.”
Milli onurumuz bu kıyaslamadan ötürü yaralanmıyorsa duygularımızı yitirdik demektir. Haklı ve ya haksız Hollanda’ya diklenmenin geleceğimize yönelik pek bir anlamı da olmaz.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
İsrail, Gazze’de Gece Saatlerinde Yeni Katliamlar Gerçekleştirdi: Onlarca Çocuk Katledildi İsrail, Gazze'ye yönelik saldırılarına gece…
Şehir Hastanelerinde 8 Yılda 9 Milyon Ameliyat Gerçekleştirildi Türkiye'de 2016 yılında hizmete giren şehir hastaneleri,…
MUSTAFA SANDAL! SEN KİMSİN? Okullarda Yılbaşı Kutlamaları Yasaklandı: Mustafa Sandal'dan Sert Tepki ve İslami Perspektif…
HÜDA PAR Milletvekili Şahzade Demir, kumar ve şans oyunlarına ilişkin yaptığı açıklamada, bu tür organizasyonların…
Üç yıl kadar önce sabah namazı sonrasında bir ünlü camiimizde talep üzerine yaptığım ayak üstü…
Almanya'da Noel Pazarı Faciası: Magdeburg'da Araçlı Saldırı Almanya’nın Magdeburg kentinde bir Noel pazarında yaşanan trajik…