ABD Başkanı Donald Trump‘ın eski avukatı Michael Cohen’in, ABC’nin “Good Morning America” programına verdiği bir röportajda “Organizasyonlar ile ilgili her şey Trump‘tan gelen emirlerle yapılırdı. Sus parasını vermemi de Trump emretti.” dedi. Bundan daha önce de avukat Cohen, Trump‘la ilişki yaşadıklarını saklamaları için, porno yıldızı Stormy Daniels‘a 130 bin dolar, Playboy modeli Karen McDougal‘a da 150 bin dolar ‘sus parası’ verdiğini açıklamıştı.
TARİH TEKERRÜR EDİYOR: J.F. KENNEDY DE ‘SUS PARASI’ VERMİŞTİ
ABD’nin siyasî tarihinde bir efsane gibi gösterilmek istenen John F. Kennedy (J.F.K.)’in (1917-1963) popülaritesi devlet başkanlığının bininci gününde yani 22 Kasım 1963’de Dallas’ta bir suikastta kurban gitmesiyle daha da artmıştır. Ne var ki halkın nezdinde oluşturulmak istenen ‘etkileyici siyaset adamı’ imajına zarar gelmesin diye J.F.K.’nin ölümüne kadar üzerinden atamadığı iki kusuru hep gizlenmiştir: Hastalığı ve çapkınlığı.
J.F.K. gençlik yıllarından beri bel ağrılarından rahatsızdır. Yürümekte zorlandığı için, koltuk değnekleri kullanmak mecburiyetinde kalır. Aynı zamanda spastik kolit (irritabl barsak sendromu: IBS) hastalığına da yakalanır. 1947 yılında kendisine ayrıca pankreas veya on iki parmak bağırsağındaki tümör sebebiyle ortaya çıkan bir inatçı mide ülseri olan Zollinger Ellison Sendromu teşhisi konulur. Kennedy ailesinde babası tarafından devlet başkanlığı için düşünülen ağabeyi bir uçak kazasında ölünce hastalıklarına rağmen devlet başkanlık adaylığına uygun görülür. 1961’de başkanlığa seçilince bel fıtığından dolayı pek de başarılı olmayan bir ameliyat geçirir. Ancak özel doktoru Janet Travel, talimat üzere J.F.K.’nin hastalıkları gizlenir. Suikasttan sonra hakkında tutulan sağlık raporları kimsenin göremeyeceği bir depoda arşivlenir. Ancak Dr. Jeffrey Kelman’ın arşivlere girebilmesi ile gerçekler ortaya çıkar. Suikast gününe kadar bel korsesi taktığı gibi kendisine her gün özel doktoru Dr. May Jacobsen tarafından sancılarını hafifleten ve dinç olmasını sağlayan uyuşturucu maddeler de içeren iğneler verilir.
Hayatî tehlike arz eden hastalıkları J.F.K.’nin ölümü hatırlamasına sebebiyet verdiği gibi aynı zamanda kalan ömrünü nefsanî/şehvanî arzularını doyasıya tatmin etmek için bir gerekçe de olur. Babasının isteği üzerine Bayan Jacueline ile nişanlıyken 1953 yılında Güney Fransa’ta tatile gider. Orada Guni von Post isimli İsveçli bir bayanla tanışır ve ona hemen âşık olur. Ona”3 hafta sonra evleneceğim, seninle bir hafta öncesinden tanışmış olsaydım düğünümü iptal ederdim” der. 12 Eylül 1953’de sevmediği Bayan Jacueline ile evlenir fakat gönlü İsveçli bayandadır. Ona aşk mektupları yazar. Babası bunu fark edince ona şöyle nasihat eder: “Senin kim olduğun değil milletin senin hakkında ne düşündüğü önemlidir. İtibarını ve siyasî kariyerini bir kadın için tehlikeye atamazsın.” Babasını dinler ve özel koruması Larry Newmann’ın ifadeleriyle eşi Jacueline’i hep başka kadınlarla ve özel seçilmiş ‘hayat kadınları’ ile tertiplediği seks partilerinde aldatır.
J.F.K.’nin Bir Alman Kadın İle Beraber Olması FBI’ı Endişelendirir
FBI, bütün bu kaçamaklardan haberdardır ve ilişkiye girdiği evli bir Alman bayana kadar olaylara hep seyirci kalır. Washington’da Batı Almanya Büyükelçiliğinde askeri ataşe olarak görevli bir subayın eşi olan Ellen Rometsch, ünlü siyasetçiler için tertiplenen kokteyllere katılan ve foto modellik de yapan güzel bir bayandır. Senato’da Demokratların Grup Başkanı olan Bobby Baker (1928-2017), J.F.K.’nin cinsel zaaflarını bilir ve Ellen Rometsch’i Beyaz Saray’a götürür. Ertesi gün J.F.K., Bobby Baker’i arar ve ona teşekkür eder (Von D. Banse; John F. Kennedy und seine Geliebte aus der DDR; Die Welt; 29.12.2013).
J.F.K., Batı Almanya programından döner dönmez FBI Başkanı Edgar Hoover, hemen Beyaz Saray’a gider ve J.F.K.’ye Doğu Almanya kökenli Ellen Rometsch’in STASI (Doğu Almanya İstihbarat Teşkilatı) ajanı olduğu yönünde bilgilerin mevcut olduğunu söyler. Makamını ve itibarını kaybetme endişesi yaşayan J.F.K., olayın basına yansıtılmasını önlemek için, hemen adalet bakanı olan kardeşi Bobby Kennedy’i çağırır ve ondan yardım ister. Her nasıl oldu ise Senato, bu olaydan haberdar olur ve Kuzey Karolayna Eyaleti Senatörür B. Everett Jordan, bir soruşturma komisyonu oluşturur. Bu arada Kardeşi Bobby, Ellen Rometsch ile görüşür, susması ve ABD’yi derhal terk etmesi için, girişimde bulunur. 1963 Ağustos ayında Ellen Rometsch, Batı Almanya’ya döner ve Eylül’de eşinden ayrılır.Rivayetlere göre Kennedy ailesi, Bayan Ellen Rometch adına Lichtenstein’da bir banka hesabına bir milyon dolar yatırır (Spiegel; 45: 1963).
Velhâsıl-ı Kelâm
Ellen Rometsch’in Doğu Almanya adına ajanlık yaptığı bugüne kadar ispatlanamadı. Ancak ABD’de istenmeyen bir Bayan olarak, yurduna dönmek zorunda kaldı. Kennedy ailesi, bir kadın yüzünden devlet krizinin çıkmasını ve J.F.K.’nin itibarının sarsılmasını elbette istemedi ve bunun için de malum kadına “sus parası” verdi. Şu kaderin cilvesine bakın ki, basında bu olayın ayyuka çıktığı bir günde yeniden geleceğin devlet başkanı olmak için adaylığını koyan, seçim propagandası yapmak niyetiyle de yollara çıkmış olan J.F.K., Dallas’ta iki kurşunla öldürülür. Böylece Ellen Rometsch olayı gündemden düşmeye başlar ve J.F.K. bu olayın hesabını vermekten kurtulmuş olur.
Gerek Trump, gerekse J.F.K olayı bize, zenginlik, makam, mevki, şöhret, yakışıklık/güzellik ve güç gibi kişiye toplumda ayrı/artı özellikler/avantajlar kazandıran nimetlerin içinde ne kadar çok maddî/manevî tehlike bulunduğunu göstermektedir. Bu nimetler, yerli yerinde ve meşru bir çerçevede kullanıldığında, hem bu özelliklere sahip olan kişiye, hem de topluma fayda sağlayacağını da bu vesile ile hatırlatmak isterim.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi