Azerbaycan’a yönelik “israil ile işbirliği” “İsrail Savaş Uçakları Baküde* gibi binlerce yalan haberin arkasındaki güç ortaya çıktı. Geçtiğimiz günlerde İran adına casusluk yaptığı belirlenen ve yaklaşık bir yıldan fazla süredir takibe alınan Azerbaycanlı gazeteci her şeyi itiraf etti.
Geçen hafta iki İsrail F-35 hayalet savaş uçağının Azerbaycan’a teslim edildiği haberi yabancı medyanın ana gündem maddesi oldu. Haberin ana kaynağı İngiltere üzerinden Arapça yayın yapan Elaph Haber sitesi olmasına ragmen, çoğu yabancı medya kuruluşları söz konusu haberi OC–Media`nın haberiymiş gibi sundular.
Haberde İsrail Hava Kuvvetleri’ne bağlı iki F-35 hayalet uçağının Bakü’ye indiği belirtiliyor. Konuyla alakalı İngiltere üzerinden Arapça yayın yapan Elaph Haber sitesi haber yaydı. Arapça yayın yapan haber sitesi Arap web sitesi, üst düzey İsrailli yetkililerin sözlerini aktardı.
Peki bu yalan ve kirli haberi yapanlar kimler, mirathaber.com okurları için araştırdık.
Bu karalık kirli haberleri yayımlayan OC Media’nın kim olduğuyla başlayalım istedik. Çünkü yabancı ve uluslararası gibi bir media grubu olarak görünmesine rağmen, üzerindeki sır perdesini açtığımızda inanılmaz bir Ermeni, İran Avrupa şeytan üçgeniyle karşılaşıyoruz. OC Media (Open Caucasus Media) Kuzey ve Güney Kafkasya bölgesinden haberler, analizler, araştırmalar ve multimedya materyelleri yayınlayan bir platformdur. 2017 yılında Dominik K. Cagara ve Maryam Nikuradze isimli gazetecilerce kurulan sitede şu an İngilizce ve Rusça haberler yayınlanıyor.
Site üç Kafkasya ülkesinden, aynı zamanda tartışmalı bölgelerden (sitenin hakkımızda bölümünde böyle yazıyor) Abhazya, Dağlık Karabağ ve Güney Osetya`’dan haberler hazırlayarak yayıyor. Sitenin bağış kaynakçıları arasında İngiltere Dış İşler Bakanlığı, Friedrich-Ebert-Stiftung, George Soros’a ait olan Açık Toplum Vakfı, Ulusal Demokrasi Enstitüsü (NED), Avrupa Demokrasi Vakfı, Çek Cumhuriyeti Tiflis Büyükelçiliği, Thomson Reuters Vakfı, Reuters ve birkaç küçük vakıflar da bulunmaktadır.
Sitenin “hakkımızda” bölümünde yazıyor: “Bizler gazeteciliğin etik prensiplerini koruyoruz. Bizler gerçekleri yazıyoruz, adaletliyiz, barıştan yanayız, farklılıktan yanayız, işbirliklerini destekliyoruz.”
Sitenin biyografisi, profesyonel bir medya kuruluşu olarak faaliyet gösterdiği konusunda hiçbir şüpheye yer bırakmıyor.
Makale şu cümlelerle başlıyor: “İsrailin 2 F-35 hayalet uçağı kalıcı olarak Azerbaycan
da konuşlandırıldı. Bu haber üst düzey İsrail askerlerine atıfta bulunarak bildirildi”. Böylece, İngiltere`nin Arapça sitesinin isminin zikredilmesinin istemeyen, ismi belirsiz İsrail askeri yetkililerine dayanan medya kuruluşumuzun ne kadar profesyonel olduğunu görüyoruz.
İşin garip tarafı kendisini profesyonel olarak nitelendiren sitenin itirafları. Şöyle ki, makalede OC Media`nın Arapça yayın yapan sitenin haberinin ne kadar güvenilir olmasının teyit etmediğini açıkça yazıyor.
Ve bundan hemen sonra uzak bir tarihte, yani 2012 yılında Foreign Policynin haberi kaynak olarak gösteriliyor ve o dönemde dört üstdüzey diplomatın ve askeri istihbarat uzmanının Azerbaycan
ın İsrail ve ABD`ye askeri üslerinden yararlanmaları için izin verdiği vurgulanıyor. 2009 yılında ABD büyükelçiliğinden gelen bir telgraftan bahsedilerek Azerbaycan ile bu ülkeler arasındaki yakın işbirliğine dikkat çekiliyor. Makalenin sonundaysa “OC Media İsrail savunma birimlerine haberle ilgili yorum yapmaları için çağrıda bulundu” cümlesi yer alıyor. Bu da ciddi medya kuruluşunun bir yazıda yaptığı üçüncü büyük hatadır.
Ve bu kesinleştirilmemiş bilgilerle dolu yazıyı yazansa sitenin genel yayın yönetmeni Robin Fabbro-dur. Sitenin genel yayın yönetmeni Robin Fabbronun yazmış olduğu bu haber aslına bakılırsa, İngiltere
de Arapça yayın yapan sitenin verdiği bilgilere dayanarak hazırlanmış sıradan bir haber olması gerekiyordu. Fakat profesyonel gazetecilikte iki haber sunum tarzını başka bir kaynağa atıfta bulunarak hazırlanan haberle yazarın hayal gücünün ürünü olan haberi birleştirmek kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Özellikle de böylesi bir resmi olmayan kaynaklara dayanarak haber hazırlamak ve sonda bir de üstüne üstlük yazarın ismini eklemek meslek etiğiyle asla örtüşmemektedir. Sayın Fabrroysa geçtiğimiz yıl hiç bir gerekçe olmadan, ciddi kaynak belirtmeden, Hadrut`ta sahte kurşunlama sahnesiyle ilgili Ermeni tarafının kurguladığı bilgiyi yazmış ve başında bulunduğu sitede yayınlamıştı. Söz konusu vidyonun kurgu ve hayal ürünü olmasıysa defalarca kanıtlanmıştır. Kendisini profesyonel nitelendiren siteyse asla böylesi bir hataya asla düşmemeli.
OC-MEDIA-nın dayanarak haberini yayınladığı Arapça yayın yapan “Elaph” şirketi İngilterede yayın yapıyor ve Suudi iş adamı Othman Al Omeir tarafından kurulmuştur. Bu site Suudi Arabistanıyla beraber çeşitli Arap ülkelerinde yasaklandı. İsmi zikrolunan “Elaph özel: İsrail ve Azerbaycan İran
a karşı aynı siperde” makalesinin yazarı Mecid el-Helabiyse ünlü İsrailli gazetecidir, Dürzi asıllıdır.
Sözkonusu makalede İranın Azerbaycanla sınırda gerçekleştirdiği “"Hayber Fatihleri" isimli tatbikatı ve diğer her hangi bir müdahelesi olacağı zaman hem havadan, hem de kurudan tüm saldırıların karşısını almak amacıyla müttefikinin yanında olacağı vurgulanıyor. Ayrıca makalede 2016 yılından bu yana İsraille Azerbaycan arasında gerçekleşen başarılı askeri işbirliğinden de bahsediliyor. Makalenin sonundaysa yine aynı alışılagelen netleştirilmemiş bilgi yer alıyor: “Kaynak Azerbaycan
da devamlı olarak 2 F 35 hayalet savaş uçağının mevcut olduğunu, gerekirse, hayalet savaş uçaklarının sayının artırılabileceğini söylüyor”.
Gelin, bakalım, F-35ler Azerbaycan
a gerekli mi?
F-35 – havacılık tarihinin en iddialı programı niteliğinde olan JSF (Joint Strike Fighter, ” Müşterek Saldırı Uçağı “) projesi kapsamında hem hava üstünlük hem de saldırı görevlerini yerine getirmek ve savaştaki her amaç için farklı uçak geliştirmenin masraflı olmasından dolayı tek bir uçağın tüm görevleri yerine getirmesi amacıyla tasarlanan ve üretilen 5. nesil, tek kişilik ve tek motorlu hayalet savaş uçağı ailesidir. Uçağın yapımcısı ve üreticisi Amerikanın hava ve uzay sanayii devi olan Lockheed Martin şirketidir. Savaş ve bombardman uçağı olarak tasarlanan F-35
in maliyeleşmesine ABD, İngiltere, Avustralya, Türkiye, Norveç, Danimarka ve İtalya katıldı. Şuan çok az ülkenin ordularında bulunmaktadır.
Uçağın üç ana çeşidi vardır: geleneksel kalkış ve iniş modeli olan F-35A (CTOL), kısa kalkış ve dikey iniş özellikli olan F-35B (STOVL) ve gemiye konuşlu F-35C. Uçakta ayrıca AFAR AN/APG-81 çokfonksyonlu radar düzeneği de mevcuttur. O, havadakı hedeflerle beraber, aynı zamanda karadakı hedefleri de belirleye bilme özelliklerine sahiptir. Tüm sürümler, tam dahili yük ile erişilebilen en yüksek 1.7 Mach hıza sahiptir. F-35C maksimal olarak 2520 km yol alabilir. S-35’ten farklı olarak F-35C, maksimum 18.200 metre irtifaya ulaşabilir. F-35C’nin şu anki fiyatı 93,3 milyon dolar. İsrail devletiyse bu ülkenin Hava Kuvvetlerinin verdiği bilgiye göre, F-35I (ADİR)in sonuncu teslimatları Nevatim Hava Üssü
ne 2019 yılında yapılmış. Bu, 3 hayalet uçağı 2020 yılından İsrail Hava Kuvvetlerinin 116. Filosuna eklenmiştir. Jewish Pressin haberine göre, 2010 yılında imzalanan anlaşma gereğince, Lockheed Martin İsrail Hava Kuvvetlerine 27 Hayalet uçağı göndermiş. 2024 yılına kadar bu rakamın 50
e ulaşması bekleniyor. Askeri kaynakların bilgisne göre, ABD Savunma Bakanlığı Congress`e “Dış ülkelere askeri satışlar” programı çerçevesinde 25 F-35A versiyonlu uçak satmasıyla ilgili bilgi verdi. Bu satıştan ABD 15,2 milyar dolar kazandı.
Uçakların fiyatları bir hayli yüksek olması nedeniyle medya ortak şirketler ve devletler arasındaki yanlış anlamaları ve memnuniyetsizliği defalarca dile getirdi. Bu durumda İsrail’in Azerbaycan’a iki uçak bağışlaması gerçekçi görünmüyor. Bunun birkaç nedeni var.
İlk olarak, Azerbaycan Savunma Bakanlığı bu bilgilerin doğru olmadığını söyledi. Bakanlık Sözcüsü Anar Eyvazov, Bizim.Media’ya verdiği demeçte, bilgilerin yanlış olduğunu vurguladı.
“Savunma Bakanlığı henüz resmi bir açıklama yapmadı. Bu formda çeşitli bilgiler yayılır, ancak kışkırtıcı bilgi olmaktan öteye gidemez.
İkincisi, Azerbaycan hangi ülkeden silah alacağını hiçbir zaman saklamamıştır ve saklamamaktadır ve hiç kimse Azerbaycan’ın içişlerine karışamaz. Emekli albay, askeri uzman Üzeyir Caferov medyaya demecinde genel olarak neden F-35 savaş uçağı almalıyız sorusunu yöneltti. Azerbaycan Rusya ve İran ile savaşa mı girecek? Belki gelecekte gerekirse satın alabiliriz. O zaman kimse bize bunu yasaklayamaz. Azerbaycan, kardeş Pakistan’dan JF-17 savaş uçakları alacak. Satın almalarıyla ilgili görüşmeler oldu ve biz bunu saklamadık” dedi.
Üçüncüsü, bu kadar büyük bir silahı saklamanın imkansız olması da ayrı bir konu. Geçen yıl savaş sırasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev CNN International’a Türk Hava Kuvvetleri’nin F-16 savaş uçakları hakkında konuştu. Cumhurbaşkanı Azerbaycan halkına hitaben yaptığı konuşmada yabancı gazetecilerin sorduğu soruya da açıklık getirdi:
“Hemen hemen her gün röportaj veriyorum. Türk F-16’larına ne olduğu soruluyor. Cevap vermekten bıktım. Bir uydunuz var, gidin ve açın. F-16’ların ne yaptığını göremiyor musun? Gidin ve havada mı, yerde mi olduklarını görün. Herkes onların burada olduğunu ve buraya eğitim için geldiklerini de biliyor. Savaş patlak verdiğinde Azerbaycan’da kaldılar. Türk kardeşlerimiz bize moral vermek için onları burada tuttu. Ayrıca Azerbaycan`a dışaridan bir saldırı olursa o F-16’ları karşılarında görecekler. Havaalanında sadece 5-6 uçak kaldı. Bu soruyu her seferinde soruyorlar. Ancak sorulması gereken soru, “Ermenistan’a neden silah veriyorsunuz?” olmalı” (Kaynak: Euronews)
Yani, modern teknolojinin bu denli gelişme kat ettiği bir dönemde sırada silahları bile saklamak mümkün değil, 2 bombardmancı savaş uçağını nasıl saklayacağız?! Bunu belirlemek için radarlar, uydular ve modern teknoloji mevcut. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 9 Ekimde Hocavent
te halk karşısında yaptığı konuşmada İran`a çağrıda bulundu: “Biz iyi niyet sergiliyoruz. Fakat bu kendimize yönelik asılsız suçlamaları kabul edeceğimiz anlamına gelmez. Bunu burada, Cebrayıl’da, Aras nehrinin kıyısında, Azerbaycan halkına ve tüm dünyaya söylüyorum. Bize karşı yapılan asılsız suçlamalar cevapsız kalmayacak. Bu iddiaları reddediyor ve kanıt talep ediyoruz. Bazı İranlı taşralı mollaların son dönemde Azerbaycan’a yönelik iftiralarını umursamadık. Fakat sonra ne yazık ki yetkililer bize karşı mesnetsiz suçlamalarda bulunmaya başladılar. Güya Azerbaycan İsrail’i bu bölgelere getirmiş. Gözlerini açıp görsünler. İsrail’i burada nerede gördüler. Burada tek bir kişi bile yaşamıyor. Burada bina yok. Kanıt var mı. Yok. Kanıt yoksa herkes söylediklerinden sorumlu tutulmalıdır. Kimsenin bize karşı mesnetsiz iftiralar üretmesine izin veremeyiz.”
Dördüncüsü, Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan bu yana, Türkiye Hava Kuvvetlerinin 5 F-16 tatbikat uçağı ve 10 Kasım antlaşmasına uygun olarak bölgede kısa süreliğine konuşlanmış olan Rus barış güçleri dışında hiç bir ülkenin ne askeri üssü, ne silahlı birlikleri, ne uçağı bu ülkede bulunmamıştır.
Sonda OC-Media`ya dayanarak ilginç bir hususu da belirtmeden geçemedik.
Türkiyede, İran
ın Şia yayılmacılığı politikasını şiar edinmiş, activist ve gazeteci olarak bilinen, İsrail aleyhinde sürekli yayınlar yapan Kudüs TVnin genel yayın yönetmeni Nureddin Şirin isimli katı İran yanlısı birisi var. Kudüs Günü toplantılarında İran ve Hizbullah propogandası yaptığı için 8 yıl hapis cezasına çaptırılan N. Şirin çıkardığı “İstiklal”, “Tevhit”, “Şehadet” dergilerinde ve “Selam” gazetesinde herzaman İran İslam Devrimi
ni, Humeyniyi öven fikirler kaleme aldı. Yalancı tevhid ehli, Kudüs
ü sadece tescil markaası olarak gören Nureddin Şirin sık sık Kumdan aldığı emirlerle Türkiye
ye, Azerbaycan`a karşı asılsız fikirler dillendiriyor. N. Şirin ise son günlerde İran-Azerbaycan arasındaki geçici gerilimleri suistimal eden medya temsilcileri arasında daha çok göze çarpıyor. Ne ile mi? Kanıtlanmış herhangi bir gerçeğe dayanmadan iftira atmakla. Kimlere dayanarak mı? Örneğin son programda N. Şirin, “yabancı medya” diye bas bas bağırırken oc-media.org’a atıfta bulunmuştur.
Hem de bu yazıya. Fotoğrafa dikkat ederseniz, yukarıda belirtilen sahte haberler konuklara gösterilmektedir.
Şimdi bir düşünün, “Terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan serbest bırakılsın” -diyen N. Şirin`in, Gürcistan’daki Soros Vakfı’nın hazırladığı bir internet sitesini ana kaynak olarak sunması ne anlama geliyor?
OC-Media ve İran yanlısı bir gazetecinin görüşleri nasıl örtüşebilir? Cevap çok basit.
Sonuç: OC-Media’nın Birleşik Krallık’ın Arapça web sitesine atıfta bulunarak yaydığı bilgiler, herhangi bir gerçeğe dayanmadığı için asılsızdır. Makale, kaynak gösterilmeden yayınlandığı için taraflı ve profesyonellikten uzaktır. Azerbaycan’da İsrail uçaklarının bulunduğuna dair bilgiler ise tamamen yanlıştır.