40 yaşına gelmiş oğul, 80 yaşına merdiven dayamış olan ve yalnız yaşayan babasını ziyarete gelir. Bir müddet babasıyla sohbet eder, halini hatırını sorar, rast gele konulardan söz eder ve gitme vaktinin geldiğini ima eden sözlerle konuşmasına son verir. O esnada pencerenin pervazına bir karga konar. Baba kargaya şöyle bir baktıktan sonra oğluna “ Bu ne oğlum?” der. Oğul, “ O bir karga baba” diye cevap verir. Baba, kargaya dalgın gözlerle bakarak tekrar sorar: “Bu ne oğlum?” der. Oğlu, anlamlandıramadığı bir şaşkınlık içinde “Baba! o bir karga” diye cevap verir. Karga hâlâ pencerenin pervazındadır ve komik hareketlerle başını sağa-sola çevirmektedir. Baba üçüncü kez tekrar sorar: “Bu ne oğlum?” Oğlu bu soru üzerine şaşkınlıktan kızgınlığa dönüşen bir eda ile “ O bir karga baba, üç oldu soruyorsun. Beni işitmiyor musun?” der. Baba bu soruya cevap vermez, “Bu ne oğlum?” diyerek aynı soruyu dördüncü kez sorar. Bunun üzerine oğul, sert bir ses tonuyla, “Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu sorup duruyorsun. Sana cevap veriyorum, sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Yoksa sabrımı mı deniyordun?” diyerek onu azarlar. Baba oğlunun bu azarlamasına her hangi bir tepki vermeden oturduğu yerden yavaşça kalkar ve kısa adımlarla içerdeki odalardan birine gider ve elinde bir defterle gelir ve yerine oturur. Defterin sayfalarını bir müddet karıştırıp aradığı sayfayı bulunca da “ Oğlum, şu sayfayı bir okur musun?” der. Oğlu defteri alır ve babasının gösterdiği sayfayı okumaya başlar:
“ Bugün ben sedirde otururken 3 yaşındaki oğlum, yanıma geldi; onu öptüm, kokladım ve sevdim. Ben onunla oyun oynayıp şakalaşırken yanımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum, o kargayı görünce bana tam 23 defa bunun ne olduğunu sordu, ben de onun her sorusuna 23 defa “O bir karga” dedim. Oğlumun bu sorularından ve tekrar edişinden asla rahatsız olmadım. Bilakis onun her sorusuna cevap vermekten ve sorularını masumca tekrar edişinden de çok mutlu oldum.”
Oğul, bu satırları okuyunca ne mi yaptı? O bilinmiyor Zira hikâye burada sona eriyor. Bundan sonrasını da siz düşünün ve hayal edin. “Baba oğluna bir ders vermiş” mi diyeceksiniz, yoksa başka bir şey mi? Onun bilemiyorum. Bana gelince, ben bu hikâyeyi okuduğumda – babalarına bakan, onlara iyi davranan ve gönüllerini alan evlatlar bir yana- babalarının bunca fedakârlığına rağmen, yaşlandıklarında onları azarlayan, onlara kaba ve katı davranan; sıcak yuvalarından alıp huzur evlerine(? !) bırakan, sadece bayramlarda ziyaret eden veya bir kere olsun ziyaretlerine gitmeyen oğulları hatırladım. Neden mi sadece oğulları hatırladım? Çünkü daha çok kız evlatların, oğullardan ise çok azının babalarına baktıklarına şahit oldum da ondan. Hastane koridorlarında görülen manzaralar buna tanıklık edecektir. Zira çoğu yaşlı babaların ve annelerin yanlarında oğullardan daha ziyade kızların bulunduğu ve onlara refakat ettiği görülmektedir.
Netice olarak, görülen bu manzara hiç de iç açıcı değildir ve ne hazindir ki bu durum, “Baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş” atasözünü haklı çıkartacak bir görünüm de arz etmektedir. Dolayısıyla bu manzara karşısında insan ister istemez, “Acaba kaç oğul, Allah Teâlâ’nın ‘Rabbin sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne-babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama İkisine de gönül alıcı sözler söyle’ (İsra,17/23) emrini biliyor, hatırlıyor ve gereğini yapıyor?” Diye düşünmeden de edemiyor.
M C Bâki
İsrail, Gazze’de Gece Saatlerinde Yeni Katliamlar Gerçekleştirdi: Onlarca Çocuk Katledildi İsrail, Gazze'ye yönelik saldırılarına gece…
Şehir Hastanelerinde 8 Yılda 9 Milyon Ameliyat Gerçekleştirildi Türkiye'de 2016 yılında hizmete giren şehir hastaneleri,…
MUSTAFA SANDAL! SEN KİMSİN? Okullarda Yılbaşı Kutlamaları Yasaklandı: Mustafa Sandal'dan Sert Tepki ve İslami Perspektif…
HÜDA PAR Milletvekili Şahzade Demir, kumar ve şans oyunlarına ilişkin yaptığı açıklamada, bu tür organizasyonların…
Üç yıl kadar önce sabah namazı sonrasında bir ünlü camiimizde talep üzerine yaptığım ayak üstü…
Almanya'da Noel Pazarı Faciası: Magdeburg'da Araçlı Saldırı Almanya’nın Magdeburg kentinde bir Noel pazarında yaşanan trajik…