Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, BAE’de yaptığı samimi görüşmeler sonrası imza aşmasına gelen kritik anlaşmaya ilişkin önemli açıklamalarda bulunurken S-400’lerle ilgili de ABD’denin iki yüzlü tavrına tepkisini gösterdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Türkiye, Körfez’e en yakın, en güvenilir ekonomik merkez ve önemli fırsatlar sunuyor. Körfez’e 6-7 günde karayoluyla ticareti sağlayacak bir anlaşmayı müzakere ediyoruz.” diye ifade etti.
Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi süreci, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Dubai ve Abi Dabi ziyaretleriyle yeni bir aşamaya taşındı. Çavuşoğlu, sırasıyla BAE Başkan Yardımcısı ve Dubai Emiri Şeyh Maktum, Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah Bin Zayed ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed Bin Zayid Al Nahyan ile görüşme yaptı.
Görüşmelerde BAE tarafının, iki ülke arasındaki diyalog kanallarının asla kapalı kalmaması gerektiği üzerinde durduğu ve geleceğe dair önemli mesajlar verdiği öğrenildi. Bakan Çavuşoğlu, BAE temaslarına ilişkin uçaktaki sohbetimizde şu değerlendirmeleri yaptı:
Bakan Çavuşoğlu, BAE temaslarına ilişkin uçakta gazetecilere şu değerlendirmeleri yaptı:
“Türkiye ile temas kanallarımız mutlaka açık kalmalıydı” dediler. İlişkileri normalleştirme gelenek var. Önem verdikleri misafirleri, kendi kullandıkları makam aracıyla götürüyorlar.
Karayolu taşımacılığı anlaşması imzalamak istiyoruz. Kendileri de teklif etti. Bizim de istediğimiz bir şeydi. Anlaşma taslağını müzakere ediyoruz. Bitirebilirsek Cumhurbaşkanımızın Şubat 2022’deki ziyareti marjında imzalamak istiyoruz. İranlılar sıcak. Onlar da ticaretten faydalanacak. Aynı şekilde Irak da. Bu bize, Türkiye sınırından Basra Körfezi’ne kadar uzanacak otoyol ve demiryolu projesinin önemini hatırlatıyor. Karayoluyla bir ürün Körfez bölgesine 6-7 günde varıyor. Ama denizyoluyla 30 gün sürüyor.
LİBYA’DA REKABET YERİNE İŞBİRLİĞİ
BAE ile Libya’da seçimler olur mu, olmaz mı görüş alışverişinde bulunduk. Libya başta olmak üzere uluslararası alanda birbirimize karşı olma ya da rekabet etme yerine destekleme ve işbirliği yapma konusunda mutabık kaldık. Karşılıklı blokajları kaldıracağız.
Ermenistan ile karşılıklı temsilci atamasıyla (Türkiye’nin temsilcisi Büyükelçi Serdar Kılıç) doğrudan kendileri temasa geçecek, nasıl, nerede görüşeceklerini kararlaştıracaklar. Temsilcilerin ne konuşacağını önceden belirlemek doğru olmaz ama öncelikler belirlenebilir. Sonra yol haritası üzerinde çalışılır. Azerbaycan sürecin içinde dolaylı olarak sürekli olacak. Her zaman bilgilendirilecek. Adımlar da koordineli atılır. Yani Azerbaycan’a sürpriz olmaz. Rusya da ABD de bu süreci destekliyor. Sınırın açılmasında Azerbaycan’la birlikte karar alırız.
Örneğin Ermenistan’ın, Azerbaycan’la kapsamlı barış anlaşması imzalama teklifi olur. Biz de ona dahil olabiliriz. Örnek olarak söylüyorum. Böyle bir anlaşma imzalandığı zaman sınırın açılması bunun içine girebilir. Türkiye’de yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Ermeni toplumu da mutlaka katkı sağlar. Zaten son zamanlarda bu süreci destekleyen açıklamalar yapılması da bir katkı. Duruma ve alana göre onlardan da istifade edilmesi faydalı olur. Karşılıklı charter seferleri için başvuran havayolu firmaları var. Bu aşamada iki taraftan birer havayolu ile başlanması, gelişmelere göre sayının artırılması düşünülebilir.
AB ile 3 tane yüksek düzeyli diyalog mekanizması kurduk. Göç, güvenlik ve enerji. Yani, AB ile gündemimiz her zaman mevcut.
Şu anda, Netanyahu döneminde olmayan, ihtiyaç anında telefonla görüşme kanalı var. Misyonlar üzerinden biraz yoğunlaştık. Ama Filistin, Kudüs ve Haremi Şerif hassasiyetlerimiz değişmedi. Filistin davası pahasına ilişkilerin düzeltilmesine karşıyız.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile NATO Zirvesi’nde Riga’da görüştük. Başkan Biden, Roma’daki G20 Zirvesi sırasında Cumhurbaşkanımıza “Aramızda sorunlar var ama ilişkileri normalleştirmek istiyorum. Bir mekanizma kuralım ve arkadaşlarımız konuları tek tek değerlendirsin. Pozitif çözüme odaklanalım. İkili ve bölgesel düzeyde neler yapabileceğimize bakalım” demişti. Hangi konulara odaklanmamız gerektiğini, sorunları nasıl çözebileceğimizi başlık başlık ABD tarafına verdik. Onlar bakıp bize görüşlerini iletecekler.
Rusya’nın, Hindistan’a S-400 satışında Kongre’de, Hindistan’a yaptırım uygulanmaması için girişim oldu. Biz de “Demek ki siyasi irade olduğu zaman olabiliyor. Kongre’yi bahane etmeyin” dedik.
Cumhurbaşkanımız CAATSE yaptırımları ve diğer konularda, yönetimin, isterse netice alabileceğini Başkan Biden’a söylemişti.