islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5031
EURO
36,4292
ALTIN
2.955,81
BIST
9.302,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

BAHAR BURUK BAYRAM BURUK

BAHAR BURUK BAYRAM BURUK
12 Nisan 2024 09:00
A+
A-

’Geldi ammâ n’eyleyim sensiz bahârın şevki yok! ‘’                                                        

Bahar renkli yüzünü bahçelerde, parklarda, evlerin balkonlarındaki saksılarda iyiden iyiye göstermeye başladı. Kışın insanı içe kapatan havası dağıldı. Çiçeklenen ağaçlar, kuş sesleri serin hava yenilenmenin habercileri olarak kendilerini gösteriyor. Güzel havayı yakalayanlar soluğu mesire yerlerinde ya da tabiatın koynunda almaya başladılar. Yeryüzünde oluşan yeşil örtü ile gök yüzünün maviliği muazzam bir rahatlama hissi veriyor insana.

Bahar bütün ihtişamı ile geldi anlayacağınız. Sizi bilmem ama kendim, bu muhteşemliğe son birkaç yıldır fazla sevinemiyorum ve pek fazla bir haz alamıyorum ondan. Aslında öteden beri hazanı daha yakın buluyorum kendime. Oysa ilkyaz; neşenin yenilenmenin mevsimidir. Dirilişin, özellikle ölümden sonra dirilişin sembolüdür. Nitekim Zuhruf suresi 11. ayette ‘’Gökten suyu belli bir ölçüye göre indiren de O’dur. Biz onunla ölü bir beldeye yeniden hayat veririz. İşte siz de bitkilerin her bahar yeniden dirilmesi gibi diriltilip kabirlerden çıkarılacaksınız.’’ denilmektedir. Bizler de bu mucizevi döngüye yaşarken tanıklık ediyoruz ancak nedense ölümü ve sonrasını düşünmeyi pek beceremiyoruz.

Yukarıda ifade ettiğim gibi özellikle son birkaç yıldır baharın bende uyandırdığı bir coşku yok. Çünkü kardeşlerim; gönül coğrafyamda bir yok ediliş, bir soykırım ile karşı karşıya kalırlarken benim bahar coşkusu yaşamam, değerlerimle çelişmeme sebep olur, diye düşünmekten kendimi alamıyorum.  Beldeler kan gölüne dönüşürken gelincik tarlalarında dolaşmak acı verir. Acaba bu öğün boğazımdan bir lokma yiyecek geçecek mi, acaba bugün kimlerin ölüm haberi gelecek, diye düşünen çocukların, kadınların haberleriyle karşılaşırken papatyalarla ‘’seviyor, sevmiyor’’ oyununu oynamak en hafif tabirle kardeşliğe sığmaz.

Tabiattaki dirilişin hikmetine vakıf olabilme çabalarına ise saygı duyuyorum.

Bomba saldırıları altında olup başını nerdeyse sığınaklardan dışarı çıkaramayanlar varken bütün kış eve tıkıldık kaldık kendimizi dışarılara, kırlara atalım, piknikler yapalım demek vicdanımda onulmaz yaralar açar. Ne yapalım, kaderleri böyle, her şeye rağmen hayat devam ediyor; gibi söylemlere karşılık şu hadisi nereye bırakalım? ‘’ Mü’minin mü’mine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binalar gibidir.” Ya da kendisinde bizim için en güzel örneklerin olduğu efendimizin şu çağlar aşan muazzam ifadelerini nasıl değerlendirelim? “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”                                                           

Yukarıda yazdıklarım yaşanırken kardeşlerim; bahar coşkusu, bahar eğlenceleri hayatımızın merkezine nasıl gelip otursun bu yıl? Bu yıl (da) bahar buruk. Bir de bayram geldi bu yıl baharla birlikte. İkisi bir arada!   Kahve reklamı gibi değil mi? Vereceği keyfin tanımı yok değil mi? Bayram… İfade ederken bile insanın içine bambaşka duygular yerleştiren, sevinç ve mutluluk kaynağı bir kavramdır bayram. Ramazan ve kurban bayramlarının ümmet için anlamları çok derindir bilirsiniz. En kısa ve öz biçimde şöyle ifade edebilirim onları: Kulluk göstergelerinin ödülleridir bu bayramlar.

Öyle olmalıydı. Kardeşlerimiz huzur ve güven içinde olsalardı, üstlerine bombalar değil de rahmet yağmurları yağıyor olsaydı. Acaba bugün kimlerin kayıp ya da şehadet haberleri gelecek, soruları günlük soru kalıpları olmasaydı; bayramın da vereceği hazzın tanımı olmayacaktı gerçekten. Ancak yaşadığımız son birkaç yıl ve özellikle bu sene, gerçeğimiz başka. Ne güven içinde yaşıyor kardeşlerimiz ne de huzur var topraklarında.

Her sabah yeni sorunlarla uyanıyorlar güne.  Bu yıl (da) bayram buruk.                                                                                

Ümmetin yetim ve öksüz beldeleri Gazze, Kudüs, Doğu Türkistan, Arakan, Habeşistan ile adını saymadığım diğer mazlumlar; baharın da bayramın da neşesinin çok uzağında olacaklar. Oralara bahar da bayram da gelmeyecek bu yıl. Adı bahar olan, adı bayram olan günlerde onlar, yine acılar içinde olacaklar bu yıl büyük ölçüde. Oraları kendine dert edinenlerin çabaları ile birkaç bayram provası yaşanır belki ama genelde buruk bir bahar ve buruk bir bayram bekliyor önce onları, sonra da bizi.

Her şeye rağmen ‘inanıyorsanız üstünsünüz‘ ilkesinden hareketle yakın zamanda bu buruk ve acı baharlarla bayramların sona ereceğini umarak ve yepyeni nesillerde dirilişin gerçekleşeceğine inanarak bir de zihnimde Eşref Ziya’nın ezgisi eşliğinde şöyle seslenmek isterim:

‘’Ağlama karanfil, beni de ağlatma, sil gözyaşlarını. 

Yeşerecek sevdan kutlu tohumlarla körpe dudaklarda’’                                                                                                                                                                                                                

EYYUP YÜKSEL  

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-                 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar
  1. ismail zor dedi ki:

    Diline Yüreğine sağlık Eyyüp hocam..