Bakanlar Kurulu’nda değişiklik olacakmış. Yani bazıları gidecek diğerleri gelecekmiş. Şahıslar önemli olmakla birlikte Ülkemizde sorunlar sistemseldir. Pek bir şey değişeceğini sanmıyoruz.
AK PARTİ arayışta… Toparlanma imkânı olur mu? Seçimlere dört yıla yakın bir zaman var. Elbette mümkündür ama toplumsal karşılığı olmayan yeni yüzlerle olmaz.
Yakinen tanık olduğumuz olaydır. Başarı olarak değerlendirilebilecek bir çalışmayı izlerken sayın Cumhurbaşkanımız “seçimlerde karşılığı ne olabilir” diye sormuşlardı.
Mirat Haber.com vakfımız ARDEV’in yayın kuruluşu. Vakıf merkezimizde pek sık olmasa da ağırladığımız düşünce, ilim ve siyaset adamları da olur.
Bunlardan yazar olan sosyoloğumuz, AK Partinin toparlanmasının başta Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Cemil Çiçek gibi halkımızın tanıdığı ve güven duyabileceği kurucu kadronun Partide ve Bakanlar kurulunda yer alması ile bir ölçüde olsun gerçekleşebileceği görüşünü dile getirdi.
Gerçekten mesela Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı yardımcısı olsa iyi olurdu…Bize de böylesi bir gelişme hayır olur gibi göründü.
Bizim açımızdan daha ilginç olanı ziyaretimizle gelen kamu oyunca bilinir orta yaşlı bir siyasinin de aynı görüşleri dile getirmesi oldu. Üstelik bu siyasi, Cumhurbaşkanımız ekibinden bilinen mutedil bir siyasi.
Şimdi birileri çıkar “eskilerde keramet olsaydı bit pazarına nur yağardı” diyebilir ama, Türkiye’de mukayeseli olarak ne yapılıp yapılmadığını bilmeyen ve önümüzdeki genel seçimde oy kullanacak 30 yaş altı gençliğinden ümitvar olunamayacağı da bir gerçektir.
Bu Batı’cı kapitalist laik sistem devam ettiği sürece değil CHP kadrolarının AK Partinin de bundan böyle yapacağı pek bir şey yok.
Ülkemiz, dinini ve tarihini dışlayan ve ülkesini savaştığı milletlerin kültür ve hukuk düzenine köleleştiren bu yıkıcı meri düzeniyle ve onun yüceltilen kadrolarıyla yüzleşmedikçe gelecek beklentisi de olamaz.
Gelen olursa, gideceği çok mu çok aratacağında hiç şüphemiz yoktur.
Allah’ı ve onun yasalarını dışlayan dünya adaleti ve merhameti yitirdi, üstelik belasını bulmak üzere çabalayıp duruyor. Bulacak da, çünkü zulüm payidar olmaz. Kaldı ki Kıyame’te de doğru gideriyoruz. Milton kasırgası haberci gibi. Nükleer silahlardan da çokça söz edilir oldu. Baksanıza Nobel barış ödülü de nükleer silahların yıkıcılığını gündeme taşıyan bir Japon’a verildi.
Tek tesellimiz Rabbimizin insanlara merhametli oluşu. Ama onun da adaleti var, nasıl isek öyle yönetileceğimize ilişkin de bir yasası var.
İhtirasları dizginletecek gücümüz olmadığına göre kişisel olarak ne AK Parti’yi düzeltebiliriz ve ne de CHP’ye söz geçirebiliriz.
Tövbe ve salih amellerle işe kendimizden başlamalıyız. Bakınız Rabbimiz ne buyuruyor:
“Ey iman edenler! Siz içinde yaşadığınız toplumu iyi yönde değiştirmek istiyorsanız, başkalarıyla uğraşayım derken kendinizi, ailenizi ve yakın çevrenizi ihmal etmeyin. Öncelikle kendinizi ıslah edip düzeltmeye bakın! O zaman korkmayın, siz İslâm’ı iyiliği emretme, kötülüğü yasaklama, tebliğ, irşat, cihat başta olmak üzere bütün emir ve yasaklarıyla hayatınıza tatbik ederek doğru yolda yürüdüğünüz sürece, hak yoldan sapanlar size ve davanıza asla zarar veremeyeceklerdir. Unutmayın ki, hepiniz eninde sonunda Allah’ın huzuruna varacaksınız. İşte o zaman Allah, tüm yaptıklarınızı size bildirecek ve hak ettiğiniz ceza veya mükâfatı tam olarak verecektir.” (Maide 105)
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-