Bu sene 10 Kasım pazar gününe denk geldi. Ama hafta içi bir güne denk gelseydi okullarda yapılacak anma töreni için velilere her sene olduğu gibi bir mesaj gelecekti. Mesajda tüm çocukların tören için siyah giyinmesi ve çelenk önüne bırakılmak üzere karanfil getirmeleri istenecekti. Yıllarca kız kardeşlerimle birlikte okul işlettik, her türlü anma ya da kutlama töreni yaptık. Anmak istediğimiz kişileri anlattık, kutlayacağımız olay ne ise kutladık. Bunları yaparken hiçbir şeyi putlaştırmadık, dinimizde geleneğimizde olmayan hiçbir uygulamayı zorunlu kılmadık.
Henüz anaokulundaki çocuklardan karanfil getirmeleri isteniyor. Bu karanfiller büstün önüne bırakılıyor. Sonrada şiirler okunuyor. Doğa, çiçek, böcek sevgisi anlatılan çocuklardan canlı karanfillerin büstün önünde solmasını izlemeleri isteniyor bu sefer. Bu manzara adeta bir putpereslik öğretisi. Yapılan puta tapınma töreni gibi. Ama buna anma töreni deniyor.
Bir de siyah giydirilme talebi var . O da anma törenini yas havasına sokmak için. Oysaki ülkemizde bazı sanatçı ve sosyeteyi anlatan dizi film cenaze törenleri hariç siyah giyinme gibi bir adet yok. Bu gelenek ortaçağ avrupa’sında ölülerin ruhlarının insanlara musallat olabileceği düşüncesiyle kilisenin ortaya attığı bir korunma biçimi. Yani ne dinimizle nede kültürümüzle alakası olan bir durum değil. Ancak okullarımız tamamen batıyı örnek alarak çocuklarımıza yeni adetler öğretiyorlar, farkında değiller mi acaba?
Olayın şekilcilik boyutu hariç birde psikolojik boyutu var. Henüz okul öncesi dönemdeki bir çocuğu yas havasına sokmak soyut kavramları anlamlandıramayan çocuk için doğru bir davranış değil. Bu yaştaki çocuklara gerekmedikçe ölümle ilgili bilgi vermek bile doğru değil. Okullarımız da bunun yanlışlığını anlatan psikologlarla dolu. Ancak bazen o kadar şekilci ve özenti olabiliyoruz ki bu uğurda nelerden fedakarlık yaptığımızı, nelere sebep olduğumuzu kaçırıyoruz.
Ablamın sitesinde bir grup çocuk okulda kutlanacak cadılar bayramı için hazırladıkları maskelerini takarak oyuncak silahlarıyla diğer çocukları korkutmuşlar. Site sakinleri durumdan rahatsızlıklarını belirtirken bazı ebeveynler önemli bir çözüm önerisi olarak çocuklara cadılar bayramının kötü bir şey olmadığı, bu kostümlerle kapı kapı gezilip şeker dağıtılacağı anlatılmalı fikrini sunmuşlar. Bu ebeveynler çeşitli gruplara üye olan,garip köstüm ve silahlarıyla çoluk çocuğu kesen psikopatlara da bunun yanlış olduğunu doğru olanın şeker vermek olduğunu anlatsalar ya keşke, ne güzel fikirler.
Oğlum 3 yaşındayken onu evime çok yakın olan ve hiçbir özel günü kutlama adetleri olmadığını belirten bir anaokuluna vermiştik. Yeni yıl yaklaşmak üzereyken oğlum eve üzerinde happy christmas yazan ağaç şeklinde kutlama kartıyla geldi. Eşim de ben de durumdan çok rahatsız olup öğretmeni aradık. Oğlumuza noel kutlatılması asla görmezden gelebileceğimiz bir konu değildi. Öğretmen kendini, noel değil yeni yılı kutlamak istediği için internetten bulduğu bir kart etkinliği yaptırdığını yoksa ki kutlamanın söz konusu olmadığını, müslüman için noel olmadığını bilecek olgunlukta olduğunu açıklayarak savundu. Ah dedim çoğumuzun özeti. Neyi neden yaptığımızı, yaptırdığımızı bile bilmiyoruz.
İzmir’de bir öğretmen 29 Ekim kutlaması için çocuklara dans gösterisi yaptırmış. Özgürlük ve egemenliğin kutlandığı bayram için seçilen yabancı dans şarkısının sözleri benim buraya yazamayacağım kadar müstehcen. Haber lingini merak edenler için ekliyorum. https://www.instagram.com/reel/DByXPLCNSun/?igsh=bGFpM3Fjczl5dTRz Ama şaşırdık mı, niye şaşıralım bundan önceki senelerde de cumhuriyet bayramları asker kıyafeti giyinmiş çocukların “O şimdi asker canı neler ister”şarkısı eşliğindeki danslarıyla kutlanıyordu. Dayatmaların ve özentinin esiri bazı öğretmenlerin özgürlük anlayışı da bu danslar demek…
Benim stajyer olduğum dönemlerde muhafazakar öğretmenler anaokulu sınıflarında, içinde besmele geçen yemek duası bile yaptıramıyorlardı. Müfettiş gelir de farkederse ceza yazılır korkusuyla. Keşke Devletimin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bu okullara denetim sıka olsa. Olsa da saçma sapan kutlamalar, bayramlarla çocukların ahlakı bozulmasa.
Ama yeter mi yetmez. Kendine seküler diyen, ama pagan ve hristiyan kökenli kutlamalarda yerini baş köşede alıp yalnızca kurban bayramında itiraz yükselten kesimi bir yana koyalım, kendini muhafazakar dindar olarak gören ama çocuğunun okulunda ingilizceden ötesiyle ilgilenmeyen, cemaatlerden neler çekildi bahanesiyle dini hassasiyeti olan tüm okulların üzerini çizen sözde dindar kesim uyanmadığı sürece bu manzaralar devam eder gider.
ŞEYMA DEMİRCAN NAMAZCI
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-