İnsanlık kaza yaptı mı diyelim, yoksa bile isteye intihar mı etti diyelim veya insan insanlığını kaybedeli hayli zaman oldu da bizim haberimiz yok mu diyelim?
Evet evet vicdan çoktan kaybolmuş, ahlâk yoğun bakımda can çekişiyor, din-iman dilde-lafta kalmış, hayatla bağı kopmuş…
Bir yanda; “Gidin şu ameleklere/bizden olmayanlara saldırın, neleri varsa hepsini yerlebir edin. Merhamet etmeyin, bağışlamayın. Erkekleri, kadınları, çocukları, hatta memedeki bebekleri, sığırları, koyunları, develeri, eşekleri, ne bulduysanız öldürün, öldürün, öldürün!” diyen siyonist kasap ve mağdur-mazlum Gazze,batı Şeria ve Lübnan var.
Öbür yanda ana-baba, dayı-amca, kardeş-kuzen eliyle barbarca öldürülen Leyla’lar, Nadir’ler ve Sıla’lar… Derken onların acısına tuz-biber eken,
“Biz hangi cehennemde yaşıyoruz!” demekten kendimizi alamadığımız yeni bir vahşet!
Daha 19 yaşında bir genç, yine aynı yaşlarda iki genç kızı, birini boğazından keserek, diğerinin ise başını, bedenini parçalara ayırarak hayatlarını söndürerek, kendi de intihar ederek hayatına son veren kasabın duble cinayeti.
Bu beşer bunca şeytanîliği nereden öğreniyor ve bu denli acımasız vahşeti, nasıl göze alabiliyor? Nereden olacak? İnsan insandan, insan tabiattan ve insan yaratanından uzaklaştıkça vicdanı kararır, katılaşır ve taşlaşır. Hatta taştan da katı olur. Zira YALNIZLIK DUYGUSU, sahibine intihar/özkıyım dahil yaptırmayacağı vahşet yoktur.
Yine Nazi holokost’undan öğrendikleri barbarlık ile Gazze’yi vahşet denizine, soykırım gölüne ve bebek mezarlığına çeviren siyonistlerin yürekleri de taştan katı olmasaydı bu ölüm fabrikasına asla izin vermezdi.
“Ey Beni İsrail ve tüm zalim ve hainler!) kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta taştan daha katı. Çünkü taşlardan öyleleri vardır ki, onlardan (kendiliğinden akan) ırmaklar kaynamaktadır, yine öyleleri vardır ki (kırılıp) yarılır da, içinden sular fışkırır, öyleleri de vardır ki Allah korkusuyla (aşağıya) yuvarlanır. Allah (ne tabiattaki olaylardan ne de sizin) yaptıklarınızdan gafil (habersiz) değildir.”(Bakara, 2/74)
Yine bir yanda “Allah katında tek din vardır; adı İslam’dır.”(Âl-i İmrân,3/19) buyuran ve “… Kim bir insanı, haksız yere öldürecek olursa, adeta bütün insanlığı öldürmüştür ve kim de cinayeti engelleyerek bir hayat kurtarırsa, adeta bütün insanlığı kurtarmıştır.”(Mâide,5/32) diyen bir Allah var. Öbür yanda “İsrailoğulları dışındaki erkek, kadın, bebek, çocuk ne bulursanız öldürün, öldürün, öldürün…” diyen bir tanrı var. Allah aşkına “öldür, öldür!” diyen bir inanç ve böyle bir tanrı olabilir mi?… Kaldı ki yaratılış kanunu gereği, her insan birbirinin yaratılışta eşi, dinde kardeşidir. Birinin diğerine hiçbir üstünlüğü yoktur.
“Yahudiler ve Hıristiyanlar, “Bizler Allah’ın oğulları ve sevgili kullarıyız, dolayısıyla her ne yaparsak yapalım, kesinlikle cennete gireceğiz!” diyorlar. Onlara de ki: “Öyleyse Allah, günahlarınızdan dolayı sizi niçin cezalandırıyor? Kutsal kitabınızın bildirdiğine göre nice belâlara, musîbetlere uğrayanlar sizler değil misiniz? Baba oğluna, sevgili sevdiğine böyle azap eder mi? Hayır, siz de Allah’ın yarattığı diğer insanlardan hiç bir ayrıcalığı olmayan sıradan insanlarsınız….”(Mâide,5/18)
Çocukların, anaların ve arı gibi çalışkan insanların yaşamadığı, yaşatılmadığı dünya, ölü dünyadır. İbadetler bile nefsî arzu ve istekler için değil; neslî ve insanî arzular dikkate alınarak yapılır. İnsan neslinin ve insanın hayat hakkını düşünmeyen ve sağlamayan her bireyin ve her kurumun hayat hakkı da olmaz.
Sözü arılar masalındaki ibretlik örnek ile noktalayalım. Çalışkan, dürüst, ahlâklı arılar, kovanı balla doldururlar ve bunun şerefine de bir pikniğe giderler. Döndüklerinde bir de ne görsünler; “EŞEK ARILARI” kovanı işgal etmiş, gelene-geçene saldırıyorlar. Ahlâklı, çalışkan arılar bu durumda ne yapabilir? Hiçbir şey… Ama sonuçta yine itibar gören, varlığı artan, aranan, sevilen ve hayata dokunan bal arılarıdır. İnsanın bal arılarını da Allah Resulü şöyle tanımlıyor: “İnsanların en hayırlısı, insanlara iyi, doğru ve güzel katkılarda bulunan insandır.”(Câmiu’l-Ehâdîs, 34/430,hn.37640)
Ey bal arılarım! hep var olasınız.
NURİ ÇALIŞKAN
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…