Başbakan Yıldırım, “Bugüne kadar 15 yıllık iktidarımız döneminde 5 bin vakıf eseri, metruk durumdan çıkarıp başta büyük camilerimiz olmak üzere ihya ettik.” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Hamamönü’nde Mehmet Akif İnan Vakfı hizmet binasının açılışındaki konuşmasına, Memur-Sen Konfederasyonu tarafından bir vefa örneği olarak hayata geçirilen vakfın kurulmasında emeği geçenleri tebrik ederek başladı.
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen’in Kurucu Genel Başkanı olan merhum Mehmet Akif İnan’ın hatırasının artık bu çatı altında yaşamaya devam edeceğini dile getiren Yıldırım, İnan’ın eserleri ve fikirlerinin bu vakıf marifetiyle gençlere ve gelecek nesillere aktarılacağını, vakıf çatısı altında nitelikli projelere, eğitim ve sosyal içerikli güzel çalışmalara imza atılacağından hiçbir tereddüdünün olmadığını belirtti.
Yarın vefatının 18. yılı olan İnan’ın hasretini bir kez daha yüreklerinde hissettiklerini ifade eden Yıldırım, İnan için Fatiha okunmasını istedi.
Başbakan Yıldırım, “Akif Hocamızın sevdaları, coşkuları, ufku, umudu ondan bir miras olarak bugün son derece gür bir seda ile yankılanıyor. Bu gür sedanın sahibi de Memur-Sen, emek mücadelesini ondan aldığı ilhamla devam ettiriyor.” dedi.
“İnan, 7 adamdan biridir”
Yıldırım, 28-29 Ocak 1995 tarihinde İstanbul’da merhum Mehmet Akif İnan’ın kurucusu ve başkanı olduğu Eğitimciler Birliği Sendikası’nın katkılarıyla Yerel Yönetimler ve Eğitim Sempozyumu’nun düzenlendiğini hatırlattı. O dönemin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının ilk senesi olduğunu anlatan Yıldırım, sempozyumun belediye personeli için büyük motivasyon sağladığını ve İstanbul kamuoyunda da büyük yankı uyandırdığını söyledi.
İnan’ın fikirleri, konulara bakış açısı, savunduğu değerlerin daima kendilerinin yolunu aydınlattığını vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Akif Hocamız, Memur-Sen’i eski Türkiye’nin o karanlık dönemlerinde ağır vesayet düzenine en güçlü şekilde karşı durarak kurmuştur. Ayrıca sadece sivil toplum alanında başarılara imza atmakla kalmamıştır. Türkiye’nin düşünce ve sanat hayatının en önemli yıldızlarından, 7 adamdan biridir. Uzun yıllar Ankara Fen Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapmıştır.”
Ülkeye çeşitli kurumları kazandıran İnan’ın aynı zamanda bir Kudüs şairi olarak bilindiğine değinen Yıldırım, “Kudüs bilincini, üstat Nuri Pakdil, üstat Sezai Karakoç’tan sonra şiirlerine işleyen odur.” dedi.
Akif İnan’ın “Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde, Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu. Varıp eşiğine alnımı koydum, Sanki bir yeraltı nehri çağlıyordu. Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde, Götür Müslüman’a selam diyordu. Dayanamıyorum bu ayrılığa, Kucaklasın beni İslam diyordu.” dizelerini okuyan Başbakan Yıldırım, özellikle bu şiir okunduğunda herkesin derinden etkilendiğini anlattı.
Akif İnan’ın geniş coğrafyada barışa ve huzura hasret ve özellikle de çok sevdiği Mescid-i Aksa’ya hasret içinde gözlerini kapadığını belirten Yıldırım, İnan’ın her şair gibi arkasında unutulmaz dizeler bıraktığını aktardı.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs’ün asla yalnız olmadığını duruşu ile ortaya koydu
Başbakan Yıldırım, “O Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir, diyen Recep Tayyip Erdoğan bütün dünyaya Mescid-i Aksa’nın, Kudüs’ün asla yalnız olmadığını duruşu ile ortaya koydu. Bu vesileyle Mehmet Akif İnan Hoca’mızı tekrar rahmetle yad ediyorum.” dedi.
İnan ve onun yol arkadaşlarının bıraktığı kültür mirasını devam ettirip daha da geliştirmenin kendilerine düşen bir görev olduğuna işaret eden Yıldırım, “Bu amaca yönelik olarak çocuklarımızı, gençlerimizi, medeniyet tasavvurumuz içinde iddialı bireyler olarak yetiştirmek zorundayız.” değerlendirmesini yaptı.
“Kütüphanecilik hizmetinde yeni bir dönem başlattık”
Kültür ve sanat konusunda son 15 yılda önemli işler yaptıklarına işaret eden Yıldırım, “Bu topraklardan yeni Akif İnanların, yeni Necip Fazılların, Cemil Meriçlerin çıkması en büyük hedefimiz, en büyük dileğimizdir.” diye konuştu.
Bu amaca yönelik “yaşayan kütüphane” anlayışını getirdiklerini vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi:
“Kütüphanelerimiz ve kütüphanecilik hizmetinde yeni bir dönem başlattık. Yeniden yapılanma çalışmalarıyla 15 kütüphanemiz tamamlandı, hizmete girdi ve 32 kütüphanemizde de çalışmalar sürmektedir. Bu alanda 172 kütüphaneyi de tekrar ihya ediyoruz, modernize ediyoruz. İktidarımız döneminde ihtisas kütüphanelerimizden yaklaşık 200 bin bilim adamı yararlandı. Sinema desteklerini 35 kat artırdık. Kültür sanat çalışmalarını her daim destekledik, desteklemeye de devam edeceğiz.”
Başbakan Yıldırım, vakıflarla ilgili de birtakım düzenlemeler yaptıklarına dikkati çekerek şunları kaydetti:
“Bugüne kadar 15 yıllık iktidarımız döneminde 5 bin vakıf eseri, metruk durumdan çıkarıp başta büyük camilerimiz olmak üzere ihya ettik, en güzel mekanlar haline getirdik. Unutulmaya terk edilmiş 10 milyon vakıf belgesini düzenleyerek sayısal ortama aktardık. 2002 öncesinde Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde sadece 4 müze vardı, toplam 7 adet vakıf müzesini daha da yeni açarak 11’e çıkardık. 15 yıl önce Türkiye’de vakıf kültür merkezi bulunmazken, bugün 2 adet vakıf kültür merkezi faaliyet gösteriyor. Biz köklerimizden geleceğe doğru ilerleyen bir medeniyetin mirasçısıyız. Hem geçmişimize sıkı sıkıya sahip olacağız hem de yeni yüzümüzü bütün dünyaya tanıtacağız, geleceği inşa edeceğiz. ”
“Akif Hocamızın yolundan gidiyoruz”
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
“12 Eylül karanlığında bütün şehirleri tek tek dolaşarak, konferanslarıyla vesayet rejimine karşı dimdik durmuştur. 15 yıl boyunca tıpkı biz de Akif Hocamızın yolundan gidiyoruz. Hiç kimsenin karşısında eğilmedik, bükülmedik, bel bağlamadık. Bundan sonra da dimdik duracak, asla eğilip, bükülmeyeceğiz. Bu millete hayal kırıklığı yaşatmadık, Allah’ın izniyle bundan sonra da yaşatmayacağız. Milletimiz bize bir emanet verdi. Kim ki o emaneti almaya, gasp etmeye yeltenir, önce bizi ve milletimizi karşısında bulur. Milletin emaneti kutsaldır ve o emanete uzanan ellere,’dur bakalım’ demek ve bunun hesabını da hukuk içerisinde sormak bizim en büyük görevimizdir, mükellefiyetimizdir. Çirkin oyunlarla tahriklerle kışkırtmalarla hiç kimsenin varacağı bir yer yoktur ve artık o dönemler geride kalmıştır.”
Tek başlarına da kalsalar, millet emanetini, milletin egemenliğini, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü her şart altında savunmaya devam edeceklerini belirten Yıldırım, bunu en zor dönemlerde demokrasiyi muhafaza etme mücadelesi verenlerin aziz hatıraları, Türk milleti ve ülkenin geleceği genç nesiller için yapacaklarını anlattı.
Başbakan Yıldırım, daha sonra Hamamönü esnafını ziyaret etti. Vatandaşlarla ayak üstü sohbet eden ve fotoğraf çektiren Yıldırım, ardından cuma namazı için Tacettin Dergahı Camisi’ne geçti.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi