Türkiye’de köpeklerin sebep olduğu ölüm olayları bir hayli fazla boyuttadır. Maalesef bilhassa çocuklar köpek saldırılarında hayatını kaybetmektedir. Bu olay haddi aşan bir boyuta gelmesine rağmen olay farklı mecralarda amacından saptırılarak tartışılmaktadır.
Bir ülkede olması gerektiğinden fazla köpek olduğu ve bunların bir takım ellerce belli yerlere bırakıldığı iddia edilmektedir. Hatta Twitter’da bu konu, aylık veya haftalık bir kaç söylem ve halk hareketi şeklinde kendini göstermekte, farklı kesimden bir çok vatandaş sosyal medyada bu konuyu dillendirmektedir.
Ülkemizde açıkça bir sorun vardır ve bu sorunun üstesinden gelinmesi adeta yüksek bir vatan hizmetidir. Güzel Türkçemizde köpek hayvana verilen genel isimdir. Buna ek olarak enik, it tabirleri de kullanılmakta ve çeşitli atasözleri ve deyimlerle halk çok eski çağlardan beri hayvana yaklaşımlarını ifade etmektedir. Köpeği sevenler olduğu gibi sevmeyenler de bulunmaktadır ve kimse buna zorlanamaz. Anayasal olarak da bu bir terör faaliyeti midir tartışılmalıdır. Zira insanların karşısına zorla köpekleri çıkartmak, zorla onların üstüne köpek salmak bir suç teşkil etmektedir.
Türkçemizde köpeklerle ilgili bir çok atasözü bulunmaktadır. Bir çoğunda “it” kelimesi üzerinden onların zararlarına değinilmektedir. İtlerle dolaşma, yolu dolaş denmekte veyahut it iti ısırmaz gibi kalıplaşmış söylemlerle günlük dünyamızda yer almaktadır. İtlen eniklen şaka olmaz da bu durumu özetlemesi açısından önemlidir. Türk toplumu köpek beslemesine rağmen köpeklerin başıboşluğu durumuna esasen atasözlerinde sıkça değinmiştir.
Maalesef bugünlerde şehir merkezlerinde, ıssız sokaklarda, hatta üniversitelerde grup halinde köpekler devamlı bulunmakta ve insanları rahatsız etmektedirler. Köpeklerin havlaması ve ısırması veyahut da korkutması sonucu ölen bir çok vatandaşımız ve yaralanan bir o kadar da insanımız bulunmaktadır. Konuyu gündeme getiren insanlara, bir takım kişilerce karşı taarruzda bulunulmaktdır. Hayvan hakları savunucuları olayları farklı yorumlamaya, muhatapları kışkırtıp hataya sürüklemeye, safsata ile galip gelmeye ve tartışmanın yönünü değiştirmeye çabalamaktadır. Ancak bunlar beyhude çabalardır.
Hiçbir şey, insan hele de çocuk canından daha kıymetli değildir. Ne zaman bir olay yaşansa hemen demagogluk ile ve duygu sömürüsü ile ve karşı suçlama ile bu konuyu örtbas etme teşebbüsü başlamaktadır. İnsanlar olarak, köpeklerden rahatsız olmaktayız. İlla ki cana kıyılmış olması gerekmiyor. Ayrıca cana kıyıldığı halde bu meselenin savunulması da abestir. Hayvan kısırlaştırma yeterli bir çözüm değildir. Kamuoyunda algı oluşturulması da çözüm değildir. Öyle ki hayvan toplamayla görevli ekiplerin bile olaya dahil olarak, zararlı köpeklerin, hatta yasaklı olanların reklamını yaptığı ve onları masum gösterdiği görülmektedir. Bu apaçık bir kamuoyu algısı oluşturma girişimidir ve propagandadır. Türkiye’de bu kadar başıboş köpeğin ne işi vardır?
Türkiye’de halkın hayatını tehdit eden, halka zarar veren bir köpek sorunu bulunmaktadır. Birilerinin sokaklarda hayvan katliamı yapması ile bu başka şeylerdir. Birbirleriyle alakalı yanları olsa da ikincisi birincisi için gerekçe değildir, zira tam tersine birincisi yani köpeklerin şerri engellenemediği için birileri böyle şeylere kalkışmaktadır. Biz hayvanların zarar görmesine taraftar değiliz, aksine buna da karşıyız. Bu konuda elbette gerekenler yine devletimizce ve belediyelerce yapılabilir. Fakat diğer yandan bizim bahsettiğimiz olay, açık şekilde basit bir mesele olmaktan çıkmıştır ve hayvan terörüne dönüşmüştür. Maalesef masum köpeklere çatılıyor denilerek konu farklı gösterilemez. Bu olay adli vakalar içermesi sebebiyle hukuki boyuta evrilmiştir.
Ayrıca köpeklerini tasmasız gezdiren bir takım ruhsal sorunları olan insanlar mevcuttur. Bunlar bu olaylardan zevk almaktadırlar. Bu psikolojik ve sosyolojik bir vakadır. Bu konu, memleket gündemi oyalansın, herkese malzeme çıksın şeklinde kar ve istismar aracı da görülmemelidir. Bir vatandaşın ayrıca bir sokaktan tedirgin geçmesi veya dolaylı olarak bir zarara uğraması da o ülkenin güvenilir olmaması için yeterlidir. Biz bu zamanda bu konuyu tartışıyor olmamalıyız. Safsatacılık, provakasyon, propaganda ve türlü hileleri herkes bırakmalı ve konu çözüme kavuşturulmalıdır.
Hayvanseverliğin hiçbir türü, çocukların ve insanların katledilmesine rıza gösteremez. Türkçemizde hususen bu hayvana da tutum bellidir. Köpek ehil olursa sevilir, ancak ısırırsa veya hırlarsa itlik ediyor denir. Meseleyi sosyolojik ve hukuki açıdan daha iyi değerlendirecekler mevcuttur. Onların harekete geçmesini istirham ediyoruz.