BATI ŞEHİRLERİNİN MANEVİ DONANIMI DEĞİŞECEK Mİ?

Dışımızdaki bazı ülkelerde 2022 yılı itibariyle mevcut cami şeması şöyledir:

İsveç’te 50;

Güney Kore’de 75;

Norveç’te 120;

Brezilya’da 150;

Japonya’da 200;

İsviçre’de 250;

Avustralya’da 340;

Hollanda’da 453;

İtalya’da 749;

İspanya’da 1.312;

Kanada’da 1.712;

İngiltere’de 1.775;

Fransa’da 2.449;

ABD’de 2.508;

Almanya’da 2. 884;

Rusya’da 8.409;

Çin’de 35.859;

Türkiye’de 89.259

Çin’deki cami rakamı yanıltıcı olmamalıdır, Çin aslında dinsizlik sistemi üzerine kurulmuş bir siyasi yapıya sahiptir. Buradaki rakam bu ülkenin kontrolünde bulunan Doğu Türkistan’a aittir. Rusya’da İslam’a karşı ciddi bir eğilim var, ancak buradaki rakamlar da bu topraklarda yaşayan Çeçen, Tatar, Çerkez gibi kavimlerin camilerini yansıtıyor olmalıdır.

Dünya genelinde 2019’un rakamlarına göre 3.843.671 cami bulunmaktadır Bugün bu rakam 4 milyonu bulmuş olmalıdır.

İlginizi çekmiştir sanıyorum,  yine de önemli bir duruma işarette fayda vardır; dikkat ederseniz, işçilerimizin yoğun olduğu Batı ülkelerinde cami rakamları oldukça yüksektir. 6 milyon Türk’ün bulunduğu bu ülkelerde buradaki camilerin tamamına yakınını bizim insanlarımız inşa etmekte, hatta metruk kiliseleri satın alıp camiye dönüştürmektedir.

Bu gelişmelerin ışığı altında Batı şehirlerinde Müslümanlaşma artacak mıdır? Yayınlanan ihtida olayları dikkate alınırsa, gelecek İslam’a gebedir. Bir asır önce, Batı ülkelerinde parmakla gösterilecek kadar çok az sayıda caminin bulunmasından umutlandığımız bu ülkelerde, bugün yüzlercesinin bulunması, şehirlerin manevi donanımında umut vericidir.

Bizim bu umudumuzu besleyen itiraflar olukça fazladır. Ancak, önemli bir ismin, önemli bir açıklaması var. Gelin ona birlikte bakalım:

Rusya Başrahibi Dmitri Smirnov, Bir televizyon programına verdiği mülakatta; ‘Yakın bir gelecekte Tüm Dünya Müslüman olacak’ dedi.

“Hıristiyanlığı kabul etmek isteyenlerin sayısı çok değil. Çünkü daha çok istirahat etme eğilimindeler. Bu bakımdan biz, Avrupa ile birlikte tükenip gideceğiz. Artık beş yıl sonra İngiltere’de en çok kullanılan ismin Muhammed Olacağı söyleniyor. Muhammed ismi şu anda jakop isminden sonra ikinci sırada. Yani beş yıl sonra Muhammed ismi birinci sırada, Jakop ismi ikinci sırada olacak. Şu anda Brüksel’de de aynı. Brüksel’de yaşayan nüfusun yüzde 49’u Müslüman. Müslüman çocukları daha fazla, aileleri büyük. Onlar çocukları seviyor ve yetiştiriyorlar. Yakında Berlin’in yüzde 70’i Müslümanlardan, yüzde 30’u ise yaşlı Almanlardan oluşacak.”

Ya Moskova’da?

“Moskova’da da ayı! Hıristiyanlar kiliseye gitmek yerine Futbola ve konsere gidiyor. Bu yüzden tüm bu toprakları Müslümanlara vermek zorunda kalacaklar. Türkiye’yi birkaç kes ziyaret ettim. Hıristiyan Bizans İmparatorluğundan sadece birkaç anıt kaldığını gördüm. Avrupa topraklarında da birkaç anıt kalmış. Bazılarını güzel camilere çeviriyorlar. Hıristiyanlar kendi dinlerinden yüz çeviriyor, böylece Avrupa’nın sonu geliyor. Müslümanlar çok aktif şekilde gayrimenkul alıyorlar. Akıllı ve eğitimliler. Böylece gelecek onların olacak. Çok sayıda çocukları var. Kiliseler boş. Moskova’da Müslümanların bir bayramı olduğunda, on binlerce erkek gelip sokaklarda namaz kılıyorlar.”

Rus Ortodoksluğunun Başrahibi Dmitri Smirnov, ifşasında samimi olmalıdır. Görünen o ki, doğruyu ifade ediyor. Ancak, niçin Hıristiyan dünyasında böyle bir çözülme başladı? Bunun sebepleri üzerinde pek durmuyor. Aklın ön plana çıktığı günümüzde, İncillere dayanarak aklı bir kenara korsanız, Allah yerine üçlü akideyi dayatır ve bunu da adeta puta dönüşmüş ikonalar önünde yaptırırsanız, günah çıkarma yetkisini Allah’tan alırcasına Papazlar itiraf senaryosuyla teslim ederseniz insanlar bu anlayışa nasıl bağlansınlar?

Toplum dinsiz olmaz, olamaz, hatta insanın da dinsiz olarak hayatını sürdürmesi pek mümkün değildir. Hal böyle iken, bir büyük kitlenin refahın imkânlarına sürüklenerek inançtan uzaklaşmasını, keyfin hâkimiyetine değil, inancın zaafına bağlamak gerektiğini düşünüyoruz. Görüşlerini naklettiğimiz insanların hemen tamamına yakını ihtida gerekçeleri olarak bunları söylemektedir.  Yukarıdaki rakamların dili de bunun ifadesi değil midir?

Yukarıda cami sayılarını sıraladığımız ülkelerde, gayrimeşru çocuk doğumlarının ortalama yüzde 50 civarında olması şunu ifade ediyor; yani her iki çocuktan birisi babasız doğmaktadır. Bu vahim bir tablodur ve çürüyen bu toplumda kiliseden kaçış bu yüzden hızlanmış ve her yıl binlerce kilise boşaltılarak terk edilmektedir. İslam’daki artış onları korkutuyor, Bunun için resmi açıklamalarda ve terör odakları kamuoyunda İslam’a ve camilerine karşı ciddi bir olumsuz tavır söz konusudur. Bunun gelecekte İslam’ın karşısına ne tür problem çıkaracağı henüz bilinmemektedir. Bilinen o ki, aşırı İslâmofobi propagandasına rağmen bu ülkelerde kişisel tercihleri bakımından İslam’a yöneliş artmış durumdadır. Batı bir asrı bulan düşmanlığının karşılığında ettiğini bulacak mıdır? Bekleyip göreceğiz!

Hayırlı bayramlar dileklerimle..

MUHSİN İLYAS SUBAŞI

MİRATHABER.COM -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ