Bayramlar güzellik, zerafet ve estetiğin yaşandığı ortak zamanlardır ancak herşey Allah’ın sınırları içinde olunmalıdır
Bayramlar Müslümanların biraraya geldikleri, dinlenip birbirleriyle kucaklaştıkları günlerdir. Bu günlerde Muminler birbirini affeder, birbirini arar, fakir ve düşkün olanlara yardım eder, yemeleri için kurban eti gönderirler, infak ederler.
Bayramlarda eğlence ve sanatsal gösterimler de bir araya gelmenin bir parçasıdır. Müzik, sözlü edebiyat, iç dekorasyon, sofra sanatları, gösteriler toplumsal bütünleşmenin parçası olmuştur.
Örneğin Osmanlı 16. yüzyılının önemli gösteri tasarımcısı Visokolu Nasuh, onbinlerce kişinin bugünkü adı Sultanahmet olan At Meydanında seyrettiği kendi icadı olan matrak gösterileri için yıllarca karton ve hafif ahşaptan minyatür kaleler, saraylar tasarlamış, bunlar için müzikli koreografiler düzenleyerek bayramlarda zirveye çıkan, padişahın dahi kaçırmadığı bir sanat türü üretmiştir. Ne yazık ki zamanla bu kaybolmuş, yerini Bamyacı-Lahanacı spor takımlarının rekabetine bırakmıştır.
Bayram eğlenceleri sırasında yaygın biçimde hatalar yapılması da yeni değildir. Müslümanlar arasında nadir olan içki, 19. yüzyılda özellikle Sultan İkinci Abdülhamid’in içki fabrikaları kurdurmasıyla yayılmış, adeta Bayramda içki mübahtır fikri bazılarınca benimsenmiştir. Bayramda sarhoşluk affedilirse başka zaman da affedilir denip Rumlara has rakı ve şarap 19. yüzyıl sonunda yaygınlaşmış, 21. yüzyıl başında dinine yabancılaşmış kesimin kendini tanımlamasına konu olmuştur. Bayramda da başka zaman da kafayı bulmak sınırları aşmaktır.
Müzik eğlencelerinde de Allah’ın sınırlarını bilmek gerekir. Kadere, dine, Allah’ın adaletine isyan eden, haramı teşvik eden güfteli şarkılardan uzak durmak, bunlar engellenemiyirsa o esnada zarifçe ayrılmak, en azından eşlik etmemek gerekir. Eşcinsel sapıkların Allah’a alenen isyan ettikleri sözde şarkıların ve gösterilerin olduğu yerlere gitmekse sapıklığa katılmak demektir.
Bayramda sinemaya giderken yine Allah’a meydan okuyan filmlerden uzak durulmalı, sapıklığın, vahşetin, insan düşmanlığının, korkunun, ümitsizliğin, din düşmanlığının para karşılığında eğlence olarak sunulduğu gösterimlere iki saat boyu maruz kalınmamalıdır.
Allah’ın sınırları dahilinde olduğu sürece, isterse kilisede bile olsun, sanat daima mümin insanın ruhunu yükselten, onun Allah’ın yüceliğini, azametini, güzelliğini, yaratıcılığını ve diğer tüm sıfatlarını hatırlamasını sağlayan bir etkinliktir.
Bayramda beraberce sanat ve estetiği, bahçeden eve, sofra düzeninden birlikte eğlenceye, insanları selamlamadaki belagatten kurbanın süslenmesine, fakire verilecek etin paketlenmesinden giysi seçimimize her yerde gösterelim.
Sanat ve estetik Allah’ı zikretmenin güzel bir yoludur.
Bayramınız mübarek olsun.
Süleyman Nazif KALAYCI
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi