BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Türk Tabipler Birliğinin (TTB) isminin önündeki Türk kelimesinin kaldırılması gerektiğini söyledi. Destici, “TTB, PKK ve FETÖ başta olmak üzere pek çok terör örgütünün sözcülüğünü yapıyor.” dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin Malatya İl Kongresinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ‘TTB, Türk hekimlerini temsil etmiyor’ yönündeki açıklamalarını hatırlatması üzerine, Destici, hekimlerin az bir kısmının TTB üyesi olduğunu söyledi.
Bu nedenle TTB’nin hekimleri temsil etmediğini savunan Destici, ‘İkincisi de hem tabiplerimizin, doktorlarımızın sosyal hakları, ücretleri, çalışma şartları, bunlar konusunda da faydalı, yapıcı çalışmalar yapmıyor, teklifte bulunmuyor, yıkıcı bir politika izliyor. Tamamen burada Türkiye düşmanlarının, açıkça söylüyorum, terör örgütlerinin PKK, FETÖ başta olmak üzere DHKP-C, TİKKO pek çok terör örgütünün adeta ve devlet, vatan, din düşmanlarının sözcülüğünü yapıyor. Onların dili ile konuşuyor ve bu da hem Türkiye, Türk milletine, Türk devletine zarar veriyor, hem de tabiplerimize zarar veriyor, hekimlerimize zarar veriyor. Sanki Türkiye’deki bütün hekimler onların düşüncesindeymiş gibi bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Ben onun için TTB’nin isminin önündeki Türk kelimesinin kaldırılmasını teklif ediyorum. Kaldırılmalı çünkü TTB maalesef Türkiye’ye, Türk milletine ve Türk hekimlerine hizmet etmiyor, bölücülüğün, vatan, millet, din ve devlet düşmanlarının adeta sözcülüğünü yapıyor.’ diye konuştu.
Muğla’da bir hastanede, uzman çavuş ile doktor arasında yaşandığı iddia edilen darp olayına ilişkin soru üzerine Destici, kime karşı yapılırsa yapılsın şiddetin kabul edilemeyeceğini söyledi. Destici, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti reddettiklerini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘Ama maalesef sağlık çalışanlarımıza ya da doktorlarımıza, hekimlerimize yapılan şiddetin görmezden gelinmesi ya da orada farklı bir algı oluşturma, bir kargaşa çıkarmak için bazı sağlık çalışanlarının aslında onlara sağlık çalışanı ya da hekim bile demek istemiyorum, provokatif davranışlar gerçekleştirdiğine şahit oluyoruz. Bunlar da hem hekimlerimize hem de hekimlik mesleğine büyük zarar veriyorlar. Öbür taraftan da sanki hekimlere yapılan saldırıları, şiddeti meşru gösterecek kadar bir provokatif eylemler içinde olabiliyorlar. Onun için bunların ayıklanması lazım ve bu tür provokasyon yapan kim olursa olsun bunların da hukuk önünde cezasının verilmesi lazım.’